25 Ağustos 2010, Çarşamba
Teşekkürler, Tayyip Erdoğan! (25-08-2010)
Nelere mi? Kimileri burjuvazinin farklı güçlerinin artık barıştığını söylüyordu. Erdoğan koskoca TÜSİAD'ı "bertaraf olmak"la tehdit ettiğine göre, aralarında hiç olmazsa birazcık sürtüşme olduğunu düşünmek herhalde mübahtır.
Kimileri, burjuvazinin kendi iç mücadelesinde AKP ile TÜSİAD'ın aynı cephede olduğunu sanıyorlardı. Bunlar saatleri biraz yavaş işleyen solcular anlaşılan. TÜSİAD 2002-2007 arasında Türkiye'yi krizden çıkarmak ve AB'ye taşımak için neoliberal bir tek parti hükümetinden yararlandıktan sonra (ki o zaman dahi bazı sürtüşmeler yaşanıyordu aralarında) 2007'den itibaren hükümete sırt çevirdiği halde, solda bazıları hâlâ üç yıl öncesinde yaşıyorlar. Son gerilimin onları uyandırmaya belki biraz katkısı olmuştur.
Kimileri de, burjuvazinin iç savaşını hâlâ "hayat tarzı" ya da "cumhuriyetin kazanımları" üzerine bir mücadele sanıyordu. Mücadelenin esas konusunun sermayenin iki dilimi, yani sembolik olarak söylersek TÜSİAD ile MÜSİAD arasında bir sosyo-ekonomik paylaşım mücadelesi olduğunu söylemekten dilimizde tüy bitmişti. Erdoğan, biraz sayıklama gibi bir konuşma içinde, yoksul halkın içine girmekten söz edip ardından bakın ne diyor? "Anadolu sermayesini daha samimi görüyorum. TÜSİAD kendisini çek etsin." Sonra Gaziantep'te bir yoksul mahalleyi ziyaret ettiğini anlatıyor, ardından yine dönüyor, bakın ne diyor? "TÜSİAD da bundan gücenmesin ama Anadolu sermayesini bu konuda daha realist görüyorum. Çünkü onlar daha iç içe. Daha onlarla hemhal oluyor. Onun için de diyorum ki TÜSİAD şöyle bir kendini çek etsin, Anadolu sermayesiyle daha iç içe olsun, daha kaynaşsın. Burada da yüreğini ortaya koysun."
Erdoğan kimle kimi karşı karşıya getiriyor? Sınıf mücadelelerinde böyle açık sözlü tanıklığı çok sık görmez insan.
Bir de TÜSİAD'ın esas destekçilerinin kimler olduğunu nadiren görülebilecek berraklıkla ortaya koydu bu açıklama. Cumhuriyet gazetesinde günlerce "bitaraf-bertaraf" edebiyatından geçilmedi. "Solcu" Kılıçdaroğlu ise İstanbul mitinginde TÜSİAD'a "arkanızdayım aslanlarım" diye seslendi.
Erdoğan ile TÜSİAD'ın bu çatışması, toplumsal hayatta laboratuvar deneyine en yakın durabilecek olay. Bizim "iç savaş" tezimiz bu laboratuvar deneyinde bir kez daha test edilmiş ve doğrulanmıştır. Soldan bu olaya gelecek başka açıklamaları duymak isterdik doğrusu.
Kimileri, burjuvazinin kendi iç mücadelesinde AKP ile TÜSİAD'ın aynı cephede olduğunu sanıyorlardı. Bunlar saatleri biraz yavaş işleyen solcular anlaşılan. TÜSİAD 2002-2007 arasında Türkiye'yi krizden çıkarmak ve AB'ye taşımak için neoliberal bir tek parti hükümetinden yararlandıktan sonra (ki o zaman dahi bazı sürtüşmeler yaşanıyordu aralarında) 2007'den itibaren hükümete sırt çevirdiği halde, solda bazıları hâlâ üç yıl öncesinde yaşıyorlar. Son gerilimin onları uyandırmaya belki biraz katkısı olmuştur.
Kimileri de, burjuvazinin iç savaşını hâlâ "hayat tarzı" ya da "cumhuriyetin kazanımları" üzerine bir mücadele sanıyordu. Mücadelenin esas konusunun sermayenin iki dilimi, yani sembolik olarak söylersek TÜSİAD ile MÜSİAD arasında bir sosyo-ekonomik paylaşım mücadelesi olduğunu söylemekten dilimizde tüy bitmişti. Erdoğan, biraz sayıklama gibi bir konuşma içinde, yoksul halkın içine girmekten söz edip ardından bakın ne diyor? "Anadolu sermayesini daha samimi görüyorum. TÜSİAD kendisini çek etsin." Sonra Gaziantep'te bir yoksul mahalleyi ziyaret ettiğini anlatıyor, ardından yine dönüyor, bakın ne diyor? "TÜSİAD da bundan gücenmesin ama Anadolu sermayesini bu konuda daha realist görüyorum. Çünkü onlar daha iç içe. Daha onlarla hemhal oluyor. Onun için de diyorum ki TÜSİAD şöyle bir kendini çek etsin, Anadolu sermayesiyle daha iç içe olsun, daha kaynaşsın. Burada da yüreğini ortaya koysun."
Erdoğan kimle kimi karşı karşıya getiriyor? Sınıf mücadelelerinde böyle açık sözlü tanıklığı çok sık görmez insan.
Bir de TÜSİAD'ın esas destekçilerinin kimler olduğunu nadiren görülebilecek berraklıkla ortaya koydu bu açıklama. Cumhuriyet gazetesinde günlerce "bitaraf-bertaraf" edebiyatından geçilmedi. "Solcu" Kılıçdaroğlu ise İstanbul mitinginde TÜSİAD'a "arkanızdayım aslanlarım" diye seslendi.
Erdoğan ile TÜSİAD'ın bu çatışması, toplumsal hayatta laboratuvar deneyine en yakın durabilecek olay. Bizim "iç savaş" tezimiz bu laboratuvar deneyinde bir kez daha test edilmiş ve doğrulanmıştır. Soldan bu olaya gelecek başka açıklamaları duymak isterdik doğrusu.