Kamplar birbirini sınıyor (30-09-2007)
30 Ağustos süreci bu anlatılanların ve gelecekteki olasılıkların bir özetini sundu bizlere. 27 Ağustos'ta Genelkurmay'ın geçmiş açıklamalarına paralel yeni bir açıklama yapması ve seçim sonuçlandıktan sonra yemin töreninde CHP ve üst komuta heyetinin yer almaması, Sezer ve Gül'ün devir teslim töreninin basına kapalı yapılmasıyla birlikte gerginlik tırmanmaya başladı. GATA'da yapılan mezuniyet töreninde konuşmalarda daha önce kullanılan "sayın cumhurbaşkanım" yerine "sayın cumhurbaşkanı" ifadesinin kullanılması, konuşmalarda laikliğe özel vurgular yapılması ve başta Genelkurmay Başkanı olmak üzere komutanların Cumhurbaşkanı sıfatıyla toplantıda bulunan Gül'ü geleneklere aykırı olarak selamlamaması açık bir tavrın ifadesiydi ve net bir uyarıydı. Abdullah Gül'ün 30 Ağustos resepsiyonuna eşsiz katılması ve sürekli alttan alan tutumları gerginliği biraz olsun azalttı. Nihayet daha sonra Hava Harp Okulu'nda yapılan törende Büyükanıt, Cumhurbaşkanı'na selam vererek 30 Ağustos sürecinde tırmanan gerilimi bir parça daha düşürmüş oldu. Kısa sürede yükselen ve ardından biraz olsun yumuşayan gerginlik gelecek günlerin de bir tablosunu çiziyor aslında. Batıcı-laik burjuvazi, TSK ve emperyalistler kendi üslup ve yöntemleriyle AKP hükümetinin ve Gül'ün çizgiyi aşmaması için hamleler yapacaklar. Buna karşılık Gül'ün alttan alan tavrına bakıp da türban, İmam Hatipler ve çeşitli atamalar üzerine gerginliklerin çıkmayacağını düşünmek mümkün değildir.
Anayasa tartışmaları bağlamında yeni bir dönem açılmaktadır. Tek bir kelime üzerinden fırtınaların kopacağı hatta bazı aşamalarda yeniden darbe tehditlerinin gündeme geleceği günler hiç de uzak değildir. Tüm bunlara karşın kimse Sosyal Güvenlik Reformu ve AB uyum yasaları gibi burjuvazinin işçi sınıfına saldırısının cisimleştiği başlıklarda herhangi bir ciddi gerginlik beklememelidir. Gül de bu süreçteki yerini net biçimde alacaktır. İşçi sınıfı ve emekçiler için, burjuvazinin kendi içinde kavga eden kamplarından bağımsızlaşarak kendi cephesini kurmaktan ve siyaset sahnesine kendi ağırlığıyla çıkmaktan başka seçeneği yoktur.