Hedef özgür emekçiler üniversitesi (03-11-2007)
Karşımızda duran bu sınıfsal temelli sorunlar, sermayeyi yenerek kurulacak olan düzendeki yeni üniversite modelimiz için ipuçları vermektedir. İlk talebimiz tüm emekçi çocuklarının koşulsuz, istedikleri alanlarda eğitim görebilme hakkı ve kapitalizmin bilgiden yoksun bıraktığı yetişkin emekçilere de üniversitelerde, üretimin bütününün bilgisinin verilmesinin yanında siyasi kültürel birikimlerini sağlayacak hayat boyu eğitim hakkının verilmesidir.
Peki bu eğitim nasıl bir eğitim olmalıdır? Yukarıda da belirttiğimiz gibi kafa-kol emeğinin ayrılmasıyla bugün üniversitelerde verilen teorik bilgi de sorunludur. Pratiğe dair yetersiz olduğu kadar belirlenen dar alanlarda ayrıntı ve gereksiz bilgiler verilmektedir. Yapılan işin bütününün öğrenilmesi için üretimin kendisiyle yani fabrika, tarla ve işyerleri ile üniversiteler arasında köprüler kurulmalı üretim ve eğitim kol kola sürmelidir. Yani Politeknik Eğitim uygulanmalıdır. Öğrenciler eğitimlerinin bir kısmına ilgili üretim alanlarında devam edecektir. İşçilerse değişen bilgiyi, gelişen teknolojiyi üniversitelerde hayat boyu eğitimle takip edecek, istediği zaman istediği konuda araştırma yapmak veya bilgi edinmek için üniversitenin tüm olanaklarından yararlanacaktır.
Sadece akademik alanda değil idari alanda da değişiklikler yapılacaktır. Bugünkü antidemokratik uygulamaların aksine üniversite yönetiminde burjuvazi değil, işçi sınıfı dolaysız söz sahibi olacaktır. Faklı düşüncelere, duruşlara her zaman yer olacaktır. Üretim alanlarıyla birleşen üniversitelerde yönetimde tek söz sahibi olacak üniversitenin unsurları değildir. Üretim alanları olduğu gibi üniversiteler de işçi denetiminde olacaktır.
Öğrencilerin sorunları işçi sınıfının sorunlarından bağımsız değildir. Öğrenci mücadelelerini işçi sınıfının mücadelesinden ayrı düşünmek de mümkün değildir. Kurtuluş tam olarak ancak işçi sınıfının nihai zaferiyle gelecektir. Dolayısıyla eğitim sorunundaki çözümümüz de proletarya iktidarıyla yaratılacaktır. Bugün yapmamız gereken de geçişsel nitelikteki taleplerimizle gençlik hareketini devrimci bir kulvara kazanmaktır.