Ezilen Kürtle savaş mı? Yokuz! Emperyalist ABD ile savaş mı? En önde oluruz! (03-11-2007)

Birincisi, bütün Ortadoğu halklarında olduğu gibi Türk halkında da 2003 Irak savaşından beri var olan Amerikan düşmanlığını Kürtlere saldırmak için bir manivela olarak kullanmak. İkincisi, Türkiye’yi kaybediyorum korkusuna kapılacağı umulan ABD’yi yola getirerek Kürtlere saldırırken onun sadece onayını değil desteğini de almak. Yoksa ABD’ye karşı gerçek bir tavır almak onların sözlüklerinde yok. Öyle olsa önce Afganistan ve Lübnan’dan Türk askerini çeker, Irak halkını katlederken lojistik desteğinin % 70’ini Türkiye üzerinden alan ABD’yi cezalandırmak için İncirlik’i gündeme getirirlerdi. Onlar sevgili “büyük müttefik”lerine uyarı yapıyorlar, halk da sokaklarda ABD’ye karşı mücadele ettiğini sanıp Kürtlere karşı düşmanlık yapıyor.

Bir de Baykal gibi ağzından çıkanı kulağı duymayanlar var. Dağlıca olayından sonra Baykal “Türkiye bir örtülü savaş karşısındadır” dedi. “Örtülü savaş” diyen, “PKK’nin savaşı aslında başka bir büyük gücün Türkiye’ye karşı verdiği bir savaştır” demek istiyordur. Kim bu büyük güç? Barzani mi, Irak mı? Güldürmeyin insanı! Baykal bu sözüyle “ABD Türkiye’ye savaş açmıştır”dan başka bir şey demiş olamaz. ABD Türkiye’ye savaş açmışsa, ABD’ye karşı ilk savaşan biz oluruz. Hodri meydan! Ne duruyorsun Baykal! Hükümete dönüp “ABD’yle savaş” desene! Savaşın üzerinde örtü varsa örtüyü kaldırsana! Bak biz açıkça söylüyoruz: Mazlum Kürtle savaşmaya karşıyız, ABD ile savaşa çağrı çıkarıyoruz!

Türkiye Kürdüyle kucaklaşalım!

Türkiye 23 yıldır bir savaşın pençesinde yanıp kavruluyor. İlk kez mi genç insanlar, sadece işçi-emekçi-yoksul Türk gençleri değil, aynı zamanda Kürt gençleri ölüyor? 35 bin kaybı sağır sultan duydu. O zaman Gabar’ın ve Dağlıca’nın kurbanlarını neden kirli savaş propagandanızın malzemesi yapıyorsunuz? Bir büyük savaş devam ederken, o savaşın bir muharebesinde ölenler bir politikanın gerekçesi yapılamaz. Savaşa karşı politika belirlerken savaşın hangi siyasi sorunun ifadesi olduğuna bakmak gerekir. Bu savaş on yıllardır varlığı inkâr edilmiş, sesini her çıkardığında imha edilmiş olan Kürdün ezilmişliğinin bir sonucudur. Kürt sorunu çözülmeden bu savaş bitmez. Öyleyse yapılması gereken açıktır. Kürtlerin bütün haklarını tanırsınız, ne Türk gençleri ölür, ne Kürt gençleri, ne de yüz milyarlarca dolar akıtılan bir savaş bütün emekçi halkı yoksullaştırır.

Türk halkı PKK’nin ABD adına savaş vermekte olduğu iddiasıyla açıkça kandırılıyor. “PKK’nin ABD ile ilişkisi nedir?” diye sormadan önce kendimize “Türkiye’nin ABD ile ilişkisi nedir?” diye soralım. Tabloyu herkes bilmiyor mu? Türkiye tam 55 yıldır NATO’nun üyesi, Afganistan ve Irak’ta ABD’nin, Lübnan’da İsrail’in kirli işini görüyor, ABD’ye (ve AB’ye) yaranmak için Bosna’dan Kongo’ya askeri güç yolluyor, eski Sovyet cumhuriyetlerinde, Balkanlar’da ve başka ülkelerde NATO standartlarıyla askeri eğitim veriyor, emperyalizmin küreselci politikalarını harfiyen izliyor. İnsana sorarlar: başkalarına Amerikancı demeden önce dönüp kendine baksana!

Irak Kürdüyle çarpışmayalım!

Irak Kürt önderliklerinin, yani Barzani ve Talabani’nin, Irak’ta ABD emperyalizmine en ikirciksiz biçimde destek veren siyasi güç olduğu tartışılmaz bir gerçek. Irak Kürtleri onlarca yıl boyunca ezilen bir halk olarak yaşamış, Saddam’ın katliamlarına maruz kalmış olsa da, hiçbir ezilmiş ulusun kurtuluşu için başka ulusların köleleştirilmesine destek olma hakkı yok. Bugün Barzani ve Talabani Arap ulusunun ABD çizmesi altında ezilmesine omuz veriyor.

Ama bugün Kurtlar Vadisi Irak’ın kahramanlarıyla aynı çizgiye gelen Özkök’ler gibi “ABD’nin yardakçısı Barzani’nin hesabını görme” ateşi ile yanıp tutuşmadan önce, bir kez daha dönüp kendinize bakın. 1980’den beri Türkiye’nin emperyalizmden kopması, ABD’den uzaklaşması, NATO’dan çıkması için ne yaptınız? ABD İran’a karşı hazırlamakta olduğu savaşta Türkiye’ye önemli bir rol vermeyi planlıyor. Buna ne kadar karşı çıktınız? Kendisi boylu boyunca Amerikancılık sosuna batırılmış bir ülkenin insanları olarak, Amerikancılıkla mücadele etmek için bula bula bütün Ortadoğu’nun ezmiş olduğu mazlum bir halkı mı buldunuz saldıracak? Neden Türk Silahlı Kuvvetleri’nin NATO ile tepeden tırnağa bütünleşmesiyle uğraşmıyorsunuz?

İhtimal düşük ama eğer Türkiye Kuzey Irak’taki Kürt oluşumunu askeri hedef olarak belirlerse, bu, iki Amerikancı gücün savaşı olacaktır. Böyle bir savaş kimseye anti-emperyalist onur getirmez. Irak Kürdüyle çarpışmayalım!

ABD’yle savaşalım!

İşçiler, emekçiler, kamu çalışanları, yoksullar, gençler! Bugün size Türkiye’nin ABD ile mücadele ettiği söyleniyor. Külliyen yalan! Sizin Afganistan’dan, Irak’tan, Filistin’den, Lübnan’dan dolayı ABD’ye karşı duyduğunuz nefreti kullanıyorlar. Bu sayede sizi Kürt kardeşlerinizle karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar. Onlar ABD’nin dostudur, ABD de onların! Oysa ABD sizin düşmanınızdır.

ABD, Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra bütün potansiyel rakiplerini kendine tâbi kılmak için büyük bir paylaşım savaşı başlattı. Tabii amacı aslan payını kendine ayırmak. Yugoslavya, Irak, Afganistan, yarın İran veya Suriye, hep bu paylaşım savaşının duraklarıdır. Ve bu savaş bitmeyecek, Ortadoğu’dan Kafkaslara ve Orta Asya’ya sıçrayacak. ABD dünyanın yegâne hâkimi olmak için bütün bu bölgelerde halkları birbirine düşürüyor, onların arasında savaşlar çıkarıyor, “böl ve yönet” taktiklerini sonuna kadar kullanıyor. Türkiye’yi Bosna’ya, Kosova’ya, Afganistan’a, Lübnan’a çekti, Irak’a çekmek istedi, yarın İran’ın, öbür gün Rusya’nın ya da Çin’in üzerine sürecek. Bu savaşların sonucunda Türk ve Kürt gençleri İran ve Orta Asya’da canlarını verecek. Savaşın getirdiği yoksulluk bütün toplumu kasıp kavuracak. ABD’nin Ortadoğu’dan sökülüp atılması gerekiyor.

Öyleyse, gözümüzü gerçek düşmana çevirelim! Bütün Ortadoğu halklarının el ele kurtuluşu için kolları sıvayalım! ABD ile savaşalım!

Emperyalizmin yıkıntıları üzerinde Ortadoğu Federasyonu kurulduğunda, Kürt sorunu da kardeşçe ve onurlu biçimde çözülmüş olacaktır. Ama Türkiye’nin ve öteki ülkelerin patronlar sınıfı emperyalizme karşı ayaklanamaz. Öyleyse görev işçi sınıfına ve emekçilere düşüyor. Geleceğin özgür Ortadoğusu bu yüzden sosyalist olacaktır ya da hiç olmayacaktır!