DİP Girişimi ve EEK’ten Erdoğan ve Papandreu’ya yanıt! (14-05-2010)

Halk düşmanları kucaklaşıyor!

Türkiye ve Yunanistan işçi sınıfları arasındaki dayanışmayı örelim!

Yunanistan yanıyor. Kapitalist sistemin dünya ekonomik krizi ülkenin üzerine son derecede ağır biçimde çullanarak ekonomisini iflâsla karşı karşıya getirdi.

Doğası gereği çöküşler ve depresyonlar üreten bir sistemin başında bulunan kapitalist Avrupa Birliği'nin ve uluslararası sermayenin kitlelere kemer sıktırma aracı olan IMF'nin yöneticileri, Yunanistan işçi sınıfının tüm kazanımlarını ve haklarını hedef alan vahşice bir saldırı düzenlemeye karar vermiş bulunuyorlar. Yunanistan'ın "sosyalist" başbakanı Yorgos Papandreu onların tetikçiliğini yapıyor. Geçen Kasım'da bunun tam tersini vaat ederek seçilen Papandreu şimdi U dönüşü yaparak Avrupa hakim sınıfları ile Yunan burjuvazisi adına Yunan işçi sınıfına ve emekçi kitlelerine saldırıyor. Ücret ve maaşlarda vahşice kesintiler yapılması, refah devletinden, eğitim ve sağlık hizmetlerinden elde ne kaldıysa yok edilmesi ve kamu hizmetlerinin özelleştirilmesi gündemde.

Bu vahşi saldırının tam ortasında Türkiye başbakanı Recep Tayyip Erdoğan yanında getirdiği pek çok bakanıyla birlikte büyük bir tantanayla Papandreu'yu ziyaret ediyor. Hiçbir şey bundan daha münasip olamaz! Erdoğan, iktidara geldiği 2002 yılının sonundan itibaren Türkiye burjuvazisinin sınıf çıkarlarına sadakatle hizmet etti ve işçi sınıfının (her ne kadar otuz yıldır devam eden neoliberal saldırının ertesinde oldukça kısıtlanmış olsa da) haklarına saldırdı. 2007 ile 2009 arasında 1 Mayıs'ı Taksim Meydanı'nda kutlama girişimlerini şiddetle bastırdı ve Tekel işçilerine basınçlı su, biber gazı ve coplarla saldırdı.   

Yani Papandreu ve Erdoğan silah arkadaşıdır! Her ikisi de emekçilerin düşmanıdır. Yunanistan'ı tutuşturan yangının tam ortasında Erdoğan'ın sınıfsal bakımdan yoldaşı olan Papandreu'yu ziyaret etmesi tamamen uygundur. Erdoğan'ın Papandreu'nun işçi sınıfı düşmanı politikalarını benimsemesi gayet uygundur. 

Buna karşılık, iki ülkenin işçi sınıfı ve sol hareketlerinin üzerine düşen görev Ege'nin iki yakasından birbirlerine doğru uzanıp işçi sınıfı mücadeleleri arasındaki kardeşliği ve dayanışmayı örmektir. Hem de ne mücadele! Kendi burjuvazilerinin her daim körüklediği acı tarihsel olayların yarattığı düşmanlıkları ile bilinen bu iki ülkeyi şimdi kapitalist saldırıya karşı savaşan işçi sınıfları birleştiriyor.

Yunan işçi sınıfı, son otuz yılın en büyük seferberliği olan 5 Mayıs Genel Grevi dahil olmak üzere beş ayda beş kez Genel Greve giderek savaşım kapasitesini, IMF ve AB'nin barbarca uygulamalarını yenilgiye uğratma kararlılığını ortaya koydu. Yaklaşmakta olan 20 Mayıs Genel Grevi devam eden bu mücadelenin diğer bir önemli kavgası olacak.

Türkiye de son aylarda işçi mücadeleleri ile sarsıldı. Tekel işçileri 78 gün boyunca kahramanca mücadele ettiler. İstanbul'un Taksim Meydanı'nda düzenlenen, her yerden gelen 200 ila 300 bin arasındaki işçi ve işçi sınıfı dostunu biraraya getiren etkileyici 1 Mayıs eylemi bu sürecin bir sonucudur. 26 Mayıs'ta bir genel grev düzenlenmesi kararlaştırıldı ama bürokrasinin entrikaları büyük ihtimalle bu genel grevin önemini azaltacak.      

Ege'nin iki yakasındaki işçi sınıfını hakim sınıfların korkulu rüyası haline getirelim! Uluslararası sermaye ile Yunan sermayesi Yunan işçi sınıfına savaş ilân etti. Yunan proletaryası buna gereken karşılığı vermeye kararlı olduğunu gösterdi. Proleter enternasyonalistlerinin görevi, bu kavganın Türkiye ve Yunanistan'ın işçilerini kapitalistlerin, generallerin ve bürokratların olmadığı bir sosyalist dünya mücadelesinin içinde birleştirmesini sağlamaktır.

Emperyalizmin sürekli savaşına karşı sürekli devrim!

ABD, AB ve NATO emperyalizmleri defolsun, Türkiye ve Yunanistan'daki askeri üsleri dağıtılsın!

Tüm yabancı güçler (Türk, Yunan, Britanya ve Birleşmiş Milletler güçleri) Kıbrıs'tan çekilsin, emperyalist üsler dağıtılsın! Emperyalistlerin dayattığı anlaşmalarla adanın bölünmesine hayır! Türk ve Rum vatandaşlarının eşit haklara sahip olduğu birleşik, bağımsız ve sosyalist Kıbrıs Cumhuriyeti için mücadeleye!

Özgür ve bağımsız halkların Balkan Sosyalist Federasyonu! Avrupa Birleşik Sosyalist Devletleri için mücadeleye!

EEK ve DİP işçi sınıfının dünya partisi olan Dördüncü Enternasyonal'i yeniden kurmak için savaşıyorlar. İki ülkenin işçi sınıfını ortak düşmanları olan kapitalizme karşı el ele vermeye çağırıyoruz!  

Kapitalistler kendi krizlerinin faturasını kendileri ödesin!

Tek çözüm, krizi sosyalist bir programla aşacak olan işçi iktidarıdır! 

 

Devrimci İşçi Partisi Girişimi (DİP)

Ergatiko Epanastatiko Komma (EEK)

14 Mayıs 2010

dip.jpglogoeek.jpg