Çocukları asıl siz kullanmayın! (Şiar Rişvanoğlu - 27-09-2010)
Kürt halkının kültürel alandaki temsilcilerinden TZP Kurdî (Tevgera Ziman û Perwerdehiya Kurdî -Kürt Dili Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Hareketi), 23-25 Ağustos tarihleri arasında yaptığı "Dördüncü Kürtçe Eğitim ve Dil Konferansı"nda aldığı "anadilde eğitim hakkı için okulları bir hafta boykot" kararıyla çok önemli ve saygıdeğer bir çıkış yaptı. Kararın amacı açık: Kürtçe'nin Anayasa'da yer alması ve anadilinde eğitim hakkının tanınması. Halk bu karara elbette bütün gücüyle sahip çıktı ve hem bölgede, hem de Kürtlerin örgütlü olduğu özellikle Adana, Mersin gibi metropol gettolarında önemli oranda hayata geçti. Biz de enternasyonalizmin bir gereği olarak bu kararı destekledik, insanlara insanın anadilinde konuşması, eğitim görmesi, yaşamının her alanında ilişkilerini anadiliyle oluşturmasının en doğal hakkı olduğunu anlatmaya çalıştık.
İktidar partisi AKP, sermaye (referandumda "evet" çağrısı yapıp hezimete uğrayan Kürt sermayesi de içinde) ve onun sözcüleri ise "başöğretmen" edasıyla başparmaklarını sallayarak ahlaksızca bağırıyor: "Çocukları siyasete alet etmeyin, kullanmayın"!
Hadi oradan! O kullanılıyor dediğiniz Kürt çocuklarının çoğu (en azından kendi halkının mücadelesi ve tarihi konusunda) sizden çok daha bilinçli, daha birikimli. Ne yaptıklarını, ne istediklerini, buna karşılık ne bedeller ödediklerini biliyor, bilmese de seziyor. Neden mi?
Çünkü o çocukların babaları, anneleri, kardeşleri, kuzenleri şehirde ya da dağda (bir kısmı kimyasal silahlarla) öldürüldü, cenazeleri bile verilmedi! Çünkü o çocukların annelerine, ablalarına, kızkardeşlerine tecavüz edildi! Çünkü o çocuklar, aileleri kendi köylerinden, memleketlerinden sürüldüğü için yoksulluğun, pisliğin göbeğinde doğmak zorunda kaldılar!
Çünkü o çocukların köyleri hâlâ yakılıyor, doğdukları ya da ailelerinin özlemle andığı yerleri ziyaret bile edemiyorlar! Çünkü o çocuklara sistem tarafından uyuşturucu, porno dahil her türlü yoz kültür devlet eliyle dayatılıyor! Çünkü o çocukların ablaları, ağabeyleri daha birkaç yıl önce aynı şekilde "anadilinde eğitim" istedikleri için üniversitelerden, yurtlardan atıldı, işkence gördü, cezaevlerine atıldı! Çünkü o çocuklar daha geçen yıl Diyarbakır'da (Amed) Kürtçe şarkı söyledikleri için yargılandı! Çünkü o çocukların babaları sadece Kürt olduğu için asgari ücret bile alamıyor, anneleri kendilerini bırakıp üç kuruş için çok kötü koşullarda sigortasız çalışıyor! Çünkü o çocukların önemli bir kısmı okuyamıyor, oto sanayiden inşaata kadar en kötü, en pis işlerde çalıştırılıyor! Çünkü o çocuklar sadece taş attıkları için hapislere tıkılıyor, hiçbir şey yapmasalar da öldürülüyor! (İHD verilerine göre Kürt illerinde son 20 yılda polis ya da askerin açtığı ateş sonucu öldürülen çocukların sayısı en az 351.)
Erdoğan 2006'da ilan etmişti: "Kadın da, çocuk da olsa gereği yapılır!" Gereği son olarak 4 Haziran'da Şırnak'ta yapıldı. 14 yaşındaki Fırat Basan adlı Kürt çocuğu, "akrep" olarak bilinen zırhlı polis aracının altında ezilerek katledildi.
Ey bize ahlâk dersi vermeye çalışan eli ve vicdanı kanlı, ikiyüzlü reziller!
Çocukları, kulu olduğunuz kapitalist sistemin tüketim tanrısının iğrenç reklâmlarında, aşağılık dizilerinde, utanç verici satış-promosyon kampanyalarında, popüler kültürün şarkı-türkü yarışmalarında bir piyon gibi, dekoratif bir unsur, bir meta gibi acımasızca kullanan, harcayan burjuva siyasetine alet eden sizsiniz!
Çocukları asıl siz kullanmayın!
Merak etmeyin Kürt çocukları, bizim çocuklarımız, ne için mücadele ettiklerini gayet iyi bilir!