25 Haziran: Kore Savaşı'nın yıldönümü (İşçi Mücadelesi gazetesi #32 - 25-06-2008)
Associated Press ajansı 18 Mayıs günü, Kore Savaşı konusunda uzun bir haber yayınlayarak, Güney Kore'nin emperyalizm yanlısı rejiminin ve ABD'nin Kore Savaşı konusunda yarım yüzyıldır yalan söylemekte olduğunu dünyaya duyurdu. ABD'nin Birleşmiş Milletler'i Kore Savaşı'na sürüklemek için kullandığı başlıca iddialardan biri Kuzey Kore ordusunun dehşet verici katliamlara giriştiği idi. Oysa şimdi Güney Kore'de ortaya çıkan toplu mezarlar ve ABD'de gizliliği kaldırılan belgeler, katliamı yapanın ABD'nin hamisi olduğu gerici Güney Kore rejimi olduğunu ortaya koyuyor.
Her şey 2002'de bir kasırga bir toplu mezarı ortaya çıkarınca başlıyor. Gazeteciler, araştırmacılar, katledilenlerin aileleri ve o dönemde yargısız infazlarda görev alan bazı pişman eski polis ve askerlerin basıncı, gerçeğin üzerinden perdeyi kaldırıyor. Güney Kore hükümeti iki yıl önce tarihle hesaplaşmak için bir resmi araştırma komisyonu kurmak zorunda kalıyor. Komisyon üyeleri savaş başladığında Kuzey'i ve komünistlerin mücadelesini destekleyeceğinden kuşkulanıldığı için yargısız infaz edilen gerilla ve köylülerin sayısının en az 100 bin olduğunu söylüyor. Ayrıca baskı altında pişmanlık gösterip rejime destek olanların oluşturduğu bir derneğin 300 bin üyesinden çoğunun da yine yargısız infaza kurban gittiği tahmin ediliyor. Bu 400 bin rakamı o günkü 20 milyonluk Güney Kore nüfusu ile karşılaştırılmalı. Bugünün Türkiye'sinin nüfusunda benzer bir katliam 1,5 milyona yakın insan demek!
ABD'nin o dönemdeki gizli belgeleri de bu katliamı kabul eden ifadelerle dolu. Bunların en önemlisi, o dönemde Güney Kore ordusunu kontrol altında tutan ABD komutanı General MacArthur'ün katliamın farkında olduğunu, ama bunu Korelilerin bir "iç meselesi" olarak gördüğünü kanıtlıyor. 1953'te savaş bittikten sonra ABD Ordusu'nun yayınladığı savaş suçlarına ilişkin rapor ise katliamları Kuzey Kore ordusunun "canice barbarlığı"na atfediyor!
3 milyon ölüyle kapitalizmi kurtarmak!
ABD'nin Kore Savaşı'nın esas amacı, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Halk Komiteleri yönetiminde sosyalizme yürüyen, 1948 ile 1950 arasında devrimci ayaklanmalarla ABD'nin Güneydeki kuklası Singman Rhee rejimini sarsan Kore halkının özlemlerine rağmen, Çin Devrimi'nden (1949) sonra bir de Kore'de kapitalizmin devrilmesine engel olmak. Kore Savaşı 25 Haziran 1950'de başlayınca, Güney Kore halkının büyük bölümü Kuzey'in yanına geçiyor, Güney Kore'nin kendi ordusu neredeyse dağılıyor ve 20 milyonluk Güney'in %90'ı Kuzey Kore'nin hakimiyetine geçiyor. Yani Kore kendi başına bırakılsa, bugünkü gibi bir bölünme olmayacak, Kore de Çin gibi kapitalizmin bütünüyle ilga edildiği bir ülkeye dönüşecek. ABD işte bunun için savaşa giriyor. 3 yıllık bir savaşta 3 milyon hayat bunun için sona eriyor!
İşte Menderes Türkiyesi, NATO'ya girebilmek için Türkiye'nin askerini bu kadar kirli bir davada harcıyor. Bugün aynı politika devam ediyor. Türk Silahlı Kuvvetleri bütün bölge ülkelerine NATO standartlarında eğitim veriyor. Türkiye emperyalizmin bütün savaşlarını (Somali, Bosna, Kosova, Afganistan, Irak vb.) destekliyor. Afganistan'da ve Lübnan'da olduğu gibi, emperyalist işgal güçlerine birlik veriyor. Bugün bu yüzden henüz çok asker ölmüyor, ama emperyalist sürekli savaş derinleştikçe, Türkiye'nin bu politikasının bedeli ağırlaşacaktır. Öyleyse, "dur" demek gerekiyor!
İşçi Mücadelesi’nin çağrısı
ABD’nin Kore Savaşı’na ilişkin yalanları, haber kaynakları İşçi Mücadelesi’nden çok daha güçlü olması gereken düzen medyasında hiç yer almadı. Bunun nedeni, emperyalizm yanlısı medyanın Kore Savaşı’nın kitlelerin gözünde teşhir olmasının, hakim sınıfların bugünkü politikalarının aleyhine olacağı korkusudur. İşçi Mücadelesi medyada yer alan ilerici bütün güçleri bu haberi medyaya sokma mücadelesi vermeye çağırıyor. 25 Haziran Kore Savaşı’nın 48. yıldönümüdür. Bu yıldönümünü emperyalizmin yüzünü kızartmak, gençlerimizi emperyalist maceralardan korumak için bir vesile yapalım. ABD Kore Savaşı’na ilişkin gizliliği kaldırılmış olan milyonlarca belgeye yeniden “gizli” damgası vuruyormuş. (Hürriyet, 30 Mayıs 2007) Başları belada, peşlerini bırakmayalım!Bush’un sözcüsü yalanları açıklıyor
Emperyalizm için yalan bir var oluş tarzı. Irak Savaşı öncesinde de Bush ve çalışma arkadaşlarının ağız dolusu yalan söylediği artık biliniyor. Hatırlayın, nerede o kitle imha silahları? Son günlerde bir başka ifşaat ABD seçkinlerini sarsıyor. Irak Savaşı’na giden günlerde ve sonrasında Beyaz Saray basın sekreteri olan ve Bush adına sayısız açıklama yapan Scott McClellan adında biri, yazdığı kitapta Bush yönetiminin sahtekârlıklarını açık açık yazmış. Siz siz olun, televizyonda Beyaz Saray sözcülerini dinlerken kendi kendinize sorun: “Acaba bu ne zaman açıklayacak şimdi söylediği yalanları?”