İstanbul’da "Filistin’de idari tutukluluk ve açlık grevi direnişi" konulu toplantı gerçekleştirildi

Samidoun-Filistinli Esirlerle Dayanışma Ağı’nın çağrısıyla 25 Eylül Pazar günü İstanbul’da Nostalji Kitabevi'nde "Filistin'de idari tutukluluk ve açlık grevi direnişi" konulu bir toplantı gerçekleştirildi. Toplantıya Samidoun Uluslararası Genel Koordinatörü Charlotte Kates konuşmacı olarak katıldı.

Charlotte Kates konuşmasına Siyonist işgal gücünün hapishanelerinde, İsrail’in idari tutukluluk uygulamasına karşı Filistinli esirlerin açlık grevi direnişini yükselttikleri bir dönemde uluslararası dayanışmanın öneminin vurgulayarak başladı. İsrail hapishanelerinde esirlerin verdiği mücadelenin, Filistin ulusal kurtuluş mücadelesinin çok önemli bir parçası olduğunu söyledi. İşgale karşı direnişte en ön safları tutanların, meydanlarda, üniversitelerde, iş yerlerinde mücadeleyi örgütleyenlerin, kurtuluş hareketinin önderlerinin; hiçbir suçlama olmadan, mahkemeye çıkartılmadan idari tutuklama uygulamasıyla tutuklandığını söyleyerek; Filistinli esirlerle dayanışmanın yalnızca insani yanının önemli olmadığını, aynı zamanda bu esirlerin Filistin halkının mücadelesini ve bilincini temsil ettiklerini belirtti. Filistinli esirleri savunmanın, ulusal kurtuluş mücadelesini ulusal ve uluslararası alanda marjinalize etmeye, mücadeleye terörizm damgası yapıştırmaya çalışan işgal gücüne karşı savunmak olduğunu söyledi.

Ellerinden her şey alındığında bile Filistinli esirlerin bedenlerini ve bilinçlerini bir silah gibi kullandıklarını, en önemli mücadele yöntemlerinden birinin açlık grevleri olduğunu söyleyen Charlotte; geçmişte İsrail hapishanelerinde gerçekleştirilen toplu açlık grevi eylemlerinden bahsetti. Siyonist işgal gücünün bu direnişleri en az bombalı saldırılar kadar tehlikeli olarak nitelendirdiğini ve Filistinli esirlerin açlık grevlerini durdurmak için zorla serumla tedavi yöntemi uyguladığını anlattı.  Ardından yakın zamanda, ya zafer ya zafer diyerek idari tutukluluğa karşı açlık grevine başlayan ve kazanan Bilal Kayed’in mücadele deneyimini anlattı. Samidoun aracılığıyla, BDS Türkiye’nin Bilal Kayed’in avukatlarına yaptığı öneri sayesinde Bilal Kayed’in 71 günlük açlık grevi süresince sağlığını koruyabilmek için B1 vitamini kullandığını söyledi. Bu örneğin dahi uluslararası mücadelenin gerekliliğini kanıtladığını söyleyerek, BDS Türkiye ile mücadeleyi ortaklaştırmanın Filistin mücadelesi için önemini vurguladı.

Charlotte Kates, toplantının yapıldığı gün yani 25 Eylül’de tüm İsrail cezaevlerinde 3 günlük kitlesel bir açlık grevi başladığını duyurdu. Yasir Hamduna isimli bir esirin felç geçirerek hayatını kaybetmesinin ardından başlayan grevin talepleri İsrail cezaevlerinde sağlık koşullarının iyileştirilmesi ve tıbbi ihtiyaçların karşılanması.

Konuşmanın ardından dinleyicilerin katkıları ve sorularıyla, mücadelenin nasıl ortaklaştırılacağı, kullanılabilecek yöntemler ve uluslararası dayanışmayı büyütmenin yolları tartışıldı. Toplantı, 15-22 Ekim tarihlerinde Fransa’da tutuklu bulunan Lübnanlı direnişçi, Filistin ulusal kurtuluş mücadelesinde de önemli bir isim olan George Abdallah için düzenlenen dayanışma haftasının duyurusu ile sona erdi.