Başyazı: Ülkenin gündemini işçinin emekçinin sorunları belirlemeli
İşçinin emekçinin gündemi ile siyasetinki bambaşka. İşten atılmak ya da sürekli işten atılma tehdidiyle çalışmak, çalışırken hastalanmak hatta ölmek, hayat pahalılığı, mutfaktaki yangının tüm evi sarması, boğazına kadar borca batmış şekilde ay sonunu getirememek ve giderek daha fazla borçlanmak, kısacası geleceğimizi görememek… Bu liste uzar gider.
Belediye başkanı, muhtar kim olacak, belediye meclisine, ihtiyar heyetine kim girecek gibi sorulara sıra gelmez bile. Ama her gün televizyonlar, gazeteler bu haberlerle dolu. Düzenin tüm partileri kıyasıya bir yarış içinde. Pazarlıklar yapılıyor, ittifaklar kuruluyor, bozuluyor tekrar kuruluyor. Ve hiçbiri işçinin emekçinin hayati sorunlarını çözmek için yapılmıyor. Parsa kapmanın peşindeler.
Kocaeli-Gebze’de viyadük inşaatı çöktü, üç işçi kardeşimiz öldü. Yine yıldırım hızıyla yayın yasağı koydular. Daha önce madenlerde, tren kazalarında, havalimanı inşaatlarında ölen kardeşlerimiz gibi onları da unutturmak için… Kimse hesap vermeden zaman geçecek, kayıplarımız unutulacak diye düşünüyorlar.
Ve açılış günü yapacakları şov için “yayınlamama” yasağı getirecekler. Hangi kanalı çevirirseniz çevirin kaçamayacaksınız. Gözünüze sokacaklar. Ama siz siz olun kırmızı kurdeleyi gördüğünüzde o inşaatların harcındaki kardeşlerimizin kanını hatırlayın! Candan önemlisi var mı? Oyunuza canınızdan daha çok kıymet verenlerin oyununa gelmeyin!
Beykoz’da AKP aday adaylarından bir tanesi kendisini kaptırmış her tarafa pankart asmış: “Herkes evini yapacak kimse rüşvet vermeyecek” diye. Dediğinin nereye gittiğinin farkında değil, ama kavganın konusunu iyi özetlemiş. Düzen muhalefetinin partileri de farklı bir şey demiyor. Saatlerce konuşur dururlar ama özünde tek bir şey söylerler: “Yıllardır yediniz durdunuz, sıra bizde.” İşte bu onların kavgasıdır. Müteahhitlerin, arsa spekülatörlerinin, tefecilerin, ihalecilerin parsa kapma kavgasında işçinin emekçinin yeri yoktur.
İşçi ve emekçiler kendi gündemlerini ülkenin gündemi haline getirmek için birleşmek zorunda. Daha önce kim hangi partiye oy vermiş olursa olsun sorunlar ortaktır. “Ayrı, gayrı yok! Birleşik İşçi Cephesi var!” demenin zamanıdır. Türk-İş’li, Hak-İş’li, DİSK’li, sendikalı sendikasız, çalışan ve işsiz tüm işçiler birleşmelidir! Daha önce hangi partiye oy vermiş olursanız olun! Sömürenlerin kavgasında taraf olup başka partiye oy veren emekçi kardeşinizin kalbini kırmayın. Emeğin çatısı altında, ortak sorunlarda birleşin, yürek yüreğe, omuz omuza patronların, tefecilerin karşısına çıkın!
Patron partilerinden kopun! Ekmek ve hürriyet kavgasında birleşin! Seçim günü geldiğindeyse tabii ki, işçi ve emekçi düşmanlarına, patronlara, ihalecilere, tefecilere emperyalizmin, Siyonizmin dostlarına oy yok! Oyununuza gelmeyeceğiz, cevabımız boykot!
Bu yazı Gerçek gazetesinin Aralık 2018 tarihli 111. sayısında yayınlanmıştır.