Sermaye krizi işten atmalarla ve sömürüyü arttırarak fırsata çeviriyor! İşsizlik en büyük sorun olmaya devam ediyor!

Sermaye krizi işten atmalarla ve sömürüyü arttırarak fırsata çeviriyor! İşsizlik en büyük sorun olmaya devam ediyor!

TÜİK işsizlik rakamlarını açıkladı. İşten çıkarmaların devam ettiği, iş arayanın iş bulmakta zorlandığı bir dönemde TÜİK’in işsizlik oranının düştüğünü açıklaması şaşkınlık yarattı. Üstelik bu sefer resmi işsizlik rakamı 0,4 puan düşerek yüzde 8 olurken geniş tanımlı işsizlikte de 3 puanlık bir gerileme görülüyor. Ancak tabloya biraz daha yakından bakınca işçi sınıfının yaşadığı sorunların TÜİK rakamlarına da yansıdığı görülüyor.

Resmi (dar tanımlı) işsizlik rakamları neden yanıltıcıdır?

Resmi işsizlik tanımı dar bir tanımdır. Sadece son dört hafta içinde aktif iş arayan ve iki hafta içinde iş başı yapmaya hazır olup çalışmayanları gösterir. Dolayısıyla da iş bulmaktan ümidini kesmiş olup iş aramayı bırakmış olan geniş bir kesimi, ücretler düşük olduğu için ev işleriyle meşgul olmayı tercih eden ev kadınlarını, şehirde işsiz kalıp geçinemediği için memleketine köyüne dönüp ücretsiz aile işçiliği yapanları vb. kapsamaz. Yani şu ya da bu sebeple işgücü dışına çıkanları kapsamaz. Dolayısıyla resmi işsizliğin azalıyor olması daha fazla işçi istihdam edildiği anlamına gelmeyebilir. Nitekim TÜİK rakamlarına göre istihdam Temmuz ayında sadece 18 bin kişi artmıştır. İşgücüne katılım oranı ise 0,3 puan düşmüştür.

Geniş tanımlı işsizlik neden azaldı? Cevap istihdam değil çalışma saatleri ve sömürü arttığı için!

Geniş tanımlı işsizlik, bize atıl işgücünü gösterir. Yani bir ülkedeki emek gücü potansiyelinin kullanılamaması, atıl bırakılması söz konusudur. Bu anlamda sadece çalışmayanları göstermez aynı zamanda tam zamanlı, düzenli bir işte çalışmayıp tam zamanlı iş arayanları ya da düşük ücretle çalışıp ancak mesai ile geçinebilen ve ek iş arayanları da içerir. Bu kitle “zamana bağlı eksik istihdam” kategorisi altında sayılmaktadır. TÜİK rakamları bize haftalık fiili çalışma süresinin 43,4’ten 44,4’e çıktığını ve buna paralel olarak da zamana bağlı eksik istihdamın 3,7 puan düştüğünü gösteriyor. Yani işçiler giderek alım gücü düşen ücretlerle daha fazla geçim sıkıntısı çekmekte, mesaili çalışmaya yönelmekte, sermaye de bu durumdan daha az işçiyi daha çok çalıştırarak sömürüyü arttırarak faydalanmaktadır.

İşçi ailesi geçinemiyor! Bir yandan işçi çıkarmalar yaşanırken bir yandan kadınlar düşük ücretlerle işgücü içine çekiliyor!

Aynı dönemde 146 bin kişi de işgücü dışına çıkmıştır. Bu dönemde 227 bin erkeğin işgücü dışına çıkmış olmasına karşın kadın işgücünün 81 bin kişi artmış olması ise bir başka çarpıcı veri olarak karşımıza çıkıyor. İşgücüne katılım oranındaki düşüş 0,8 puanla tamamen erkeklerden oluşuyor. Bu dönemde kadınların işgücüne katılım oranı ise 0,2 puan artmış. Yani işçi hanesi geçinemiyor ve erkekler işten çıkarılırken ve yeniden iş bulmakta zorlanırken, kadınlar daha esnek çalışma koşulları ve düşük ücretlerle istihdam ediliyorlar.

Sermaye krizi işten atmalarla ve sömürüyü arttırarak fırsata çeviriyor! İşsizlik en büyük sorun olmaya devam ediyor!

İşsizlik halen en büyük sorun! Çözüm örgütlü mücadelede!

Şu anda işsizlik işçi sınıfımız için en büyük sorun olmaya devam ediyor. İşsiz kalmanın mevcut hayat pahalılığı ve borçluluk koşullarında ne kadar büyük bir yıkım olduğu ortada. Aynı zamanda yedek sanayi (işsizler) ordusunun büyümesi işçi sınıfının sermaye karşısındaki rekabet gücünü olumsuz etkiliyor. İşten çıkartılma korkusunun artmasıyla çalışan işçiler de daha düşük ücretlere razı oluyor ve geçim sıkıntısı gittikçe ağırlaşıyor. Patronlar sömürüyü arttırmak için krizi bahane olarak kullanıyor. Üretim kapasitesindeki en ufak bir düşüşü derhâl işten çıkartmalarla işçiye fatura ediyor. Üretim azalmıyor olsa dahi daha az işçiyi daha çok çalıştırarak sömürüyü ve kârlarını arttırma yoluna gidiyorlar. Patronlara bu gücü veren, işçilere iş güvencesi sağlamayan düzendir. İşçilerin elindeki son iş güvencesi olan kıdem tazminatı patronlar üzerinde yeterince caydırıcı olamıyor. Birçok patron kıdem tazminatını dahi işçiye ödemiyor, yıllar sonra mahkeme kararıyla öderim diyor.  Bu durumda işçi sınıfı için tek yol örgütlü mücadele. Kimsenin işini ve aşını tek başına savunma şansının olmadığı bir dönemdeyiz. Örgütlü ve sendikalı olmak patronlar karşısındaki tek caydırıcı gücümüzdür.

İşsizlik sorununun çözümü için Devrimci İşçi Partisi diyor ki:

  • İşsize iş herkese aş! İstihdamın arttırılması için kamu yatırım seferberliği!
  • Çalışma hakkı dokunulmazdır! İşten atmak yasaklansın!
  • İşten atılan işçi değil iş akdi feshini yapan patron tarafı mahkemede haklılığını ispatlamak zorunda tutulsun!
  • İş saatleri azaltılsın mevcut işler çalışan nüfusa paylaştırılsın!

Bu yazı Gerçek gazetesinin Eylül 2025 tarihli 192. sayısında yayınlanmıştır.