İleriye doğru önemli adım: EEK’in 12. Ulusal Kongresi

Dördüncü Enternasyonal’in Yeniden Kuruluş Koordinasyonu (DEYK-CRFI) Yunanistan seksiyonu EEK’in 12. Kongresi 23-25 Kasım tarihlerinde toplandı. Aşağıda EEK’in kongresi üzerine partinin genel sekreteri Savas-Mihail Matsas tarafından kaleme alınan raporu okuyacaksınız.

EEK’in 23 Kasım’da başlayan ve 25 Kasım’da çalışmalarını tamamlayan 12. Ulusal Kongresi’ni desteklemek için üç yüzü aşkın sınıf mücadelesi savaşçıcı Atina’daki Panteion Üniversitesi’nin salonunda toplandı. 

Salon kızıl bayraklarla, ana devrimci sloganlarımızın yazılı olduğu pankartlarla ve Marx, Engels, Lenin ve Trotskiy’in portrelerinin yanı sıra dünya devriminin güncel evresinin genç kuşaktan sembolik şahsiyetleri ile şehitlerinin – Arjantin’de PO’nun bir suikaste kurban giden genç üyesi Mariano Ferreyra’nın, Tunus’ta kendi yakarak tüm bölgeyi tutuşturan Muhammed Buazizi’nin ve 15 yaşındayken polis tarafından öldürülen ve Aralık 2008’de Yunanistan’daki devrimci isyanın ateşini yakan Alexandros Grigoropulos’un- portreleri ile donatılmıştı.

Katılımcıların çoğunluğunu ve baskın unsurunu isyan halindeki işsiz gençliğin oluşturduğu Kongre, ülkedeki ön-devrimci durumun tüm dinanizmini ifade ediyordu. Yunanistan’da, Avrupa’da ve uluslararası çapta yaklaşan mücadelelere hazırlanmak için ileriye doğru önemli bir adım oldu.

EEK Merkez Komitesi’nin Genel Sekreteri Savas Mihail- Matsas “Yunanistan’da İktidar Mücadelesi başlıklı ana siyasi raporu sundu. Bu rapor, kapitalist iflasın ve yoksullaşan kitlelerin mücadelelerinin kabarışının yarattığı yeni dünya-tarihsel durum ile burjuva iktidarının rejim krizi üzerine yoğunlaşıyor. Proletaryanın hegemonyası altında, kendi kendisini örgütleyen, işçi iktidarı için savaşan, bir program ve plan tarafından donatılan, bir Birleşik Cephe’nin sınıfsal eylemini geliştiren  kitlelerin krizden sosyalist yoldan çıkışı sağlayabileceği ve sağlaması gerektiği vurgulandı. Bunun için hayati önem taşıyan önderlik rolünü oynamanın devrimci enternasyonalist öncü partinin sorumluluğu olduğu belirtildi. Yunanistan’daki ön-devrimci durumu parçalanmakta olan Avrupa Birliği ile alevler içindeki Ortadoğu arasındaki bağlamına yerleştiren ayrıntılı bir analiz sunuldu. Kitlelerin bilincinde gerçekleşen değişiklikleri ve kitlelerin yüzünü sola dönmesini dikkate alan, bunu yaparken sekter körlüğün ve sola dönüşün geçici biçimi olan Syriza’nın yükselişine oportünist biçimde uyum sağlamanın ifade ettiği ikili tuzağa düşmeyen bu perspektif, tek gerçek “sol hükümet” formülü olan işçi iktidarı organları temelinde kurulmuş bir işçi hükümeti uğruna verilecek mücadele için bir geçiş programı ortaya koymuştur: AB/Avrupa Merkez Bankası/IMF’den oluşan “troyka”nın dayattığı memorandumu ortadan kaldıracak, borçları reddedecek, ekonomiyi bir acil plan çerçevesinde yeni toplumsal temeller üzerinde yeniden organize edecek, iflas eden kapitalist sistem ile emperyalist AB’den kopacak ve Avrupa’nın bütün işçileri ile birlikte Avrupa Birleşik Sosyalist Devletleri için mücadele edecek bir program.

Bu ilk oturumda raporun sunulmasının ertesinde öteki sol ve liberter örgütler (NAR-Yeni Sol Akım, SEK-Sosyalist İşçi Partisi, OKDE-Spartakos, OKDE-İşçi Mücadelesi, Komünist Yenilenme, Anasyntaxi-“Yeniden Kümelenme” Komünist Örgütü, anarko-sendikalist “Rosinante” örgütü ile KEHA-İşçilerin Kurtuluşu ve Öz-Yönetimi Hareketi) ile toplumsal hareketlerin (Savaş Karşıtı Enternasyonalist Hareket, ANASA adlı sosyal aktivistler grubu) önderlerinin ve Yunan sol entelijensiyasının tanınmış, önemli temsilcileri kongreyi selamladı.

Kapitalist sahipleri tarafından terk edilen fabrikayı işgal eden ve öz-yönetim yoluyla işletme mücadelesine girişen Selanik’teki BIO.ME metalürji fabrikası işçilerinin sendikasının EEK’in 12. Kongresi’ne gönderdiği çok sıcak kardeşlik mesajı da önemle anılmayı hak ediyor.

Kardeş parti ve örgütlerimizin (Arjantin’den Partido Obrero, Türkiye’den DİP, İtalya’dan PCL, Finlandiya’dan MTL, Uruguay’dan Partido de los Trabajadores’in yanı sıra Rusya Komünistler Partisi’nin Genel Meclisi’nin) 12. Kongre’ye gönderdiği ve kongrede okunan mesajlar ise EEK gibi enternasyonalist bir parti için özel önem taşıyor.

Sonraki günlerde çok sayıda konu hakkında özel raporlar ve öneriler sunuldu. Bu konular hakkında salondan düzinelerce katkı ve yorum yapıldı. Bu katkıların ardından üzerinde değişiklikler yapılan öneriler en sonunda oy birliği ile kabul edildi. Ele alınan ana konular şunlardı:

  • Dördüncü Enternasyonal’in yeniden kurulması için verilen mücadele
  • Sendikalara ve işçi mücadelelerine müdahalemiz
  • Kitlelerin yaşanmakta olan felakete direnmek için oluşturdukları öz-örgütlenmeler (mahallelerde kurulan halk meclisleri, gıda, barınak, sağlık hizmetleri ve eğitim hizmetleri veren toplumsal dayanışma ağları, Bağımsız İşçi Mücadelesi Merkezleri vb.) içindeki deneyimlerimiz ve görevlerimiz
  • Faşizme karşı mücadele
  • Gençlik örgütümüz OEN
  • EEK’in inşası için örgütsel görevlerimiz
  • Mali kaynaklarımız (en barbarca, sonu gelmeyen “kemer sıkma” önlemlerinin uygulandığı, iflas etmiş bir ülkedeki, büyük çoğunluğunu işsizlerin oluşturduğu bir parti için yaşamsal bir sorun)

Her bir konu hakkında bir dizi karar alındı. Bu kararların arasında, 2013 yılında, biri Arap Baharı diğeri krizdeki Avrupa hakkında, sektleri değil, süregiden mücadelelere dâhil olan, farklı geleneklerden gelen canlı devrimci güçleri ortak bir politik platformu tartışmak ve ortak bir eylem planını benimsemek üzere bir araya getirecek, birbiriyle bağlantılı iki uluslararası konferans düzenlemek için somut adımlar atma kararımız özellikle anılmayı hak ediyor.

Nihayet, yeni Merkez Komitesi ve Kontrol Komisyonu seçildi.

Kongre öncesindeki iki ay boyunca tüm parti örgütlerinin “Yunanistan’da İktidar Mücadelesi” üzerine ana politik dokümandan yukarıda andığımız konular hakkındaki özel dokümanlara uzanan bir dizi doküman temelinde yürüttükleri tartışmalar ile 12. Kongre’ye hazırlanıldı.

Bu kongre, kuşkusuz 1974’te askeri diktatörlüğün çöküşünden sonraki ilk birkaç devrimci yıldan bu yana gerçekleşen en önemli, gençlik dolu, heyecanlı ve coşkulu kongre oldu. Şimdi önümüzde tarihsel görevler ve mücadeleler var.

 

Atina, 27 Kasım 2012