Hindistan’da tarihi genel grev
Hindistan bir süredir işçi sınıfı mücadelelerinin yükselişine sahne oluyor. Bunun doruk noktalarından biri 8 Ocak’ta yaklaşık 250 milyon işçinin katıldığı genel grevle yaşandı. Grevin büyüklüğünü anlamak için bunun neredeyse Hindistan’da her 4 yetişkinden birine, dünyadaysa her 20 yetişkinden birine denk düştüğünü belirtelim. 8 Ocak grevi, tarihte tek bir gün içinde en fazla kişinin katıldığı genel grev oldu. Hayatı durduran grev, 10 büyük işçi sendikasının yanı sıra köylülerin kitle örgütlerinin çağrısıyla düzenlendi. Öğrenciler de dersleri boykot ederek eylemlere katıldılar.
73 milyon işsizin bulunduğu ülkede hayat pahalılığı almış başını gidiyor. Bununla kol kola biçimde işçilerin hakları budanıyor ve hükümet büyük çaplı özelleştirmelere girişiyor. Bilhassa köylüler borç içinde yüzüyor. Bu koşullarda grevcilerin haklı talepleri ise şunlar oldu: asgari ücretin arttırılması, herkese sosyal güvenlik hizmeti sağlanması, pahalılığın dizginlenmesi, işsizliğe çare bulunması, işçi emekçi düşmanı yasaların geri çekilmesi, özelleştirmelere son verilmesi, taşeron çalışmanın kaldırılması ve köylülerin borçlarının silinmesi.
Ülkenin başındaki Narendra Modi, Hindu milliyetçisi BJP’nin üyesi. Modi gittikçe sıkılaşan bir baskı rejimi uyguluyor. Hükümet partisinin paramiliter gücü durumundaki faşist çeteler, sık sık Müslüman azınlığa yaptıkları saldırıların yanına üniversite harç zamlarını protesto eden öğrencilere dizginsiz bir şiddet uygulamayı da ekledi. Grevci işçiler sadece ekonomik taleplerle yetinmeyerek bütün bu baskılara da karşı çıktılar. Hindistan işçi sınıfı, ülkemizde de benzer dertlerden muzdarip emekçi halka izlenmesi gereken yolu gösteriyor.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Şubat 2020 tarihli 125. sayısında yayınlanmıştır.