Hindistan’da çiftçiler, sermaye yanlısı yasalara karşı geri adım atmıyor

Hindistan’da çiftçiler, sermaye yanlısı yasalara karşı geri adım atmıyor

Salgının 10 milyonu aşan vaka sayısı ile en sert vurduğu ülkelerden Hindistan’da çiftçi eylemleri devam ediyor. Modi hükümetinin Eylül ayında çıkardığı tarıma yönelik sermaye yanlısı yasalara karşı geniş çaplı gösteriler örgütleyen 150’ye yakın çiftçi örgütü, Kasım ayının başından bu yana başkent Yeni Delhi’nin sınırında direnişlerine devam ediyor. Ülkenin başkente en uzak bölgelerinden dahi katılımların olduğu eylemlerde iki aya yaklaşan süredir çiftçiler, geceleri soğuyan havaya ve polis şiddetine rağmen geri adım atmadılar. Şimdiye kadar çiftçi örgütlerinin hükümetle yaptığı görüşmeler sonuçsuz kalırken, çiftçiler yasalaşan üç düzenlemenin de tamamen iptalinde ısrarcılar.

Yeni yasalar küçük ve orta ölçekteki çiftçileri büyük tarım şirketlerine bağımlı hale getiriyor

Yeni yasalar, devletin belirlediği taban fiyatın uygulamasının esnetilmesi yoluyla şirketlerin taban fiyata uymaksızın alım yapabilmesine olanak tanıyor. Çiftçilerin yasaya karşı olmasının bir diğer sebebi sözleşmeli çiftçiliği yani küçük çiftçilerin büyük tarım şirketlerinin sözleşmeli üreticisi hâline getirilmesini hızlandıracak değişiklikler içermesi. Yasalar, küçük ve orta ölçekteki çiftçilerin büyük şirketlere daha da bağımlı hâle gelmesinin önünü açıyor. Eylemlerde yasadan en çok etkilenecek küçük ve orta ölçekteki çiftçiler öne çıkıyor.

Hindistan’da tarımsal üretimde on yıllardır var olan bankaya ve tefeciye borçluluk sorunu, büyük şirketlerin tarıma girişi ve tarımsal üretimin piyasalaştırılmasıyla daha da ağırlaşmış durumda. Girdi fiyatlarının yüksek olması sebebiyle geçimini sağlamakta zorlanan Hindistanlı çiftçiler arasında intiharlar da yaygın rastlanan bir olgu. 1995’ten bu yana en az 300 bin Hindistanlı çiftçinin intihar ettiği düşünülürse çiftçilerin yaşadığı geçim sıkıntısının boyutları daha iyi anlaşılacaktır.

Bugün çalışan nüfusun yaklaşık yarısının tarımda faal olduğu ülkede çiftçi hareketlerinin uzun bir tarihi var. 60’lı yıllarda tarımın vergilendirilmesine karşı, 80’li yılların başında ise hem vergilendirme düzenlemesine karşı çıkan, hem de ürün alımı taban fiyatlarının yüksek; elektrik, su gibi girdi fiyatlarının düşük tutulması için ülke sathına yayılan köylü eylem dalgaları gerçekleşmişti. Yakın zamana kadar da çiftçi örgütleri, bazı yasaları sert muhalefetiyle geri çektirmeyi başarmıştı. Hareketin bugünkü dinamizminin sebeplerinden biri de uzun geçmişe sahip ve yakın zamana kadar gelen bu kazanımların ve eylemlerin hafızası.

İşçiler eylemlere grevle destek veriyor

Çiftçilerin eylemleri toplumun diğer kesimlerinden de destek görmeye devam ediyor. Bu dayanışma eylemlerinin en önemlileri Hindistanlı işçilerin Kasım ve Aralık ayları sonunda gerçekleştirdikleri geniş katılımlı destek grevleriydi. Geride bıraktığımız 2020 yılı aynı zamanda işçi karşıtı çalışma yasalarının da çıktığı, saldırının sadece kır emekçilerine değil, tüm emekçi sınıflara yöneldiği bir yıldı. Yeni çalışma yasaları işten çıkarmaları kolaylaştırırken, zaten yaygın olan esnek, güvencesiz ve sözleşmeli çalışmanın kapsamını genişletmeye yönelik değişiklikler içeriyordu.

Tarımın diğer bölgelere göre daha gelişkin ve makineli yapıldığı kuzeydeki Pencap, başkenti de içine alan Haryana ve yüksek nüfuslu Uttar Pradeş eyaletlerinde sözleşmeli çiftçilik daha yaygın. Dolayısıyla bu eyaletlerden katılımlar ön plana çıkıyor. Pencap, Hindistan’ın genelindeki Hindu çoğunluklu dinsel yapıya karşıt olarak Sihlerin çoğunlukta olduğu, tarihsel olarak da ayrılıkçı hareketlerin 80’lerde ülkenin Hindu ağırlıklı ordusu tarafından kanlı biçimde bastırıldığı bir eyalet. Hükümetteki faşist Hindistan Halk Partisi (BJP) de eylemleri bu dinsel gerilim üzerinden kaşıyan söylemlerle bölmeye çalışıyor. Bilindiği gibi, bu hükümet aynı zamanda ülkenin en büyük azınlığı olan Müslümanlara karşı da faşist uygulamalara başvuruyor.

2020 yılı hem faşist partinin giderek daha cüretkâr uygulamalarıyla hem de işçilerin, köylülerin, demokratik hakları kahramanca savunan kitlelerin mücadeleleriyle geçti. Salgınla beraber düzenin çelişkilerinin daha da sertleştiği koşullarda, köylü eylemleri Hindu faşizmine karşı en önemli engel olarak ortaya çıkıyor. Tabloda eksik olansa talepleri devrimci program etrafında ileri taşıyacak, sermaye düzenine doğrudan alternatif olacak bir siyasi öncü parti.

Bu yazı Gerçek gazetesinin Ocak 2021 tarihli 136. sayısında yayınlanmıştır.