Billur Tuz işçisi engelleri tuzla buz edecek!
Türk- İş Bölge Temsilcisi Mustafa Kundakçı ise kürsüden işçilere seslenerek; mücadelelerinin Savranoğlu işçilerininki gibi kutsal olduğunu ve birlik olunduğunda zaferin geleceğine inandığını belirtti.
Daha sonra işçilerden Ulviye Borazan, Mehtap Tekin ve Mustafa Erdem direniş çadırında Gerçek Gazetesi’ne çalışma koşullarını anlattılar:
“Çalışma ve ücret koşulları patronların kesinlikle umurunda değil. Fazla çalışma zorunlu hale getirildi. Her yerde kameralar var. Mesai saatlerinde tuvalete gitmek, arkadaşınla konuşmak yasak. Sağlık koşullarına ve iş güvenliği kurallarına uyulmuyor. Banttan geçen tuzların içindeki yabancı maddeleri ayıklamak zorundayız ve bu iş sırasında yoğun bir toz kalkıyor. Bundan korunabilecek maskemiz bile yok. Yazın fabrikada cehennem sıcağında çalıştığımız halde buzdolabı olmadığından içecek bir bardak soğuk su bulamıyoruz.
Kısa bir süre önce bir kadın arkadaşımız iş kazası geçirdi ve kolu koptu. İşveren ilgilenmediği gibi, arkadaşımız hastane hastane o vaziyette dolaşmak zorunda kaldı. Tazminatını bile alamadı ve davası hala sürüyor. Hatta patron bize kazaya dair yalancı şahitlik yaptırmak istedi. Bu insanlık dışı koşullarda asgari ücretin altında günde sadece yarım saat molayla çalıştığımız halde bir de sendikalaşmak istediğimiz için kapının önüne konulduk. Yerimize işçiler alındı. İçeride kalan ve bize destek olmaya çalışan kadrolu arkadaşlarımız da kovulmakla tehdit ediliyor.”
İzmir, Çiğli Atatürk Organize Sanayi Bölgesi'nde bulunan Billur Tuz fabrikasından sendikalı oldukları için işten çıkarılan taşeron işçileri, yedi ay önce ağır çalışma koşullarına karşı Tek Gıda İş sendikasında örgütlenmeye başlamış, bunun üzerine işveren, tuz yıkama, paketleme ve ambalaj bölümünde çalışan altısı kadın 47 işçiyi 2 Ocak 2011’de işten çıkarmıştı.