Tuğlayı çekelim! Duvarı yıkalım!

DİP Bildirisi

İstibdad rejiminin nasıl bir bataklığın üstünde inşa edilmiş olduğu bir kez daha ortaya çıkıyor. Bu gerçeği bütün toplumun görmesini sağlayan, tüm bu pisliğin ta içinden gelen, istibdad rejiminin inşasında rol oynamış ve bu rejimin köşe başlarını tutanlarla suç ortaklığı içinde olan bir mafya şefinin ifşaatı vesile oldu. Gelişmelerin arka planında yarı askeri nitelikteki istibdad rejiminin iç çelişki ve çatışmaları var. İşçi sınıfı elindeki tüm olanaklarla skandalların pisliklerin üzerine gitmelidir.

Kıdemli kontrgerilla şefi Mehmet Ağar’ın Uğur Mumcu cinayetine ilişkin olarak “bir tuğlayı çekersek duvar yıkılır” sözü Susurluk skandalından bugüne kontrgerillanın ve devlet içine yerleşmiş çetelerin sloganı olmuştur. İşçi sınıfı ve emekçi halk için ise tuğlayı çekmekten; bu kirli sömürü ve yalan düzenini yıkmaktan kaçınması için bir neden yoktur. Çünkü bu düzenden nemalanmayanlar işçi sınıfı ve emekçi halktır. Sedat Peker her videosunda “temiz toplum yoktur” deyip duruyor. Tertemiz bir düzeni kuracak olan yalnızca işçi sınıfıdır.

Savcılar derhal harekete geçmelidir. Cumhurbaşkanının Devlet Denetleme Kurulunu harekete geçirmesi ve derhal bir soruşturma başlatması zorunludur. İddiaların merkezindeki bakan Süleyman Soylu derhal görevden alınmalıdır. Süleyman Soylu ve Tolga Ağar’ın dokunulmazlıkları derhal kaldırılmalıdır. Bugün itibarıyla TBMM’nin derhal bir Meclis Araştırma Komisyonu kurup iddiaların üzerine gitmekten daha önemli bir işi olamaz.

Tüm bunları talep ediyoruz. Olması gerekeni söylüyoruz. Ancak gerekeni yapmayacaklarını da biliyoruz. Cumhurbaşkanı ve bakanlardan oluşan yürütme aygıtı tüm iddiaların orta yerindedir.  Yargı ise; savcılarıyla, hakimleriyle, mahkemeleriyle istibdadın talimatla çalışan bir organı halindedir. TBMM zincire vurulmuştur. Milletvekilleri figüran haline getirilmiştir. Hepsi birden bu kirli düzenin parçasıdırlar. O tuğlayı çekmeden, o duvarı yıkmadan hesaplarını görmeye çalışacaklardır.

Bu yüzden işçi sınıfını, tüm siyasi ve sendikal örgütleriyle göreve çağırıyoruz. Taleplerimizde ısrarcı olalım. Gerekeni yapmayanları her adımda teşhir edelim. İstibdadın kendi iç kavgasında taraf olma yanlışına düşen herkesi adım adım bu yanılgıdan kurtaralım.

Erdoğanların, Soyluların, Albayrakların, Bahçelilerin, Fidanların, Akarların, Ağarların, Pekerlerin, Çakıcıların cephesi işçi ve emekçi sınıfların karşısındadır.  Kendi aralarında tutuştukları kavga istibdadın ve düzen siyasetinin pisliklerini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bütün olan biteni dış güçlerin operasyonu olarak açıklamak boşunadır. Dış güçleri bu topraklarda operasyon yapabilecek hale getiren Amerikan, İngiliz, AB emperyalizmlerinin yıllardır Ortadoğu’da, Kuzey Afrika’da, Kafkaslar’da, Balkanlar’da, Karadeniz’de yürüttüğü operasyonlara taşeronluk yapan, dün de bugün de Siyonizme dost İsrail’e kalkan olan istibdadın ve düzen siyasetinin kendisidir.

Üzerlerine gidelim! İstibdad cephesini dağıtalım!

İş ki boş laflarla, hamasi nutuklarla halkı kandırmalarına müsaade etmeyelim. Taleplerimizin arkasında duralım, yüzlerindeki maskeyi indirelim. Kendi paylaşım kavgalarının üstünü örtmek için halkı kardeş kavgasına sürüklemelerine izin vermeyelim. İşçi sınıfı ve emekçi halkın birleşik cephesinde ekmek ve hürriyet mücadelesinde buluşalım. Türkiye’nin geleceğini kurtarma yolunu açacak olan bu cephedir.

Elbirliği ile o tuğlayı çekelim, kirli düzenlerini emperyalist efendileriyle birlikte hepsinin başına yıkalım. İstibdadın ve mafya saltanatının yerine yeni bir düzen kuracağız. O düzenin sahiplerinden medet umarak bunu yapamayız. İşçi sınıfı ve emekçi halkın birleşik cephesi siyasette ağırlığını koymalıdır.

Soruşturmaların göstermelik kalmaması için, yargılamaların güdümlü olmaması için, işçi-emekçi örgütlen ve siyasete gir! İşçi emekçi hükümeti hedefiyle safları sıklaştır! 

Barajsız, yasaksız, zincirsiz bir Kurucu Meclis seçimi için ileri!  

 

Devrimci İşçi Partisi Merkez Komitesi

 

Bu yazı Gerçek gazetesinin Mayıs 2021 tarihli 140. sayısında yayınlanmıştır.