İstanbul Üniversitesi binalarında oluşan hasarı yok saymak can güvenliğini yok saymaktır!
İstanbul Üniversitesi binalarında oluşan hasarı yok saymak can güvenliğini yok saymaktır!
Geçtiğimiz günlerde İstanbul 5.7 büyüklüğünde deprem ile sarsıldı. Bu deprem şehrin olası büyük bir depreme ne kadar hazırlıksız olduğunu bir kez daha gösterdi. Şehrin tamamı gibi İstanbul Üniversitesi binaları da deprem sınavını geçemedi. Özellikle İstanbul Üniversitesinin Çapa ve Avcılar’da bulunan binaları bu depremden ciddi hasar aldılar. Artık herkesin beklediği, büyüklüğü en az 7.0 olarak tahmin edilen bir depreme, söz konusu binaların dayanma şansı bulunmuyor. Uzmanlara göre deprem her an olabilir. Bu da demek oluyor ki İstanbul Üniversitesi binaları her an çökebilir!
Olası bir yıkım toplu ölüm demek!
İstanbul depreme dayanıksız binadan geçilmiyor. 99 depreminden bu yana kaybedilen vakit, alınmayan tedbirler ve denetlenmeyen şirketler halkın can güvenliğini doğrudan tehdit ediyor. İstanbul Üniversitesinde de hasar gören, taşıyıcı demirlerin dahi yer yer kırıldığı binalarda on binlerce insan ya okuyor ya çalışıyor. Üstelik bu binalarda, özellikle tıp ve veterinerlik fakültelerinde bulunan kimyasal ve patlayıcı maddeler, olası bir yıkımın etkilerinin sadece bina içerisi ile sınırlı kalmayacağını da gösteriyor. Fakat okul yönetimi, depremden sonra adeta hiçbir şey olmamış gibi öğrencileri hasar gören bu binalara sokmaya çalıştı. Bugüne kadar üniversite binalarında yapılmış ne bir güçlendirme çalışması var ne de binaların depreme dayanıklılığını tescil eden bir belge bulunuyor. Durum böyle olunca öğrenciler ve üniversite emekçileri hasarlı binalara girmeyi reddediyorlar. Mevcut binalarda geçirilen her dakika can güvenliğini tehdit etmektedir. Üniversite öğrencilerinin ve emekçilerinin güvenliği için deprem tedbirlerinin alınması acil bir zorunluluk, bu süreçte üniversite yönetiminin tavrı ise sadece sorumsuzluktur.
Öğrenciler can güvenlikleri için direniyor, yönetim maliyet hesabı yapıyor!
Geçtiğimiz hafta İstanbul Üniversitesi Çapa Diş Hekimliği Fakültesi öğrencileri derse girmeyi reddederek fakültenin önünde eyleme başladılar. Bu haftanın ilk günü bir eylem de Avcılar’da bulunan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Veterinerlik Fakültesinden geldi. Her iki fakültede de yüzlerce öğrenci fakülte binasına girmeyi reddederek, binada gerekli tespitlerin yapılmasını istiyor. Çapa Diş Hekimliği Fakültesinde yapılan eylem ilk sonuçlarını verdi. Eylemin ilk günlerinde öğrencileri klinik dersleri için fakülteye sokmaya çalışan dekan geri adım attı ve Çapa Diş Hekimliği Fakültesinde derslerin yapılmayacağını, öğrencilerin başka binalara dağıtılacağını açıkladı. Ancak İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Rektörü Nuri Aydın, Avcılar’daki Veterinerlik Fakültesi önünde oturma eylemi yapan ve bir açıklama bekleyen öğrencileri görmezden gelip kendi belirlediği amfiye öğrencileri çağırdı. Burada da tatmin edici hiçbir açıklama yapmadı. Veterinerlik Fakültesi binasının durumunun aynı kampüs içerisinde bulunan öğrenci yurdundan daha kötü olduğunu kabul eden Nuri Aydın, yurtların boşaltılmasına rağmen neden fakültede derse devam edildiğine dair bir açıklama yapmadı. Bir de üzerine kriz ortamında bu işlerin kolay olmadığını söyleyerek adeta öğrencilerin can güvenliğini maliyetli buldu!
Laf cambazlığı değil görevinizi yapın, hasarlı binada eğitime son verin! Binaları onarın!
Üniversite yönetimleri bin dereden su getirerek hem öğrencileri sakinleştirmek hem de üniversitenin arazileri üzerinden ticaret yapmak peşinde. Ancak çözüm bellidir. Söz konusu binalar hasarlı ve mevcut haliyle son derece tehlikelidir. Binaların depreme dayanıksız olduğu bilindiği halde bugüne kadar hiçbir tedbir almayan üniversite yönetimine öğrencilerin güveni kalmamıştır. Binalarda hasar tespiti meslek odalarınca tayin edilecek bağımsız bilirkişi heyetlerince yapılmalıdır. Bu koşullar altında üniversite tatil edilmeli, haftalar içerisinde ya belirlenmiş güvenli binalara okul geçici olarak taşınmalı ya da prefabrikler inşa edilerek ders ortamı yaratılmalıdır. Üniversite binalarını güçlendirme, gerekirse yeniden inşa etme çalışmaları da bu şekilde derhal başlamalıdır. Deprem fırsatçılığı ile üniversite arazilerinin peşkeş çekilmesine, Çapa’nın ipini çekecek olan Hasdal projesine izin verilmemelidir. Öğrencilerin, üniversite emekçilerinin ve halkın can güvenliğine de kamu kurumlarına sahip çıkmak da devletin sorumluluğudur, maliyet söz konusu edilemez. Bu adımlar atılmadan, söylenecek bütün sözler lafazanlıktan öte değildir. Lafazanlığı bırakın işinizi yapın, yapmıyorsanız istifa edin!