Fabrikalardan kampüslere OHAL'e karşı topyekûn mücadele
Darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL, kısa sürede ne için ilan edildiğini ve neye hizmet ettiğini göstermiştir. OHAL bahanesiyle Avcılar Belediyesi'nden İstanbul Üniversitesi Çapa Hastahanesi'ne kadar işçilere çeşitli saldırılar olmuştur. KHK’larla on binlerce kamu çalışanı işlerinden atılmıştır. OHAL’in darbe girişimiyle bir ilgisi kalmamıştır. AKP hükümeti işçi sınıfına saldırılarını artırırken kendine muhalif olan birçok kesime karşı baskısını da arttırmıştır. Bu en açık hâliyle üniversitelerde kendini göstermektedir. Bir yandan halkın OHAL'den etkilenmeyeceğini söylerlerken diğer yandan üniversitelerde en ufak siyasi faaliyeti dahi engelleyecek kararlara imza atmışlardır. Birçok okulda OHAL var denilerek öğrencilerin siyasi çalışmaları engellenmeye çalışılıyor. Hatta Mimar Sinan Üniversitesi’nde belirli bir saatten sonra kampüsün içerisinde kalmak dahi yasaklanmış durumda. Güvenlik amirlerinin ve polislerin her tartışmada sarf ettikleri ilk sözcük OHAL oluyor. Bu durum, OHAL’in gençlik hareketlerinin önüne örülen duvar niteliğini açıkça ortaya koyuyor.
Gençlik, sınıf saldırılarına karşı sınıfına ve geleceğine sahip çıkmalıdır
Bugün OHAL’in ilan edilmesiyle birlikte kıdem tazminatının fona devredilmesi için çalışmalar hızlandırılmıştır. Gençlik geleceğine sahip çıkmak için kıdem tazminatının kaldırılıp fona devredilmesine karşı durmalıdır. Kıdem tazminatının fona devredilmesi kolayca işten çıkartılmak, yani güvencesiz çalışmaktır. İşsizliğin giderek artması, gençler için iş bulamamak ve iş bulduğunda daha düşük ücretlerle işe başlamak demektir. Bu uygulamalar, liselilerden üniversite öğrencilerine kadar geleceğin emekçileri olarak bütün gençliğin ortak sorunudur. Gençlik geleceğimizi tehdit eden bu girişimlere ve OHAL'in kendisine karşı mücadele etmelidir. Öyleyse OHAL’e karşı gençlik, sınıfının yanında emekçilerle omuz omuza mücadele etmelidir.
Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Ekim 2016 tarihli 84. sayısında yayınlanmıştır.