İstibdad rejimi OHAL ile yine sermayenin önünü açıyor

Ohalkararnamesi

İstibdad rejimi bir kez daha OHAL’i patronların önünü açmak için kullanıyor. “Olağanüstü Hâl Kapsamında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Alanına İlişkin Alınan Tedbirlere Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi” ile OHAL bölgesinde sendikal faaliyetler ve örgütlenme hakkı fiilen askıya alınarak işçilerin eli kolu bağlanıyor. İşten çıkartmalarla ilgili “fesih yasağı” ise en ufak bir iş güvencesi getirmiyor. 25/2. Maddeden tazminatsız işçi çıkartmalar yine kapsam dışı bırakılmış. Patronlar yine işçilere iftira atarak tazminatsız çıkartabilecek. İddia sahibi patron değil iftiraya uğrayan işçi haklılığını ispat etmek zorunda bırakılacak ve mahkemelerde süründürülecek. Bunun dışında da patronlar pandemi döneminde olduğu gibi işçileri zorunlu ücretsiz izne çıkartılabilecek. Patron ücretsiz izin adı altında fiilen işten attığı işçilerle ilgili kıdem ya da ihbar tazminatı da ödemeyecek. Ücretsiz izne çıkartılan işçiler nakdi ücret desteği adı altında İşsizlik Sigortası Fonu’ndan günlük 133,44 TL para (ayda 3.972 TL) alacaklar. Bu yollara başvurmadan OHAL kararnamesine uymadan işçi çıkartmaya giden ise sadece brüt asgari ücret tutarında ceza ödeyecek.

Çalışmak istemeyene angarya, çalışmak isteyene ücretsiz izin dayatması!

Tüm bu kararların tamamen patronların gözünden ve onların çıkarlarını gözeterek alındığı açıktır. Deprem bölgesinde işçiler korku ve tedirginlik içinde çalışmaya zorlanmaktadır. Diğer yandan depremin sosyal artçı şoklarından biri de işsizlik olduğu halde patronlara “zorunlu ücretsiz izin” ile fiilen işten çıkartma kolaylığı sağlanmaktadır. Çalışmak istemeyen zorla çalıştırılmakta, çalışmak isteyen ise günde 133,44 TL ile kapı önüne konmaktadır. Bu kararname OHAL kanunun patronlar lehine suistimal edilmesidir. İlgili kanunda sermaye üzerinde uygulanabilecek mal ve para yükümlülüğü asla gündeme dahi getirilmez iken, aynı kanunda yer alan işten çıkartma yasağı içi boşaltılarak ve ters yüz edilip işten çıkartma serbestliğine dönüştürülerek uygulanmaktadır. Yayınlanan kararname patronların suistimal edeceği sayısız boşluk barındırırken, patronları bu boşlukları suistimal etmekten caydıracak ciddi bir yaptırım da öngörülmemiştir.

İstibdada ve sermayeye karşı gardını indirme, örgütlen ve birlik ol!

Bu durumda işçilerin işlerini, ekmeklerini ve haklarını koruyabilmesi için tek yol örgütlenmek ve örgütlü mücadele vermektir. OHAL kararnamesinin 5. Maddesi “6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu kapsamındaki yetki tespitlerinin verilmesi, toplu iş sözleşmelerinin yapılması, toplu iş uyuşmazlıklarının çözümü ile grev ve lokavta ilişkin süreler olağanüstü hâl ilan edilen illerde 6/2/2023 (bu tarih dâhil) tarihinden itibaren olağanüstü hâl süresince uzatılmıştır.” ifadesi sendikal faaliyetleri fiilen askıya almıştır. Ancak bu madde işçilerin örgütlü mücadelesinde hiçbir engel oluşturamaz. Patronların işçilerin ücret ve sosyal haklarını ödememesi ya da geciktirmesi, angarya, işten çıkartma, zorunlu ücretsiz izin gibi dayatmalarının karşısında işçilerin her türlü örgütlü eylemi meşru ve yasal bir hak olmayı sürdürmektedir. İşçiler ne hâl olursa olsun sermayeye ve istibdada karşı gardlarını indirmemelidir. Örgütlenmeli ve birlik içinde hareket etmelidir.