Kötünün kopyası da kötü olur!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Tayyip Erdoğan’ın “demokratikleşme paketi” olarak nitelediği içi boş önlemler silsilesi hakkında konuşmak için ilk 24 saat kampa çekildi. Anlaşılan iyi hazırlanmış olacak ki ertesi gün, bir gün önce kimsenin aklına gelmemiş olan son derecede orijinal şeyler söyledi.
Bütün orijinalliğine rağmen, Kılıçdaroğlu’nun açıklaması iki cümlede özetlenebilir. Her iki cümle de kendi konuşmasından. İlk cümle şu: “Ayıp olan, bu paketin adıyla demokrasiyi yan yana getirmektir.” Tayyip Erdoğan’ın yaptıkları arasında ayıp olmayan ne var ki böyle ayrım yapılıyor demeyin. Kılıçdaroğlu gibi bir politikacı birçok gerçekten birine bile değinse insanın sevinmesi gerekir. Söylediğinde haklı. Bunu söylemek için 24 saate hiç mi hiç ihtiyaç yoktu, doğru, ama Kılıçdaroğlu’nun doğru söz söylemiş olması da önemli bir vaka.
İkinci cümle ise başka bir telden çalıyor. Okuyalım: “Bugün karşımıza getirdikleri önerilerin önemli bir kısmı, bizim önerilerimizin önemli bir kopyası.” Gözlerinizi mi ovuşturuyorsunuz, inanamadınız mı? Yok yok, doğru okudunuz, bunlar Kılıçdaroğlu’nun kendi kelimeleri.
Ne diyor Kılıçdaroğlu? Demokrasi ile yan yana gelmesi ayıp olan bir paketin “önemli bir kısmı” aslında CHP’nin fikri imiş! Yani CHP öyle öneriler yapıyormuş ki, Erdoğan bunları taklit ederek ortaya demokrasi ile ilgisi olmayan bir paket çıkarabiliyormuş.
“Şecaat arzeylerken sirkatin söylemek” acemi politikacıların sık sık yaptığı bir şeydir. CHP Genel Başkanı da böyle yapıyor. Tevekkeli değil, paket felaket! Meğer CHP’den kopya edilmiş de ondanmış!
Sırada füze ihalesinin bir Çin şirketine verilmesi meselesi var. AKP hükümeti ihaleyi, hangi nedenle olursa olsun ABD ve Avrupa’ya değil, Çin’e verdi ya, şimdi CHP buna “NATO ile aramızı bozacaksın” diye itiraz ediyor! Bu olayın birçok başka olayla birlikte solun CHP’yi destekleyen anti-emperyalistlerinin gözünü açması dileğiyle!
Şimdi AKP bu konuda da CHP önerilerini kopya etse ortaya ne çıkar? Kötü politikanın kötü kopyası çıkar!