Lehman Brothers’a selam, depresyona devam!

Eylül ayı, kriz ayı. Dünya ekonomisi bundan tam yedi yıl önce, 15 Eylül 2015’te Lehman Brothers adlı ABD bankası çökünce büyük bir sarsıntıyla krize girmişti. Bu kriz aslında dünya ekonomisinin derinlerinde yatan bütün kriz faktörlerinin büyük bir patlamayla gün yüzüne çıkmasıydı. Marksistler olarak derhal teşhisi koyduk: Üçüncü Büyük Depresyon. Kapitalist dünya ekonomisi, biri 19.yüzyılın sonlarında, diğeri 20. yüzyılda yaşanan iki büyük savaşın arasında olmak üzere, iki büyük depresyon yaşamıştı. Bunlar sadece kapitalizmin, ötekilerle karşılaştırılamayacak derecede derin ve uzun süren krizleri değildi. Aynı zamanda çözüm bulunması için büyük siyasi, askeri, ideolojik değişimleri, savaşları gündeme getiren, çelişkilerinin derinliğiyle devrimlere ve karşı devrimlere yol açan sarsıntılardı. Burjuva iktisatçıları ise “geçici düzeltme”, “anlık düşüş” diyerek hafifletmeye çalıştılar.

Yedi yıl sonra Üçüncü Büyük Depresyon bütün ihtişamıyla devam ediyor. Dünya ekonomisi, bir yanda Çin’de yaşanan büyük sarsıntının, üretim ve ihracatta gerilemenin, yuanın devalüasyonunun, borsaların çakılmasının etkisinde. Öteki yanda ABD merkez bankası Federal Reserve’ün uzun süren karşılıksız para basma ve sıfır faiz politikasına son vermesi, ucuz krediyle para kazanan sermaye ve ülkeleri sıkıştırıyor. Bir yanda da Avrupa’nın, sivri ucu Yunanistan’da ortaya çıkan borç krizi… Dünya ekonomisi, Lehman Brothers’ın çöküşünün yedinci yıldönümünü daha anlamlı biçimde karşılayamazdı!

Türkiye ekonomisi bu büyük fırtınada dünyanın en kırılgan ekonomilerinden biri olarak öne çıkıyor. ABD’de faiz artırımı olasılığı hem ucuz kredinin sonu olacak hem de bu nedenle değeri yükselen dolar, banka dışı özel sektörün döviz cinsinden borçluluğunu arttıracak. Avrupa Birliği ekonomisinin sürünmesi, Türkiye’nin en önemli dış pazarının tıkanması anlamını taşıyor. En önemlisi, cari açık aşırı derecede yüksek. Ekonomik büyüme zaten duralamışken, bir de Tayyip Erdoğan ve AKP hükümeti Türkiye’nin başına savaş belasını sarınca işler iyice içinden çıkılmaz bir hale geliyor. Dolar 2013 sonlarında 2 TL’yi ilk kez görmüştü. Şimdi, daha iki yıl dolmadan 3 TL’yi gördü!

Üçüncü Büyük Depresyon şimdilik Arap devrimine, Yunanistan’da ve İspanya’da sınıf savaşlarına, Gezi ile başlayan halk isyanına, Brezilya’da 2013 Haziran eylemlerine ve daha ufak çalkantılara tanıklık etti. Ama asıl büyük çalkantı şimdi başlıyor. Çünkü bu sefer merkez bankalarının da yapabileceği bir şey yok. Yedi yıl sıfır faizle buraya geldik. Faizin eksisi olmaz ki! Kapitalistler krizi işçilerin, emekçilerin boğazına basarak çözmek istiyor. İşçi sınıfı için siyaset, örgütlenme ve devrim artık su gibi, ekmek gibi gerekli!