Deli Dumrul küresel marka oluyor!

 

Bu da oldu! Japonya Merkez Bankası, Ocak ayı boyunca dünya borsalarının sarsıntısı ve Çin’in ekonomik büyümesinin yavaşlaması karşısında Japon ekonomisinde yaşanmakta olan ağır durgunluğun daha da korkunç bir düzeye ulaşacağı korkusuyla… borç verenden faiz kesmeye karar verdi!

Anlamamış olabilirsiniz haklı olarak. Ne de olsa faiz borç veren tarafından değil, başkasının parasını alıp kullanarak kendine bir fayda sağlayandan alınan bir şeydir değil mi? Ama bir süredir söyleyip duruyoruz: Depresyon dönemi kapitalizmi sapık bir kapitalizmdir. Şimdi artık borç alandan değil borç verenden faiz alınıyor. Japonya Merkez Bankası kendisine mevduat yatıran bankalardan yüzde 0,1 bedel alacak. Buna negatif faiz de deniyor. Yani tasarruf yapandan faiz alınıyor. Tasarruf hani iyi bir şeydi ya, şimdi cezalandırılıyor!

Amacın ne olduğu açık. Çarşı pazarın işini biraz anlayan bunu da anlar. Pazarda yaprak kıpırdamıyor ya, aman biraz harcama olsun da bereket gelsin! Japonya büyük bir durgunluk yaşıyor. Yıl sonu itibariyle tüketim harcamaları bir yıl öncesine göre yüzde 4,4 azalmış durumda. Aylık bazda sanayi üretimi ise yüzde 1,4 düşmüş bulunuyor.

Japonya’nın enflasyon hedefi (çoğu gelişmiş ülkede olduğu gibi) yüzde 2. Ama 2015’te gerçekleşen enflasyon oranı yüzde 0,5! Enflasyon kötü bir şey olduğundan insan bu kadar düşük enflasyonu daha da iyi bir şey gibi görebilir. Ama aynen bedenin ateşinin de yüksek olması kötü, düşük olması iyi olmakla birlikte, 36’nın altında seyreden bir ateşin (hipotermi olarak anılan bir durum) sağlıksız olması gibi, enflasyonun da çok düşüğü, özellikle negatif alana yaklaşanı tehlikelidir. Buna “düşük enflasyon” değil, “deflasyon” deniyor. Deflasyon kötüdür, çünkü ekonomide toplam talebin çok düşük olmasının bir işaretidir. Daha da önemlisi, deflasyon harcamaların daha da azalmasıyla sonuçlanır: fiyatların daha da düşeceği beklentisi, tüketicilerin alımlarını geciktirmelerine yol açar. Deflasyon aslında tipik bir uzun durgunluk ya da depresyon belirtisidir.

İşte bugün dünya ekonomisi de Japonya da deflasyon sorunuyla karşı karşıya. Bank of England (İngiltere Bankası) adıyla anılan Britanya merkez bankası başkanı da ülkesinin 55 yıldır ilk kez enflasyonun negatif olduğu, yani genel fiyat düzeyinin yükselmek bir yana düşeceği bir döneme girmekte olduğunu açıklamıştır. Bunlar en ileri örnekler, ama deflasyon tehdidi Avro bölgesi ekonomileri ve ABD için de aynı ölçüde olmasa bile geçerlidir. Hatta avro bölgesinde enflasyon Japonya’dan da düşüktür (yüzde 0,15). En iyi durumda olan ABD’dir: bu ülkede enflasyon yüzde 0,7’nin biraz üzerindedir. Petrol fiyatlarındaki anormal hızlı düşüş, bütün ülke ve bölgeler için zaten var olan deflasyon tehlikesini kat kat büyütmüş bulunuyor.

Kısacası, içinden kolay kolay çıkılamayacak fiili bir durgunluk dünya ekonomisinin karşısındaki somut bir tehlikedir. Bunu en ağır biçimde yaşamakta olan Japonya ötekilerden önce negatif faiz denen tuhaf alana girmeyi göze almıştır. Japonya’nın durgunluğu üstelik 1990’da başlamıştır. Tam bir çeyrek yüzyıldır Japon ekonomisi yerlerde sürünüyor! Şimdiki başbakan Şinzo Abe buna bir çare olarak para ve maliye politikalarını yüksek ölçüde genişlemeci bir doğrultuya sokmaya karar vermişti. Burjuva ideologları buna Abenomics adını taktı ve büyük övgüler yağdırdı. Bugün iki yıl sonra Abenomics’in ülkeyi getirdiği yer işte bu!

Japonya Merkez Bankası’nın yaptığı iş neyi hatırlatıyor biliyor musunuz? Hani Deli Dumrul köprünün başını tutmuş, geçenden bir akçe, geçmeyenden iki akçe alırmış. Şimdi bizim sevgili Deli Dumrul’umuz küreselleşiyor!