Emperyalizme ve istibdada karşı Che olmalı!

che

 

Ernesto Che Guevara’nın Ekim 1967’de, CIA destekli Bolivya ordusu tarafından, yargılanmadan infaz edilerek öldürülmesinin üzerinden 51 yıl geçti. Che sadece yaşamı boyunca değil, öldükten sonra da bütün dünyadaki devrimcilere ilham kaynağı oldu. Bizler de Che’nin hayatından çıkardığımız dersler ile onun devrimci mirasını sahipleniyoruz.

1951 yılında, henüz 3 yıllık tıp öğrencisi olan Che, arkadaşı Alberto Granado ile çıktığı motosiklet seyahati süresince Latin Amerika halkının içinde bulunduğu açlık ve sefalet koşullarını yakından tecrübe etti. Aynı tarihlerde tanıştığı Marksist fikirler ise Che'nin devrimci hayatının temelini oluşturdu. 1953 yılında üniversiteden mezun olan Che Guevara, artık bir doktordu. Ancak doktorluk, Che için hiçbir zaman kazanç kapısı olmadı. Hekimlik her zaman onun devrimci yaşamının bir parçasıydı. Diplomasını alır almaz Venezüella'da bir cüzzam kolonisinde çalışmak üzere ülkesinden ayrılan Che'nin yolu, önderlik ettiği devrimin toprakları olan Küba'ya bir şekilde vardı. Batista rejimine ve emperyalizme karşı elde silah çarpışan Che, Küba devriminin önderlerinden birisi oldu. Doktor Che ile beraber Küba halkı en güçlü ilacı, devrim ilacını içti. Batista'yı devirdi, iktidarı aldı.

O’nun devrimci mirası yalnızca elde silah emperyalizme karşı savaşmak değildir. Che’nin en büyük devrimci mirası, bir an olsun elinden bırakmadığı enternasyonalizm bayrağıdır. Che, muzaffer bir devrimin en önemli önderlerinden biri olarak devrimin kazanımlarından yararlanıp bir bürokrata dönüşmeyi asla düşünmemiştir. Tersine, Küba’da iktidarı ele aldıktan sonra devrimi diğer coğrafyalara yaymak üzere ülkeyi terketmiştir. Bu mücadelesinin temelinde Che'nin sosyalizmin tek ülkede yalıtılmış olarak inşa edilemeyeceğini bilmesi yatıyordu. Sovyetler birliği ve Çin bürokrasisine karşı eleştirilerinin temelinde, işte bu enternasyonalist bilinç vardı. O bilinç Che'yi devrim için önce Kongo'ya, oradan Bolivya'ya götürdü.

O'nun mirası yalnızca Latin Amerika’da değil, dünyanın pek çok yerinde ve elbette Türkiye topraklarında da kök salmıştır. Che’nin gerilla savaşı stratejisi 68 gençlik hareketinin ilham kaynağı idi. Öyle ki “bir iki üç daha fazla Vietnam” diyerek Che'nin yolundan yürüyen devrimci gençler, Vietnam işkencecisi Robert Komer'in arabasını ODTÜ'de ters çevirip ateşe verdiler. TİP’in reformist politikalarından gittikçe uzaklaşan Türkiye 68 gençliği devrimci bir strateji bulmaya çalışıyor ve kendisine önder olarak döneme damgasını vuran devrimci Che Guevara’yı kabul ediyordu. Che'nin mirası, kendisinden binlerce kilometre uzakta, Türkiye tarihine mal olmuş gençlik önderlerini ortaya çıkardı. Deniz Gezmişlerin, Mahir Çayanların, İbrahim Kaypakkayaların devrimci karakterlerinin temelinde Che'nin bıraktığı miras mevcuttur. Devrim için yaşamak, emperyalizm ile uzlaşmamak, Che'den ve 68 hareketinden bize kalan en büyük mirastır.

DİP’li Öğrenciler olarak bu mirası sahipleniyoruz. Devrimcinin görevi devrim yapmaktır diyen Che Guevara'nın izinde, devrimi zafere taşımak için çalışıyoruz. Emperyalizmin ve kapitalizmin sultası altında sömürülmeyi reddediyor, geleceğimiz için Che Guevara'nın azmi ile mücadele ediyoruz!

Bu yazı Gerçek gazetesinin Ekim 2018 tarihli 109. sayısında yayınlanmıştır.