Uzlaşma yok! Sınıf kavgası var!

Uzlaşma yok! Sınıf kavgası var!

Sermaye Orta Vadeli Programı eleştiriyor, Mehmet Şimşek’in işine karışmayın diyor; biz OVP’yi çöpe atmak, İngiliz Mehmet’i kralının yanına göndermek istiyoruz!

Ekonominin özellikle büyüme ve istihdamla ilgili temel göstergelerindeki olumsuzluk Mehmet Şimşek’in Orta Vadeli Programı’na yönelik eleştirilerin artmasına sebep oldu. Özellikle Merkez Bankası’nın son faiz arttırma kararının ardından şirketler finansman bulmakta daha da zorlanırken, 2024 yılında rekor kıran konkordato ve iflaslar hız kesmeden artmaya devam ediyor. Enflasyonla mücadele programının bir parçası olarak döviz kurlarının tutulması ve Türk lirasının enflasyondan daha yavaş değer kaybetmesi ise ihracatçı sektörlerin tepkisini çekiyor. Orta Vadeli Program’a baştan beri en büyük desteği veren TÜSİAD dahi 2025 yılının ilk aylarından itibaren eleştirilerini yükseltmeye başladı. Sanayide kapasite kullanım oranları Nisan ayında yüzde 74’e kadar geriledi.  Sanayi üretim endeksi de hem yıllık hem de aylık bazda eksiye düşmüş yani ciddi şekilde daralma içine girmiş durumda. Ayrıca iktidar kanadından hem MÜSİAD’dan yapılan açıklamalarda eleştirel tonun arttığı hem de Yeni Şafak gibi baştan itibaren Mehmet Şimşek’e mesafeli olan basın organlarının seslerini yükseltmeye başladığı görülüyor. 

Sermayenin eleştirileri ile işçi sınıfının talepleri arasında uzlaşmaz bir karşıtlık var!

Orta Vadeli Program’a yönelik işçi sınıfından da en baştan beri büyük bir tepki var. Özellikle sanayi sektörünün önde gelen sendikalarından DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş ve Türk-İş’e bağlı Petrol-İş gibi sendikalar sık sık Mehmet Şimşek’i ve Orta Vadeli Programı hedef alan açıklamalar yapıyor.  Devrimci İşçi Partisi de işçi sınıfının tepkisini “İşçi düşmanı OVP çöpe! İngiliz Mehmet Go Home!” (Kraliçeye bağlılık yemini edip İngiliz vatandaşı olduğu için ona İngiliz Mehmet diyoruz!) şiarıyla 1 Mayıs’a taşıdı. Ekonomi yönetimine yönelik bu tepkiler işçi sınıfı ile sermaye arasında iktidara karşı bir ortaklaşma zeminine mi işaret ediyor? Kesinlikle değil! İşçiler ve sermaye mevcut ekonomi yönetimini tam karşıt yönlerden eleştiriyor. Ve bu süreçte işçilerin talepleri ile sermayenin istekleri arasında uzlaşmaz bir karşıtlık bulunuyor.

Ekonomideki durgunluk ve daralma OVP’nin bir parçası! Sermaye krizin faturasını bize ödetmenin peşinde!

Öncelikle sermayenin baştan itibaren desteklediği Mehmet Şimşek’in OVP’si, enflasyonla mücadele içinde ekonomide belirli bir yavaşlamayı, üretimde daralmayı, büyümede yavaşlamayı zaten öngörüyordu. Dolayısıyla sermayenin eleştirileri bunlarla ilgili değil. En azından büyük tekeller için bu tür daralma dönemleri, iflas eden orta boy ve küçük işletmeleri yutmak için bir fırsat bile yaratmaktadır. Onların istediği bu programın faturasını daha da fazla işçi sınıfına ödetmektir. Gerçek işsizlik oranının (TÜİK istatistiklerinde atıl işgücü oranı olarak geçer) yüzde 28,8 gibi pandemi dönemi seviyelerine ulaştığı bir yerde işçi sınıfı daha ne fatura ödesin diye düşünebilirsiniz. Evet sermaye işçiye emekçiye ödetilen faturanın daha da kabartılmasını istiyor. İşten atmalarda maliyetten kurtulmak için kıdem tazminatının kaldırılmasını öngören “yapısal reformların” uygulanmasını talep ediyorlar. Hem TÜSİAD hem MÜSİAD 2025 reform yılı olsun diyor. Sadece kıdem tazminatı değil emeklilik sisteminin tasfiyesi için de sabırsızlanıyorlar. Doymuyorlar, devlet bütçesindeki her kuruşu kendileri için istiyorlar.

Sermayenin rekabet gücü diyerek talep ettiği kur politikası ucuz emek sömürüsünden başka bir şey değil! Kur politikasına itirazları da dövizin bırakılması ve Türk lirasının değer kaybetmesiyle işgücünün ucuzlaması için. Rekabet gücümüzü kaybediyoruz diyorlar. İşçinin emeğinin ürünü olan malı dolarla avroyla satıp işgücüne Türk lirası ile ücret ödeyerek sömürüyü arşa çıkardıkları günleri özlüyorlar. Yemininin hakkını veren İngiliz Mehmet, izlediği kur politikası ile hem içeride istibdad rejiminin siyasi operasyonları için Merkez Bankası’nda rezerv biriktiriyor hem de uluslararası finans merkezlerine (emperyalist para babalarına) dünya üzerinde eşi benzeri olmayan faiz kazançları sunarken, yerli tekeller ve para babaları ellere var da bize yok mu diyor! O da “Sizden vergi aldığımız mı var, bütçeden, işsizlik sigortası fonundan size destek, teşvik yağdırıyoruz, hükümeti eleştiriyorsunuz ama işçi başını kaldırdığında başına copu indiriyoruz, greve çıktığında grevini yasaklıyoruz, nankörlük yapmayın” diye cevap veriyor.

İşçi düşmanı OVP çöpe! İngiliz Mehmet kralının yanına!

Sermaye, İngiliz Mehmet’in OVP’sine destek veriyor ama kısmi olarak eleştiriyor. İşçiler ise zamlarla, vergilerle, işten atmalarla boğazlarına çöken bu işçi düşmanı OVP’ye karşı ölüm kalım mücadelesi veriyor. İşçiler krizi biz yaratmadık bedelini de biz ödemeyeceğiz diyor. İşçiler kıdem tazminatına dokundurtmayız, emeklilik haklarımızdan vazgeçmeyiz diyor. İşten atmaların yasaklanmasını, emeğin üzerindeki vergi yükünün azaltılmasını, para babalarına servet vergisi getirilmesini istiyor. İşçilerin patronlar gibi hükümete nazı geçmiyor. İşçi sınıfı geçinebilecek bir ücret, sağlıklı koşullarda barınmak için haklarını örgütlenerek, grevlerle, direnişlerle aradığında karşısına dikilen istibdada karşı hürriyet mücadelesi veriyor. Sermaye OVP’ye sahip çıkıyor, iktidarı programdan sapmaması, Mehmet Şimşek’in işine fazla karışmaması için uyarıyor. İşçi sınıfı ise işçi düşmanı OVP’yi çöpe atmaya İngiliz Mehmet’i de kralının yanına gönderemeye uğraşıyor. Yani uzlaşma yok sınıf kavgası var!

Bu yazı Gerçek gazetesinin Mayıs 2025 tarihli 188. sayısında yayınlanmıştır.