Vietnam’dan Filistin’e yeni bir 1968’in ayak sesleri!
İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü soykırımcı saldırılar insanlığın vicdanında derin yaralar açtı ve tüm dünyada çok sayıda kitlesel eylemle dünya halkları Filistin’in yanında yer aldı. Son olarak bu eylem dalgası İsrail’in en büyük hamisi olan ve başlangıcından bugüne Gazze’deki Siyonist soykırımın ortağı olan ABD’yi vurdu. New York’un Columbia Üniversitesi’nden başlayıp Amerika’nın en ücra köşelerinde bile bazı üniversitelere orman yangını gibi hızla yayılan öğrenci eylemleri yeni bir 1968’in gelmekte olduğunu haber veriyor. Çünkü ünlü 1968 hareketinin ortaya çıkmasında Vietnam savaşının ve bu savaşta ABD emperyalizminin mezalimine karşı Vietnam halkının direnişi son derece etkili olmuştu.
Tet taarruzundan Aksa Tufanı’na mazlum halkların haklı ve meşru direnişi
Kuzey Vietnam Ordusu ve devrimci gerilla ordusu Viet Minh, 1968 Ocak’ında Güney Vietnam’daki Amerikan üslerine ve ABD elçiliğine yönelik çok sayıda farklı noktada eş zamanlı bir sürpriz saldırı gerçekleştirmişti. Aynı 7 Ekim’de Filistin direnişinin gerçekleştirdiği Aksa Tufanı operasyonu gibi. İsrail’in bugün yaptığı gibi Tet sonrasında ABD de Vietnam çapında halı bombardımanına başlamış, büyük bir katliam gerçekleştirmişti. Bugünün Siyonist katilleri gibi Amerikan generalleri de akıttıkları kanı ve yarattıkları dehşeti bir zafer olarak görüyorlardı. Ne var ki ezilenlerin gücü kullandıkları tüfeklerden ve roketatarlardan çok daha uzun menzilliydi. Vietnam halkının mücadelesi tüm dünyada yürekleri fethetti. ABD’nin bağrında savaş karşıtı hareketler yükseldi. Askere gitmeyi reddetme hareketi başladı. Şampiyon boksör Muhammed Ali bu hareketin sembol ismi oldu. Sonunda ABD sadece direnişin namluları karşısında değil halkların dayanışması karşısında da diz çökecek ve yenilecekti.
Amerikan üniversitelerinden Avrupa’ya yeni bir 1968’in ayak sesleri
Bugün de Aksa Tufanı, İsrail’e askeri ve siyasi bir şok yarattıysa da, direniş rehin almalarla ve İsrail’in tüm yıkıcı saldırılarına rağmen bu rehineleri elinde tutarak Netanyahu hükümetini zor durumlara soksa da, esas büyük başarı, Filistin davasının tüm dünyanın gündemine yerleşmesi ve bugün ABD başta olmak üzere birçok üniversitede gençliği 1968’i andıran bir seferberlikle harekete geçirmesidir. ABD’nin dünyaca ünlü Columbia, Humboldt, Princeton, NYU, USC, Yale gibi üniversitelerinin aralarında bulunduğu onlarca üniversitede soykırıma karşı kamplar kurulmuş, bu kamplarda toplanan öğrenciler, onları destekleyen öğretim elemanları ve işçiler Amerikan polisinin vahşi saldırılarıyla karşı karşıya kalmıştır. Bu hareket belirli ölçüde Avrupa’ya da taşmıştır. Fransız üniversitelerinin yanı sıra Siyonizmin İsrail dışındaki kalesi Almanya’da dahi önemli direnişler olmuştur. Polis güçleri eninde sonunda şiddet yoluyla ve gözaltılarla bu kampları dağıtmaktadır ancak eylemlerin başarıya ulaşmasına, emperyalizmin maskesinin düşmesine, Filistin’in insanlık davasının yeni yürekleri fethetmesine engel olamamıştır. ABD’de Biden iktidarı bir yandan eylemleri bastırmak için polisi seferber ederken bir yandan da gençliğin ve işçi sınıfının yükselen tepkisi karşısında giderek sıkışmaktadır.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Mayıs 2024 tarihli 176. sayısında yayınlanmıştır.