Mısır: “Devrimi Yeniden Kazanma” günü

Mısır devrimi yeniden ayağa kalkma denemeleri yapıyor. Bir yandan işçi eylemleri tarihsel bir doruğa yükselirken, bir yandan da kitleler, Kahire’de Tahrir Meydanı’nda ve ülkenin başka şehirlerinde sokaklara çıkarak iktidardaki Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi’ni protesto ediyor, devrimin önünü açmak için taleplerini ileri sürüyorlar. 30 Eylül Cuma günü devrimci hareketler tarafından “Devrimi Yeniden Kazanma” günü olarak ilan edildi.

“Ey paşa, ey bey, söyle devrim ne verdi bize!” Mısırlı devrimcilerin bir bölümü yürüyüş sırasında bu sloganı atıyordu. Mısırlı kitleler ve artan ölçüde işçi sınıfı, her geçen gün devrimin kendilerinden “çalındığını”, önünün kapatıldığını daha fazla hissediyor. Bu yüzdendir ki bu kez eylemlerine “Devrimi Yeniden Kazanma” adını verdiler. 30 Eylül Cuma günü, sadece Tahrir’de değil, başta İskenderiye, Süveyş, Port Said gibi büyük kentler olmak üzere birçok yerde sokağa çıktılar. Sinai Yarımadası’nda Bedevi aşiretler bile yolları keserek protestoya katıldı. Talepleri, herkesle birlikte, seçim yasasının değiştirilmesi idi, ama aynı zamanda Mübarek döneminde yargılanarak suçlu bulunmuş olan aşiret mensuplarının cezalarının affedilmesini istiyorlardı.

Seçim ve OHAL yasaları

Ülkeyi yöneten askeri konsey ve İssam Şeref hükümeti, zaman zaman kitlelerin basıncı altında devrimin talepleri yönünde kararlar da almakla birlikte (Mübarek’in yargılanması ve bazı polis güçlerinin mahkemeye verilmesi bunların başında geliyor), sık sık devrimin aleyhinde kararlar da alıyor. Son dönemde yapılan iki icraat, devrim cephesinin iyice tepkisini çekmiş durumda. Biri, OHAL Yasası’nın uygulanmasına ilişkin Konsey kararı. Öteki ise seçim yasası. Yeni kabul edilen seçim yasası, milletvekillerinin üçte ikisinin parti listelerinden, üçte birinin ise bağımsız bireysel adaylar arasından seçilmesinin öngörüyor. Devrim cephesi bunun anlamını derhal saptadı: Mübarek’in mahkemeler tarafından kapatılmış olan Ulusal Demokratik Partisi’nin büyük para ve nüfuz sahibi önde gelenlerinin, seçimlere bağımsız aday olarak katılması halinde mecliste basbayağı bir ağırlık oluşturabileceği belli.

Bu yüzden 30 Eylül günü kitlelerin taleplerinin başında OHAL yasasının iptali ile seçim yasasının, bütün vekillerin parti listelerinden seçilmesi yönünde değiştirilmesi vardı. Ayrıca, sivillerin askeri mahkemelerde yargılanmasına son verilmesi herkesin katıldığı bir talepti.

İşçi sınıfı ağırlığını hissettiriyor

Diğer sütunlarımızda ayrıntısıyla anlatıldığı gibi işçi sınıfının mücadelesinin son dönemde ciddi bir yükseliş göstermesi dolayısıyla, “Devrimi Yeniden Kazanma” gününde sınıf talepleri de her zamankinden çok daha fazla ön plana çıkıyordu. Bu talepler arasında Mısır işçi sınıfını birleştiren asgari ücretin yanı sıra, fiyat artışlarına son verilmesi ve (safdil ama ilginç bir talep olarak) zenginlerin kazancına bir tavan getirilmesi gibi talepler öne çıkıyordu. Tam o Cuma günü, grevdeki Kahire otobüs işçileri arasından açlık grevinde olan bir işçinin daha grevin ilk haftası sonunda hayatını yitirmesi, işçi taleplerine daha da dramatik bir etki kazandıracaktı.

“Devrimi Yeniden Kazanma” gününün getirdiği bir yenilik de, siyasi partilerin ilk kez bu denli ön plana çıkmasıydı. Tahrir protestoları geçmişte ortak sloganların öne çıkarıldığı, partilerin sınırlı bir mevcudiyet gösterdiği eylemlerken, bu kez partiler alana pankartlarıyla, dövizleriyle, tişörtleriyle, kuşlamalarıyla, gazeteleriyle geliyordu. Bunların arasında sosyalist partiler de dikkati çekiyordu. Zaten eylemden iki gün önce ilk kez bir sosyalist parti (Sosyalist Halk İttifakı) yasanın öngördüğü çok sıkı koşulları yerine getirerek (en az on ilden, her birinden en az 300 üye olmak üzere, noterce tasdik edilmiş 5.000 üye) resmi kuruluşunu başarıyla tamamlamıştı.

Nihayet, eylem artık alışılageldiği üzere, İslamcı hareketin bir bölümünün Konsey’in yanında durmasına, genel olarak da hareketin bölünmüşlüğüne tanıklık ediyordu. İhvan (Müslüman Kardeşler), Selefi gruplardan El Dava, Cemaatül İslamiye, Nur grubu ve başkaları eylemi boykot ediyordu. Buna karşılık Vasat Partisi ve bazı Selefi gruplar meydanda yerlerini alıyordu.

İki defa Oscar kazanmış olan ünlü ABD’li aktör Sean Penn’in de eyleme katılması dikkat çekiciydi.

Mısır devrimi Konsey’e ve hükümete verdiği vekâleti yavaş yavaş geri çekiyor. Devrim başka ülkelerde (Yemen, Suriye, Bahreyn) sendelerken Mısır’da yeniden ayağa kalkıyor. Arap devriminin geleceği Mısır’da belirlenecektir.

 

* Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Ekim 2011 tarihli 24. sayısında yayınlanmıştır.