Sağlıkta piyasalaşma torba yasasını örgütlenme ve mücadele ile çöpe atarız!
Şubat ayı başında Meclis Genel Kurulu’na gelen, sağlık alanına dair farklı kanunlarda önemli değişiklikler öngören yasa teklifi jet hızıyla 1 Mart’ta yasalaştı. Birçok farklı yasanın çok sayıda maddesinde değişiklikler getirdiği için kanun “torba yasa” diye anılmıştı. Her ne kadar farklı yasa ve maddelerde değişiklikler getirse de yapılan değişikliklerin amacı ortak: Sağlık alanının piyasalaşmasının önündeki engelleri kaldırmak, sağlık emekçilerinin örgütlenmesinin ve mücadelesinin önünü tıkamak.
AKP, 20 yılı aşkın iktidarı boyunca işçilere ve emekçi halka düşman, piyasaya dost pek çok icraat gerçekleştirdi. Elbette sağlık alanı da bundan çokça nasibini aldı. Sağlık piyasasının kârını arttırmanın yolu, sisteme daha fazla hastayı (piyasaya göre müşteriyi) çekmekten geçiyordu. Bu amaçla AKP iktidarı, halkın sağlığını hiçe sayarak koruyucu sağlık hizmetlerini arka plana itip, esas olarak vatandaşların polikliniklere başvurusunu teşvik ettiği bir sağlık ortamı yarattı. 20 yıl öncesine göre yaklaşık 3,5 kat daha fazla polikliniğe başvurulan bir sağlık sistemimiz var. Şu an polikliniklere başvuru talebi o kadar fazla arttı ki gelinen aşamada özellikle nüfus yoğunluğunun fazla olduğu büyükşehirlerde randevu bulunamaz hâle geldi.
Sağlık merkezlerine başvurudaki bu ciddi artışın sağlık emekçileri için anlamı muazzam bir iş yükü artışı oldu. Bu durumun sağlık emekçilerinde oluşturduğu memnuniyetsizliği gidermenin bir aracı olarak AKP iktidarı, performansa dayalı ücretlendirme sistemini hayata geçirdi. Geldiğimiz aşamada özellikle doktorların ücretinin önemli bir kısmı performansa dayalı durumda.
AKP iktidarı, yıldan yıla halkın daha fazla kendi cebinden harcama yaptığı bir sağlık sistemi yarattı. Sağlık emekçilerinin ise çalışma şartları kötüleşti, özlük hakları geriledi. İktidar, sağlık emekçileri mücadeleyi yükselttiğinde tavizler verdi, mücadele geriye düştüğünde ise sağlık emekçilerinin kazanılmış haklarına saldırdı. AKP iktidarı sağlık alanını piyasalaştırırken, sağlık emekçilerini atomize edip, yeri geldiğinde ikna, yeri geldiğinde zor yoluyla sistemi sürdürmeye çalıştı.
Bu yasalaşan torba yasa ile tarih tekerrür ediyor. İktidar, 31 Mart sonrasına hazırlık yapıyor. Sağlık piyasasına zeval gelmemesi için emekçilerin haklarına saldıran ve onların mücadelesini kırmaya dönük hamleleri hayata geçiriyor. Yasa; disiplin cezası alacak olan sağlık emekçilerinin ikinci bir ceza olarak teşvik (performans) ödemesinin kesilmesi, hastane kurullarının kurulup sağlık emekçilerinin “piyasa verimlilik kriterleri” üzerinden denetimini yapıp verimsiz olanları cezalandırılması, geçici görevlendirme süresinin 1 aydan 2 aya uzatılması gibi maddeler içeriyor. Sağlık piyasasının önünü açan ilaçların piyasaya çıkmadan önce değil de çıktıktan sonra denetlenmesi gibi pek çok madde de yasada mevcut.
Sağlık emekçileri, AKP iktidarı döneminde örgütlü oldukları emek-meslek örgütleri aracılığıyla kitlesel yürüyüşler, basın açıklamaları ve üretimden gelen güçlerini de gösterdikleri çok sayıda eylem ve gösteri gerçekleştirdi. Ne zaman mücadeleyi yükseltti, sonunda hep kazanım elde etti. Öyleyse gün AKP iktidarının çıkardığı sağlıkta piyasalaşma torba yasasının ve 31 Mart sonrası çıkacak olan daha kapsamlı torba yasaların ağzını büzüp tarihin çöp sepetine atmak için örgütlenmeyi arttırmanın ve mücadeleyi yükseltmenin günüdür.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Mart 2024 tarihli 174. sayısında yayınlanmıştır. Bu yazıyı Gerçek'in podcast hesaplarından sesli olarak dinlemek için aşağıdaki resmin üzerine tıklayın.