Dilovası Dostel’den bir işçi: Yaşasın metal işçisinin onurlu hak savaşı!

Merhaba dostlar,
Ben, Dilovası’nda Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğu Dostel fabrikasında çalışan bir metal işçisiyim. Bu ay, metal sektöründe 150 bini aşkın işçiyi ilgilendiren MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri başlıyor.
Geçen sözleşmede, grev kararına iki gün kala imza atılmış; bizler de ilk 6 ay için ortalama %98 zamla bir nebze nefes alabilmiştik. O günlerde de hayat pahalılığı sırtımıza yük olmuştu, bugün de aynı yükün altındayız.
Bir önceki dönemde, sendikamızın öncülüğünde fabrikalarda günlük 2 saat iş bırakmış, fazla mesailere kalmamış ve grev irademizi ortaya koymuştuk. O zaman, “Öldük bittik, zam verirsek fabrikayı kapatmak zorunda kalırız, işçi çıkarmak zorunda kalırız.” diyen MESS patronlarının, üretime dokununca yüzlerindeki maskenin nasıl düştüğünü gördük. Kazanımlar elde ettik, kırmızı çizgileri aştık, MESS patronlarına diz çöktürdük, MESS düzenini sarstık!
O günlerde de hayat pahalılığının altında eziliyorduk, bugün de eziliyoruz. O günlerde de kârlarına kâr katan MESS patronları ağlıyordu bugün de ağlıyorlar. Biz MESS fabrikalarında çalışan işçiler olarak, bir önceki sözleşmede ortaya koyduğumuz iradeyi şimdi daha da büyütmeliyiz. Çünkü bir öncekinde başardık; şimdi daha iyisini kazanacağımızdan hiçbir şüphem yok.
MESS patronları yine aynı teraneyi söyleyecek: “İşler durgun, işçi çıkarmak zorundayız, zam veremiyoruz.” Ama gerçekler bambaşka! Ford milyarlarca lira kâr açıklıyor, Tofaş ve Bosch rekor üzerine rekor kırıyor. Peki, bu kârı kim üretiyor? Bu kâr kimin alın teriyle yazılıyor? Bizim!
Hakkımız olanı vermek istemeyecekler ama biz metal işçileri olarak onu dayanışmayla, sınıf mücadelesiyle söke söke alacağız! MESS patronları kârlarını korumak, kârlarına kâr katmak istiyor. Ama biz işçiler; emeğimizi, geleceğimizi, onurumuzu korumak zorundayız!
Önümüzde zorlu bir süreç var. Bu sürece dağınık ve hazırlıksız giremeyiz. Şimdiden kollarımızı sıvamalı, fabrikalarımızı örgütlülüğümüzle çelikten kaleye çevirmeliyiz. Kavel ruhunu yeniden kuşanmalı, iş, aş ve hürriyet için bu kavgayı büyütmeliyiz!
Biz işçiler, bu ülkenin gerçek üreticisiyiz. Biz olmadan fabrikalar işlemez, çarklar dönmez. Bir avuç doymak bilmez patronlar değil, biz güçlüyüz!
Yaşasın işçilerin birliği! Yaşasın örgütlü mücadelemiz!
Dilovası Dostel’den bir işçi