DİSK İzmir mitingi: gelirde, vergide adalet istiyoruz!

DİSK, Türk-İş ve Hak-İş’in birlikte gerçekleştirdiği “Gelirde adalet, vergide adalet” başlıklı ortak açıklamasının ardından konfederasyonlar çeşitli illerde bölgesel mitingler düzenlemeye başlamışlardı.

DİSK’in üç bölgede yapmayı kararlaştırdığı işçi buluşmalarının ilki Mersin’de yapılırken, ikincisi 20 Eylül Cuma günü İzmir’de gerçekleşti. Kitlesel buluşma “Geçinemiyoruz! Gelirde, vergide adalet!” talepleriyle DİSK ve KESK’e bağlı sendikalara üye işçilerin katılımıyla miting havasında geçti. Saat 13.30’da Basmane Meydanı’nda toplanan yüzlerce işçi, açıklamanın yapılacağı Cumhuriyet Meydanı’na yürüdü.

DİSK adına söz alan Arzu Çerkezoğlu açıklamasına, Mehmet Şimşek’in orta vadeli programının (OVP) işsizlik ve yoksulluk barındırdığını vurgulayarak başladı. Aynı zamanda vergide adaletsizliğin ortadan kaldırılması gerektiği ve enflasyonun nedeninin işçilere verilen ücretler değil, dolarizasyon ve yüksek şirket kârları olduğunu dile getirdi. Çerkezoğlu, her gelen maliye bakanı gibi Mehmet Şimşek’in de OVP aracılığıyla kıdem tazminatı hakkına göz diktiğini ancak kıdem tazminatı veya kazanılmış haklara yönelik en ufak bir saldırı girişiminde, işçilerin haklarına uzanan ellerin kırılacağını vurguladı. Açıklama, 25 Eylül İstanbul Saraçhane’de yapılacak bir sonraki mitinge çağrı ile sonlandı.

Devrimci İşçi Partisi mitinge “İşçi düşmanı OVP çöpe! İngiliz Mehmet go home!” pankartı ile katılarak alanda yerini aldı. Devrimci İşçi Partisi ayrıca işleri, aşları için mücadele eden Polonez işçilerinin ve dört bir yanda devam eden grev ve direnişleri selamladığı dövizleri ile alandaydı.

Devrimci İşçi Partisi, işçiler yürüyüş kolları ile alana girerken ekonomik krizin faturasının sendikalı-sendikasız tüm işçilerin sırtına yüklenmeye çalışıldığı bu dönemde işgal, grev, direniş parolasıyla işçilere sendikalarına üye olma, sahip çıkma ve sendikalarını denetleme çağrısı yaptı. DİP, kıdem tazminatı başta olmak üzere kazanılmış tüm hakları korumanın, işçinin aşına, örgütlenme hürriyetine uzanan elleri kırmanın tek yolunun işçi sınıfının konfederasyon ayırt etmeksizin topyekûn bir mücadeleye girişmesiyle mümkün olacağını vurguladı.