Güney Afrika işçi sınıfı: ayrı gayrı yok!
Afrika kıtasının işçi hareketi bakımından en gelişkin ülkesi Güney Afrika’da 24 Ağustos’ta işçi sınıfı önemli bir atak yaptı. Benzetme ile söylersek 1970’li yıllar Türkiye’sinde Türk-İş ile DİSK birlikte mücadele yolunda ciddi bir adım attı.
Gerçek gazetesi, sınıf mücadelesinin hep kıpır kıpır olduğu bu ülkede yaşanan önemli olayları Türkiye işçi sınıfına sık sık aktarmaya çalışıyor. Son olarak 2021 yılı içinde Mart ayında yaşanan genel grevi ve Kasım ayında o ülkenin MESS’ine karşı yapılan bir grevi okurlarımıza aktarmıştık.
Bunlar mücadelede önemli kilit taşları idi ama her ikisi de ülkenin bugünkü tek kitlesel sınıf mücadeleci işçi konfederasyonu olan SAFTU ve onun merkezindeki metal işçileri sendikası NUMSA tarafından örgütlenmişti. Ülkenin öteki büyük konfederasyonu olan COSATU bu eylemlerde yoktu.
Bunun elbette bir nedeni var. COSATU 1980’li yıllarda ülkede hüküm süren, siyahilere ve Hint nüfusa karşı utanç verici düzeyde ırkçı bir rejim olan apartheid’e karşı mücadele bütün hızıyla sürerken kurulmuş, sınıf mücadelesi alanında da çok militan bir sendika konfederasyonuydu. Ama 1990’lı yıllarda apartheid karşıtı hareketin önderi Nelson Mandela, beyaz kapitalistler ile anlaşıp halkın büyük fedakârlıkla vermiş olduğu mücadeleye sırt çevirdi, apartheid rejiminin sadece hukuki olarak sona ermesi karşılığında uzlaştı. Bu teslimiyetçi politika COSATU tarafından da sineye çekildi. 1994’ten itibaren beyaz kapitalistlerin yanına adım adım siyahi kapitalistler katıldı. İşsizliğin yapısal olarak yüzde 40 olduğu, toprakların beyaz kapitalistlerin elinde toplandığı, yoksul siyahi kitlelerin açlıktan geberdiği bir düzen, makyajlı biçimde sürdü gitti.
SAFTU, sınıf mücadelesi ve işçi iktidarı hedefleriyle COSATU’nun içinden bu yüzden koptu. COSATU’nun en güçlü sendikası NUMSA bu kopuşun başını çekti. Örgütsel anlamda hâlâ bir dev olan COSATU o zamandan beri yeni siyah-beyaz kapitalist düzenle işbirliği içinde hareket ediyor.
İşte 24 Ağustos’ta COSATU ile SAFTU’nun ülke çapında bütün sektörlerde yaptığı eylem, somut ekonomik taleplerinin ötesinde bu bakımdan bir kilometre taşı olabilir. Güney Afrika’nın karşı karşıya olduğu ağır ekonomik ve toplumsal sorunlar mücadelenin genişleyerek ve güçlenerek devam etmesi için yeterli malzeme sağlıyor.
24 Ağustos’ta Güney Afrika işçisi henüz “Birleşik İşçi Cephesi” demedi ama fiilen “ayrı gayrı yok” dedi. Buradan birleşik işçi cephesine bir kapı açılabilir. Darısı Türkiye işçi sınıfının başına!
Bu yazı Gerçek gazetesinin Eylül 2022 tarihli 156. sayısında yayınlanmıştır.