Deniz Poyraz davasının ikinci duruşması oyalamalar ve örtbas girişimleriyle görüldü
17 Haziran 2021’de HDP İzmir il binasına yapılan faşist saldırıya ve Deniz Poyraz'ın katledilmesine ilişkin açılan davanın ikinci duruşması 24 Ocak’ta görüldü. Mahkeme heyeti, 09:00’da başlaması gereken duruşmayı saat 12:00’de, İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesine ait küçük salonda başlattı. Tüm engellemelere rağmen duruşmayı izlemek için halktan, çeşitli siyasi partilerden ve demokratik kitle örgütlerinden yüksek bir katılım olduğu ve Türkiye Barolar Birliği ile Bursa, Diyarbakır, İzmir, İstanbul, Mardin, Muş, Şırnak ve Trabzon baroları başkan ve temsilcilerinin de geldiği görüldü.
Mahkeme heyeti katliamcılara güven verdi
Mahkeme heyeti, resmi olarak verdiği karara uymayarak yaklaşık üç saat geç ve belirlenen salonun dışında küçük bir salonda duruşmayı başlatıp, bu duruşmayı da hukuka aykırılılar ve baskı yoluyla yürüteceğini göstermiş oldu. Duruşma başlamadan önce heyet başkanı, katil Onur Gencer’e yönelik tepki olması halinde duruşmayı sonlandırıp Şakran cezaevinde bulunan salona taşıyacağını, bireysel olarak katil Onur Gencer’e yönelik bir müdahale olması durumunda ise yapanı dışarı atacağını söyleyerek sürekli olarak tehditler savurdu.
Duruşmaya katılmak isteyen çeşitli kurum temsilcileri ve halk adliye içerisine dahi alınmadı. Alenilik ilkesine aykırı olarak salonun küçük olduğu bahanesiyle siyasi parti, demokratik kitle örgütü temsilcileri ve avukatların girişine sınır koyuldu. Duruşma salonunun kapısı, duruşma boyunca polis nezaretinde kilitli tutuldu. İlk duruşmada olduğu gibi duruşma salonunun içerisinde silahlı polisler beklerken mahkeme heyeti buna ilişkin itirazları kayda geçmeyi bile reddetti.
Mahkeme heyeti siyasi partilerin ve kitle örgütlerinin katılma taleplerini kabul etmedi
Duruşmada Devrimci İşçi Partisi de dahil olmak üzere siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri, milletvekilleri ve barolar davaya katılma talebinde bulundu. Devrimci İşçi Partisi adına Şiar Rişvanoğlu söz alarak görülen davanın devlet eliyle Kürt halkına yönelik soykırım suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, hürriyete ihtiyacı olanların, işçi ve emekçilerin de bu davanın doğrudan müdahili olduğunu, bu sebeple işçi ve emekçiler adına davaya katılımcı olunacağını belirtti. Mahkeme heyeti, Deniz Poyraz’ın ailesi ve HDP temsilcilerinin katılma taleplerini kabul ederken, siyasi partilerin, demokratik kitle örgütleri ve baroların katılma taleplerini ise reddetti.
İstibdad kapıdan katile göz kırptı
Mahkemece verilen aradan sonra katil Onur Gencer’e savunma için söz verildiği sırada, mahkeme heyetinin arkasında bulunan kapının aralık bırakıldığı ve arka tarafta birilerinin olduğu fark edildi. Ailenin avukatları mahkeme heyetine, arkalarındaki kapının aralık olduğunu söylerek, polisin veya bir başkasının katil Onur Gencer’e talimat vermiş olabileceği konusunda heyeti uyardı ve kapıyı kapattırdı.
İddianamede Menbiç’te bulunduğu hiçbir şekilde yer almazken, katil Onur Gencer savunmasında Menbiç’te bir albay ile birlikte saldırıya uğradığını söyledi. Sağlık çalışanı olduğu ve görevlendirme ile Menbiç’e gittiğini söyleyen katilin sosyal medya hesapları elinde Milli Savunma Bakanlığınca üretilen ve piyade tüfeği adıyla bilinen MPT-76 silahıyla çekilmiş fotoğraflarla dolu durumda. Katilin bu sözleri, devletin bu saldırının arkasındaki asıl güç olduğunu bir kere daha kanıtlamış oldu. Onur Gencer, olay gününü anlatmaya başladığında ise Deniz Poyraz’a, ailesine, Kürt siyasi hareketi temsilcileri ve salondakilere yönelik hakaret, tehdit ve nefret söylemlerinde bulundu. Katil soğukkanlılıkla amacının “bol leşli, bol kanlı”” bir katliam olduğunu, Deniz Poyraz ile bir başkasını farklı görmediğini söyledi. Bu sözlerin ardından, davayı salonda takip edenler katil Onur Gencer’e tepki gösterdi.
İstibdadın saldırılarına karşı bu davayı sahiplenelim
Yangından mal kaçırırcasına tüm failler ve azmettiriciler ortaya çıkarılmadan davası açılan katliamın ikinci duruşması da birçok hukuksuzluğa sahne oldu. Katil Onur Gencer’in sözleri, katliamın istibdad ve azmettiriciler ile bağlantısına ve örgütlü bir katliam olduğuna yönelik önemli kanıtlar olarak karşımızda duruyor.
Davanın sonraki duruşması 29 Nisan, saat 09:00’da İzmir Adliyesi 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek. Bu saldırı ve davada şahit olduğumuz tüm muameleler, başta Kürt halkına ve işçi, emekçi, yoksul ve tüm kesimlere bir gözdağı anlamını taşıyor. Katliamın arkasındaki tüm suçluların ve azmettiricilerinin ortaya çıkarılması için davanın tüm emekçi halk tarafından sahiplenilmesi gerekiyor. Ama daha da önemlisi emekçi halkları birbirine düşman etmek isteyen, Türk emekçisini Kürt emekçisine kışkırtan istibdad ile hesaplaşmak hepimizin omuzlarına yüklenmiş bir görev.