Kapitalizm yıkılana kadar ya mücadele ya mücadele!
“sayılar bebelerin kundakları
sayılar tabutları şehirlerin
öldürülmüş
öldürülebilecek olan
sayılar yaklaşan bir şeyleri bildirir
sayılar bildirir uzaklaşan bir şeyleri”
-Nazım Hikmet
Her çağ kendi neslini yetiştiriyor. Her nesil içinden geçtiği çağın gerçeklerini yaşayarak öğreniyor. Ve tarihin her sayfasında; reva görülene boyun eğen değil, içinde yaşamak istediği ülkeye ve dünyaya varmak arzusuyla savaşan gençlerin mücadelesi yazıyor.
Biz gençler, emperyalist devletlerin insanların tepesine yanı başımızda bombalar yağdırdığı, ırkçılığın ve mezhepçiliğin kardeşi kardeşe düşman ettiği, milyarlarca insanın açlıkla boğuştuğu ve binlercesinin yaşanabilir bir hayat uğruna uluslararası denizlerde boğulduğu bir çağda yaşıyoruz.
Biz gençler, üniversiteleri karakola, fabrikaları ve iş yerlerini birer çalışma kampına, meclisi kuruluşunun 100. yılında zincire vurulmuş bir tiyatroya, memleketi dünyanın dört bir yanında terör estiren emperyalistlerin sığınacak güvenli limanına çeviren bir istibdad rejiminde yaşıyoruz.
Son dönemde ise bu yozlaşmış dünya düzeninin ne kadar aciz olduğuna, emekçi halklar için ölümcül olabileceğine, bugünümüzü ve geleceğimizi nasıl karartabileceğine çarpıcı bir şekilde tanık oluyoruz. Dünyayı sarsan koronavirüs salgını yüz binlerce insanın canını aldı ve hızla yayılmaya devam ediyor. Kapitalist devletlerin vaka ve ölüm sayıları birbiriyle yarışıyor. Dünyanın bütün kaynaklarını sömürerek zenginleşen emperyalistler, virüse karşı kendi ülkelerinde ne sağlık emekçilerinin ne de halkın güvenliğini sağlayabiliyor. Üç binden fazla insanın öldüğü Türkiye’de ise istibdad rejimi, halka Avrupa’yı ve ABD’yi göstererek adeta ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışıyor. Halkın sağlığı için alınması gereken önlemler, ekonomi tahminlerinin ve maliye politikalarının süzgecinden geçiyor. Ekonomik büyümenin sayılarla ifade edildiği bu düzende, ölümler de aynı veri havuzu içerisinde sayılarla ifade ediliyor.
Yaşasın 1 Mayıs! Yaşasın sosyalizm!
Zenginler evlerinde kendilerini izole ederken milyonlarca sağlık emekçisi canları pahasına Koronavirüsle mücadele ediyor. Fabrikalarda ve atölyelerde milyonlarca işçi üretmeye, milyonlarca tarım işçisi tarlaları işlemeye, taşımacılar şehirlere, kuryeler insanlara malzeme götürmeye devam ediyor. Marketlerde, pazarlarda, depolarda milyonlarca işçi çalışmaya devam ediyor. Yani bu dünya işçilerin, emekçilerin elleriyle dönüyor!
İşçilerin, emekçilerin döndürdüğü dünyanın kaymağını lüks evlerinden yiyenlerin düzeni artık yürümüyor. Nazım’ın şiirinde söylediği gibi: “sayılar yaklaşan bir şeyleri bildiriyor.” Kapitalizmin sonu yaklaşıyor. Ancak kapitalizmi yıkmak, insanın insanı sömürmediği bir düzeni kurmak için örgütlenmek gerekiyor. İşçilerin, emekçilerin bayramı 1 Mayıs’ta tarih bütün gençliği geleceğimiz için mücadeleye çağırıyor. Biz de bütün gençleri bu çağrıya kulak vermeye, kapitalizme karşı sosyalizm kavgasını büyütmeye, Türkiye’de ve dünyada işçi sınıfının ve emekçi halkın iktidar mücadelesine omuz vermeye, Devrimci İşçi Partisi’nde örgütlenmeye çağırıyoruz!
Yaşasın 1 Mayıs!
Kahrolsun kapitalizm, yaşasın devrim ve sosyalizm!
DİP’li Öğrenciler