Küba’da yeni anayasa: Kapitalizme doğru yeni bir adım
Küba’da, Fidel Castro hastalığı dolayısıyla 2009’da görevini kardeşi Raúl Castro’ya devrettikten sonra ekonomik alanda başlayan liberalleşmede yeni bir evreye geçiliyor: Hazırlanan yeni anayasa taslağıyla, geçmişte yasaklanmış olan, üretim araçlarında özel mülkiyet şimdi anayasal bir kurum haline geliyor.
Anayasa taslağı 21-23 Temmuz günlerinde Halk İktidarı Ulusal Meclisi (ANPP) adını taşıyan mecliste oylandı. Şimdi halk arasında, işyerlerinde, mahallelerde, eğitim kurumlarında tartışılmasına başlandı. Bütün bu tartışmalar sonucunda yeni anayasanın son hali belirlenecek. Değişiklik epeyce kapsamlı: Eski anayasanın 224 maddesinden 113’ü değişime uğruyor, 87 yeni madde ekleniyor, 11 madde ise toptan çıkartılıyor.
Yeni anayasa da eskisi gibi, Küba’nın siyasi, ekonomik ve toplumsal sisteminin sosyalist olduğu, Küba Komünist Partisi’nin (PCC) devletin ve toplumun üstünde yer alan kılavuz rolü oynayan bir kurum olduğu hükümlerini içeriyor. Anlaşılan, bürokrasi içindeki retorasyonist güçlerin bugün daha fazlasını yapabilmesi, bu hükümleri anayasadan çıkarabilmesi olanaklı değil.
Buna karşılık, yıllardır ekonomide gerçekleştirilen ve kapitalizmin önünü adım adım açmakta olan değişiklikler, sadece yasallaşmıyor, anayasa yaptırımı kazanıyor. Bunların en önemlileri şöyle sıralanabilir: Eskiden yasaklanmış olan üretim araçlarında özel mülkiyet anayasal güvenceye kavuşuyor; kamu işletmelerine özerklik tanınıyor, yani kâr kriterine göre çalışmak zorunda kalacaklar; yabancı sermayenin kalkınma için önemi anayasal olarak onaylanıyor; planlama, ekonomiyi esas yönlendirici mekanizma olmaya devam etmekle birlikte piyasanın rolü de tanınıyor.
Raúl Castro’nun ekonomik reformları arasında en çarpıcısı, kamu sektöründe çalışan 500 bin kişinin işten çıkarılması planıydı. Şimdi verilen sayılar, bunun başarıyla ilerlediğini düşündürüyor. Çünkü kendi hesabına çalışanların (cuentapropistas) sayısı şimdiden 600 bini bulmuş durumda. Bunların hepsini taksi şoförü, gazete bayii, tesisatçı vb. türünden küçük burjuvalar olarak düşünmemek gerekir. Özellikle yabancı sermayenin de hızla girmekte olduğu turizm sektöründe şimdiden 20, 30, 50 işçi çalıştıran kapitalist işletmeler pıtrak gibi çoğalıyor. Zaten bürokrasinin temsilcileri de henüz büyük işletmeleri savunamamakla birlikte KOBİ’lerin desteklenmesi gerektiğini söylüyor. Yani artık Küba’nın yeni yetme bir burjuvazisi var. Buna Miami’deki aç kurtları da eklemek gerekiyor. Tarımda da özel mülkiyetin önü açılmış durumda. Tek istisna özel kişiler arasında toprak satışına izin verilmiyor.
Yeni anayasanın önemli başka boyutları da var, ama belirleyici olan bunlar. En çarpıcı hükmü sona bıraktık. Küba kaynaklarından doğrulayamadığımız, Batı kaynaklarında gördüğümüz için temkinli söylüyoruz: Yeni anayasa hâlâ Küba’nın sosyalist bir toplum olduğunu söylüyor, ama eski anayasanın ülkenin “komünist topluma doğru ilerlediğini” belirten hükmü kaldırılıyor! “Toplumun ve devletin üstünde” yer alan partinin adının Küba Komünist Partisi olduğu bir ülkede daha çarpıcı ne olabilir?
Bütün dünyanın komünistlerinin görevi, Küba’nın gerçek komünistlerinin yanında kapitalizmin geri getirilmesine karşı mücadele etmektir. Bu diplomasiyle değil, komünistlerle ve işçi sınıfıyla dayanışma yoluyla olacaktır.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Eylül 2018 tarihli 108. sayısında yayınlanmıştır.