Kore: İki yarım ülkenin öyküsü
Kore’yi 1950 devriminden sonra ABD bölmüştü. Devrim Kuzey Kore’ye kıstırıldı. Güney Kore ise hem ABD işgali altında kaldı (bugün, devrimden neredeyse 70 yıl sonra bile 30 bin ABD askeri konuşlanmış durumdadır ülkede), hem de komünizme karşı bir “model” ülke oldu. Günümüzde Kuzey Kore askeri alanda güçlü, Güney Kore ise ekonomik alanda.
Son aylarda Kore’nin iki yarısı da muazzam hareketli. Kuzey Kore nükleer başlıklarını kıtalar arası füzelere yerleştirme tehdidini uzun süredir sürdürüyor. Ocak ayında başa gelen ABD başkanı Donald Trump da bunu bahane göstererek Kuzey Kore’yi tehdit ediyor. En son ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, Kuzey Kore’ye karşı savaş seçeneğinin masada olduğu tehdidini savurdu.
Güney Kore ise son aylarda Gerçek gazetesinde defalarca işlendiği gibi, 2012’de seçilen başkan Park Geun-hye’nin dehşet verici yolsuzlukları dolayısıyla azline yol açan bir süreç yaşadı. Başkanı deviren esas olarak büyük işçi sendikaları oldu. Bu yetmedi, ülkenin en başarılı kapitalist grubunun genç varisi yolsuzluktan tutuklandı. Yani Güney Kore burjuvazisinin itibarı yerlerde sürünüyor.
Mayıs ayında yapılacak başkanlık seçimlerini ise burjuvazinin daha sol görünümlü partisi olan Demokrat Parti’nin adayı Moon Jae-in’in kazanması bekleniyor. Bu, çok anlaşılır bir şey. Azledilen başkanın partisi Kore Özgürlük Partisi büyük itibar kaybı yaşıyor. Karşısındaki en güçlü burjuva partisi elbette büyük bir şansa sahip.
ABD açısından talihsizlik şurada ki, Moon Jae-in Kuzey Kore ile iyi ilişkileri olan, Amerikan vesayetinin cisimleşmesi olan ulusal güvenlik yasalarının iptalini, Soğuk Savaş ürünü Kore İstihbarat Teşkilatının varlığına son vermeyi savunan bir eski insan hakları savunucusu. İşe bak! Sen onlarca yıl boyunca Kore yarımadasını kontrol altında tutmak için her şeyi ince ince hazırla. Sonra tam Kuzey’le hesaplaşmaya hazırlanırken Güney’in kontrolü elinden kayıp gitsin. Zavallı Amerika!
Elbette Moon seçildikten sonra ABD’ye yanaşacaktır. Ama Güney Kore işçi sınıfı ve solu içinde Kuzey’e dostluk çok güçlüdür. Her halükârda proleter sosyalistleri, başındakiler gülünç bir hanedan hâkimiyeti kurmuş olsa bile, Kuzey Kore’yi emperyalist ABD’ye karşı savunacaktır.
Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Nisan 2017 tarihli 90. sayısında yayınlanmıştır.