ODTÜ’de grev anlaşmayla sona erdi
3 Aralık’ta fiilen, 4 Aralık’ta resmen greve başlayan Tez-Koop-İş üyesi ODTÜ işçilerinin grevi anlaşmayla sona erdi. On günü aşkın süredir grevde olan işçiler günlük brüt 5 Lira ücret zammı talep ediyorlardı. Devasa grev çadırını Rektörlük önüne kuran işçilerin talebi net 100 TL civarına denk geliyordu. Grev süresince yemekhane tamamen kapandı. Zaman zaman elektrik, ısı, su, telefon, internet arızaları görüldü. Kampus içi ring servisleri aksadı, hafta içi ve hafta sonu kimi seferler gerçekleştirilemedi.
ODTÜ’nün de üyesi olduğu hükümet güdümündeki Kamu İşverenleri Sendikasının (Kamu-İş) uzlaşmaz tutumu karşısında greve çıkma kararlılığı gösteren işçiler ve Tez-Koop-İş sendikası, taleplerinin kısmen kabul edilmesi üzerine greve son vererek çadırı kaldırdılar. Aylık brüt 75 ile 80 Lira arasında ek zam alan işçiler, bunu, kamu protokolüne ek olarak iş primi ve sorumluluk tazminatı adlı iki madde şeklinde sözleşmeye işleterek gelecek toplu sözleşmelere de yansıyacak bir kazanım elde ettiler. Bu iki maddenin kamuda ilk defa protokole ek olarak girmiş olması diğer kurumlardaki işçilerin de lehine bir durum oluşturacak, böylece tüm kamu kurumlarında bu maddeler sözleşmelere eklenebilir hale gelecek.
İşçiler grev süresince yaptıkları tüm eylemlerde "birleşe birleşe kazanacağız" ve "bu daha başlangıç mücadeleye devam" sloganlarını eksik etmediler. Gerçekten de taşeron işçilerinden, idari ve teknik personeline, okutmanlara, öğretim üyelerine, asistanlara, işçilerin taleplerinin kabul edilmesi için imza toplayıp yürüyüş gerçekleştiren öğrencilere kadar pek çok kesimden destek gören işçiler grevleriyle birleşik mücadelenin ortamını hazırladılar. ODTÜ'nün %99'unu oluşturan bu emekçi toplamın dayanışması büyüdükçe ve yükseldikçe mücadelenin kazanım meyveleri de bir o kadar güzel olacaktır.
Grev boyunca işçilerin ve sendikanın dillendirdiği taleplerden biri de ODTÜ’nün Kamu-İş’ten ayrılarak bir sözleşme imzalaması idi. Bu durumda işçiler greve gitmek zorunda kalmayacak ve işçi düşmanı hükümetin eline düşmeyeceklerdi. Bu gerçekleştiği takdirde ODTÜ bütçesine ek yük getireceği gerekçesiyle Rektörlük, Kamu-İş’ten istifaya yanaşmadı. Hâlbuki ODTÜ’nün en asli bileşenlerinden olan işçilerin daha iyi maddi koşullara sahip olmaları bütçeye yük olarak görülemez, kaldı ki 277 işçinin ek zammı ODTÜ’yü zora sokacak rakamları da içermiyordu. Teknokent, vakıf ve döner sermaye gelirleri ve yaratılan iş hacmi ile övünen ODTÜ yönetimi birinci önceliğine aylık ortalama 1600 Lira ile geçinen emekçilerin haklarını yazmalıydı. İşçilerin refahı ve mutluluğu mutlaka kurumun da, sağlanan hizmetlerden faydalananların da, toplumun da yararına olacaktı.