Fransa’da rüzgâr işçiden yana esiyor
Fransız işçi sınıfı, 2016 baharında birçok sektörde şalteri indirmiş, sınıfın mücadelesini destekleyen öğrenci kitleleri ile beraber aylarca Fransız sokaklarında sınıf mücadelesinin rüzgârlarını estirmişti. Hareket, dönemin hükümetinin işçi düşmanı yasa tasarısını püskürtmeyi başaramamakla beraber, aylar süren mücadelelerle hem Fransa’daki siyasi atmosferi bir anda değiştirmiş hem de tüm Avrupa çapında ardı ardına gelen işçi düşmanı çalışma yasalarına karşı zafere en çok yaklaşılan örnek olmuştu. Bu mücadelede başarı elde edememelerinin ardından, işçi sendikalarının ve devrimci örgütlerin neredeyse tamamının 2017 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine odaklanması sonrası, Fransa’daki işçi mücadeleleri iki yıllık nispi bir gerileme sürecine girmişti.
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, demiryolu işçilerine iş güvencesi sağlayan yasaları ortadan kaldırma ve 120 binin üzerinde kamu emekçisini işten çıkarma girişimi ile birlikte, Fransa bir kez daha büyük bir mücadele dalgasının eşiğinde bulunuyor. 22 Mart günü, Fransa’nın onlarca şehrinde greve giden demiryolu işçileri ve kamu emekçileri, böylece Fransa’nın üzerindeki ölü toprağını da atmış oldular. Paris’te 65 bin kişi iki koldan gerçekleştirilen yürüyüş sonrası tarihi Bastille meydanında coşkuyla buluşurken, tüm Fransa’da, eylemlere katılım kötü havaya rağmen 500 bin kişiyi aştı.
En önemli demiryolu sendikaları üç ay içerisinde 36 gün greve gideceklerini açıklarken, mücadelenin fitilinin ateşlenmesi diğer sektörleri de harekete geçirdi. Demiryolu işçilerinin tekrardan greve gideceği 3 Nisan tarihinde, Fransa’nın en büyük havayolu firması olan Air France’ın pilotları ve temizlik işçileri de greve başlayacaklarını ilan ettiler. Kamu emekçilerinin tekrar greve gideceği tarih olarak ise, birçok işçinin tepkisini çeken bir kararla 19 Nisan, yani neredeyse bir ay sonrası açıklandı. Öğrenci hareketi de grevleri başta tüm Fransa’da çeşitli üniversite ve liselerin işgali ve kitlesel öğrenci eylemleri ile destekliyor.
DİP'in Fransa’daki kardeş grubu ROR'un (Devrimci Proleter Yeniden Doğuş) mütevazı güçleriyle de olsa başta Paris’in tarihi kızıl kuşağında yer alan Baigneux şehri ve çeşitli üniversitelerde yürüttüğü aktif çalışma ile parçası olduğu hareket, 2016’daki gücüne ulaşma potansiyeli taşıdığını 22 Mart’ta gösterdi. Patronların saldırılarını iki senedir diş bileyerek izleyen Fransız işçileri, bir kez daha Fransız siyasetine yumruğunu vurmaya hazırlanıyor.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Nisan 2018 tarihli 103. sayısında yayınlanmıştır.