İstanbul Perfetti van Melle'den bir işçi kadın: TİS masası kurulana kadar mücadeleye devam!
Merhaba dostlar, öncellikle ben bir kadın işçiyim. Genel olarak kadın işçilerin çalışma koşulları ataerkil bir toplumda daha da zor. 9 sene önce Perfetti Van Melle fabrikasında çalışmaya başladım. Çevreye göre hakları iyi bir fabrika gibi görünse de bunu çalışmaya başlayınca anladım ki işçi haklarını teslim etmede oldukça zayıf bir firmaydı. Bu konuda genel olarak şikayetçi olan çalışanlar mecbur kaldıkları için çalışmaya devam etmek zorundaydı. Bu dönemde zorlanan çarkın kırık bir dişlisi de ben olmuştum. Halime şükrederek uzun yıllar çalışmaya devam ettim, bu süreçte en büyük şaşkınlığım maaşların düşüklüğünden çok kıdem farkları oldu. Perfetti işçisinin çoğunluğu uzun yıllarca çalışan işine sadık kişilerdi. Fakat yıllık kıdem farkları 1 TL idi, yanlış yazmadım sadece 1 TL. Her sene sonunda yüzde yüz zam yaptım diye böbürlenen bir işverenle çalışmak motivasyon olarak insanları çökertiyordu. Yıllık 2 TL kıdeme bile şükreder hale geliyorduk. Görmediğim bir değeri daha çok çalışarak kazanmaya çalışsam da bunun imkânsız olduğunu geçen yıllar çok güzel öğretti bana. Pandeminin de araya girmesiyle beraber salgın bahane edilerek ekonomik kriz ile birlikte maaşlarımız yıl geçtikçe ekonomik şartlara ve hayat pahalılığına kıyasla diplerde kaldı, sosyal hiçbir aktivite yapamaz hale geldik. Ne kadar diretsek ne kadar etsek de aldığımız karşılık kapı orada cümlesi oldu.
Maaşlarımızın son birkaç yılda iyice dipte kalmasıyla örgütlenmeye doğru yol almanın daha doğru olduğunu fark etmemiz uzun sürmüştü, ama geç değildi. Tek Gıda İş sendikası ile görüşmelerimiz başladı, süreç hızla ilerlerken ocak ayında Çalışma Bakanlığından yetkimizi aldık, yeterli sayıyı tamamlamıştık. İşte her şey bundan sonra başladı. Baskıya, aşağılanmaya, mobbinglere maruz kaldık. Çalıştığımız hatlar devem etse de 180 kişi izne çıkarıldık. Farklı fabrikada çalışmaya zorlandık. Her şey bununla da bitmedi, yönetim izne çıkarılma sürecinde birkaç arkadaş ve formenler aracılığı ile baskılarına devam etti. E-devletlerimize bakılıp sendikadan istifa ettirilmekten tutun da tacizlere, hakaretlere uğradık. Terörist gözüyle baktılar bize. Ailelerimiz ile iletişimlerimiz kesildi, yemek harici telefon kullanımı servise kadar yasaklandı. Bahçe servis alanı yürüyüş yolları ve ayrıca çalışma alanlarımızdaki kamera sayısı 10 yıllık maaş zammından bile daha hızlı arttı. Aynı bölümdeki arkadaşlarımızla konuşmamız yasaklandı. Lavaboya, çaya ve yemeğe geliş gidiş saatlerimize kadar izlendi. Özellikle çalışan ve yalnız yaşayan kadın işçi arkadaşlarımızı sahipsiz görüp baskıyı daha da arttırdılar. Personel müdürü ve üretim müdürü tarafından görevlendirilen baskıcı arkadaşlarımız rahat istedikleri gibi çalışırken bizim yolda yürüyüşümüzden tutun da içtiğimiz suya yediğimiz yemeğe kadar karışır oldular. 30 dk yemek saatini 25 dk’ya düşürüp, yönetimin yanında duran ve 50 dk mola kullanan tayfaya ses çıkarmıyorlar, alkış tutuyorlardı. Lakin bilmedikleri bir şey vardı Tek Gıda İş sendikamız ve örgütlenme başkanımız Yunus Durdu zaten süreçle ilgili tecrübelerini aktarmış ve mücadelemizden sağ çıkmamız için olabilecekleri anlatmıştı. Ne kadar düşebileceklerini zaten biliyorduk.
Mücadelemden bir kadın çalışan olarak vazgeçmeyeceğim. Her bir üyemiz gibi işten atılan temsilci arkadaşımızı da yalnız bırakmayacağız. Hem içeride hem dışarıda hakkımızı alana kadar, toplu sözleşme masasına oturana kadar mücadelemiz devam edecektir. Perfetti Van Melle kapı önünde eylemlerimiz ve işten atılan temsilci arkadaşımıza kalabalık ekipler halinde ziyaretlerimiz devam edecek. Çünkü işverenin aksine artık biz gerçek bir aileyiz. Birlik ve beraberliğimiz gerçek dostlarımızla Tek Gıda İş sendikamız ve Yunus Durdu başkanımız sayesinde ebedi olacak. Birlikten kuvvet doğar sözü tam da bize göre, mücadelemize devam edecek ve yönetimin baskılarına karşı direneceğiz. Sonunda kazanan biz olacağız. Bizi bu dönemde yalnız bırakmayan Gerçek gazetemize de çok teşekkür ediyoruz. İyi ki varsınız.
İstanbul Perfetti Van Melle’den bir işçi kadın
Bu yazı Gerçek gazetesinin Haziran 2024 tarihli 177. sayısında yayınlanmıştır.