Metal Fabrikalarından Haberler

Türk Metal Renault'dan gidene kadar bize rahat yok!

Renault'ya yeni başlayan işçi arkadaşlarım da Türk Metal'in gerçek yüzünü görmeye başladılar. Geçen sene banka promosyonu yeni eski işçi ayrımı yapılmadan herkese verilmişti. Bu sene ise 1 Mart tarihinden sonra yeni başlayan işçi arkadaşlara verilmedi. Üstelik geçen sene 480 lira iken bu sene 415 liraya düşürüldü. Oysa bankanın sözleşmesinde yeni işe başlayan da olsa “banka müşterisi'” olduktan sonra herkesin banka promosyonu alma hakkına sahip olduğunu biliyoruz. Ne oldu da verilmedi, neden miktarı düşürüldü, ne gibi gizli anlaşmalar yapıldı, kim ne fayda sağladı tam olarak bilmiyoruz. Bildiğimiz tek şey var; Türk Metal'in hakkımızı aramadığı ve hesap sormadığıdır! İşçinin hakkı umurlarında bile değil varsa yoksa patronun çıkarı.

Bir ay önce saat ücretimize 59 kuruş enflasyon zammı yapıldı. Zam geçen hafta aldığımız avanslara yansıtıldı ancak bordrolara baktıktan sonra adaletsizliği bir kez daha görmüş olduk. Sekiz aylık işe başlayan arkadaşın saat ücreti 8.29 lira, beş yıllık çalışanın ise 8.36 lira yani aralarında 7 kuruşluk fark var! Asgari ücret zammından da yararlanamadık. Hayat pahalılığı da eklenince ay sonunu zor getiriyoruz. Bu zorluk da kat kat artmaya devam ediyor. Biz tüm olanların farkındayız. Bu yüzden Türk Metal'i Renault'dan kapı dışarı edene kadar bize rahat yok!

Bursa Renault'dan bir işçi

Koç'a ve MESS'e karşı bugünden mücadeleyi yükseltmeye!

Yılsonu yaklaşınca üretim rekorları kırmaya başladık. Tofaş tarihinde ilk kez bir günde 1503 araba üretildi. Karşılığıysa; işçiye verilen sözler yine tutulmadı. Eylül ayında altın sözü verilmişti. Ancak Türk Metal kendi derdine düştü. Delege seçimleri yapıldı. Pazarlıklar, hesaplar, bileti kesilenler. Öyle bir sendika ki kendine biat etmeyen kim varsa, delegesi, temsilcisi hiç fark etmez hiçbirini içlerinde barındırmıyorlar. Bunun yanı sıra direniş zamanı önde olan, Türk Metal Sendikası'na atan tutan, hakaretler eden, eylem sırasında ve sonrasında yanımızda olan bazı kişiler delege oldu. Henüz üç ay önce Çelik-İş'te olmaları ve bir anda keskin dönüş yapmaları ilginç.

Türk Metal kendi üyelerine eğitim yardımı adı altında 6 aylık 150 lira hediye çeki veriyor. Bunu da bir marifetmiş gibi, başarıymış gibi ve öncü sendikaymış gibi anlatıp reklam yapmaları da cabası. Resmen işçiyle dalga geçiyorlar. Her ay çalıştığı bir günlük yevmiyesini sendikaya veren işçiye aylık 25 liralık “yardım” yapan ve bununla övünen sendika, nedense şimdiye kadar hiçbir maddi destek sağlamadı metal eylemlerine. Bu “yardımı” yapıyor olmaları da ayrı bir tartışma konusu.

Türk Metal'in Genel Başkanı Pevrul Kavlak yine yeminler ederek, namus sözleri vererek sözleşme maddelerini açıkladı. Tabii biz ne olacağını bildiğimiz için yeni giren işçi arkadaşlarımızı uyarıyoruz, anlatmaya çalışıyoruz. Çünkü bu sözleşme onların geleceği, hepimizin geleceği. Bizi kimse uyarmadı, gözümüzü açan olmadı. Ama bundan böyle birlikte hareket etmeliyiz. Bu sözleşmede Türk Metal oturursa, işçiler kaybedecek, kazanan Koç ve MESS olacak. Bunun bilincine bugünden varmalı mücadele bayrağını hep birlikte yükseltmeliyiz.

Bursa Tofaş'tan bir işçi

Patronların çarkını döndüren biziz!

Yaklaşık 5 senedir metal işçisi olarak çalışmaktayım. Çalışma saatleri fazla, çalışma ortamı desen çok kötü. Kendimce hep bir şeylerin mücadelesini vermeye çalışıyorum ama tek başına bir şey olmadığını bir türlü öğrenemedik. Herkes korkuyor, sorsan hepsi daha iyi şartlarda çalışmak istiyor ama kimse de bir şey yapmıyor. Korkarak bir şeyleri düzeltemeyiz ve hep daha kötüye gidecektir, hep ezileceğiz hep de kendi aramızda şikayet edeceğiz ama bir şeye yaramayacak. Çevremizdeki olaylara hâkim olalım, haksızlığı, sağlığı tehdit eden unsurları, iş kazalarını görmezden gelmeyelim. Kendi aramızda yardımlaşalım, dayanışma içinde olalım. Bugün ona olduysa yarın bize olabilir. Pes etmeyelim, ben pes etmedim, etmeyeceğim de rahatsız olduğum konuyu dile getireceğim, inanıyorum inşallah bir gün en azından çalıştığım yeri hep beraber düzeltebiliriz. Buradan bütün emekçi arkadaşlara sesleniyorum, birlik olmadan düzelmez, birlik olmadan kazanılmaz, birlik olmazsak tek tek harcanırız ve o zaman geldiğinde de sadece üzülüyoruz. Böyle korkmaya, ezilmeye devam edersek bir gün bizim için üzülürler. Korkmamalıyız, onların çarkını döndüren bizleriz. Daha iyi şartlarda daha iyi ortamda çalışabiliriz, emeğimizin karşılığını alabiliriz, ama susarak bekleyerek olmayacaktır. Sessiz kalarak sağlığımızı kaybediyoruz, emeğimizin karşılığını alamıyoruz, sessiz kalarak bizi ezmelerine izin veriyoruz. Vermeyelim, vermemeliyiz. Birlik olalım.

 

Çorlu'dan bir metal işçisi

Diam işçisi ücret artışı istiyor!

Tuzla Kimyacılar Organize Bölgesi’nde Diam Vitrin isimli bir fabrikada montaj işçiliği yapıyorum. Fabrikada çalışma koşulları diğerlerinden farklı değil. Fabrikada büyük çoğunluk ya asgari ücret alıyor ya da asgari ücretin biraz üzerinde. Bölgemizde sendikalı fabrikalar var. Mesela Mata, mesela Valfsan. En son Valfsan Birleşik Metal’de örgütlendi ve maaşlarda ortalama yüzde 40 yani 690 lira artış sağlandı. Peki biz Diam işçileri asgari ücretle sürünmeye devam mı edeceğiz? Diam işçisi, asgari ücretle çalışmaya devam etmek istemiyor. Fransız tekeli Diam, bütün dünyaya bizim ürettiğimiz vitrinleri, standları gönderirken, üretimini arttırırken işçilerin payına bir şey düşmüyor. Sendikalı bir fabrikada çalışmakla, sendikasız arasındaki en belirgin fark ücretlerde kendini ifade ediyor. Diam işçileri olarak ücretlerin artmasını talep etmeli, talep ederken sendikalı bir işyerinde çalışan işçilerin haklarını nasıl aldıklarını görmeliyiz. Bu yüzden vakit kaybetmeden sendikaya!

İstanbul Tuzla Diam Vitrin’den bir işçi

Mobbinge, fazla mesaiye ve her türlü haksızlığa karşı tek çözüm işçilerin birliği

Merhaba, ben Antalya’da bir metal fabrikasında çalışıyorum. Patronumuz kısa vadede birden fazla iş aldığı için, son birkaç aydır kesintisiz fazla mesai yapmak zorunda kalıyoruz. Mesai çilesi yetmezmiş gibi bir de baskı uygulanıyor. Aynı tezgâhta beraber çalıştığımız arkadaşımızla konuşursak azar işitiyoruz. Su içmemiz, lavaboya gitmemiz, sigara içmemiz, molaya çıkışımız ve moladan dönüşümüz üstlerimizin içine dert oluyor.

Atölyede huzurumuz kalmadı. Fazla mesailer bir yandan, mobbing öte yandan derken, hiç keyfimiz kalmıyor. Ancak, her şeyin çözümü bizim birlikte hareket etmemizdir. Bunun en güzel örneğini bayramda yaşadık. Bayramdan önce iki ay boyunca izin bile kullanmadan sürekli mesai yaparak çalışmamıza rağmen, patron bayramda da mesaiye kalmamızı istedi. Hepimiz aylardır ailemizin yüzünü göremediğimiz için dört gözle bayram tatilini beklerken, patronun bu isteği bizdeki taşma noktası oldu. Her şeyi göze alarak, bayramda çalışmayı kabul etmedik. Sanki haftalardır yeterince fedakârlık yapmıyormuşuz gibi, patron bizden bir fedakârlık daha yapmamızı istedi, kabul etmedik. Sonunda bizim dediğimiz oldu ve bayramda izin yaptık. Bu durum biz işçilerin bir arada durup, birlikte hareket ettiğimiz zaman hakkımızı alabildiğimizi açıkça göstermiştir. Şimdi sıra mobbing ve diğer sorunlarda… Yine birlik olacağız, yine kazanacağız!

 

Antalya’dan bir metal işçisi

Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Ekim 2016 tarihli 84. sayısında yayınlanmıştır.