Cargill direnişinin 1000. günü: İşçinin hakkı, devletin gücü, istibdadın gerçek yüzü…
Cargill işçileri Tekgıda-İş sendikasına üye oldukları için işten atıldı. Haklılıklarını fabrika önündeki çadırda, Bursa’dan İstanbul’a yaptıkları yürüyüşte, soğukta, fırtınada şirket merkezinin önünde, onlarca eylemde kanıtladıkları ve nihayet mahkemelerde tescil ettirdikleri direnişleri 1000 günü geçti. Tek talepleri haksız yere işten atıldıkları Cargill fabrikasına dönüp işbaşı yapmaktı. Direnişlerinin 1000. gününde Ankara’ya gittiler. Haklı taleplerine karşı kör ve sağırı oynayan iktidarın kapısına dayandılar. Eylemin adresi, daha önce İstanbul’da Cargill’in düzenlediği bir konferansta eylem yapan işçilerle konuşup “konuyla ilgileneceğim” diyen Bekir Pakdemirli’nin Tarım Bakanlığıydı.
Devletin işçiye karşı attığı slogan: “Size devletin gücünü gösteririz!”
Tarım Bakanı ile Cargill işçilerinin görüşmesinden sonra geçen bir yıl içinde Pakdemirli’nin bakanı olduğu hükümet, Cargill işçilerinin talepleriyle değil Cargill şirketinin istediği ruhsatları çıkartmakla, bu şirkete destek ve teşvik yağdırmakla ilgilendi. Ne de olsa Pakdemirli’nin kendisi de bir Kanadalı emperyalist gıda şirketinin yöneticisi olarak getirilmişti bakanlığa. İşçilerin payına ise mücadelelerinin 1000. gününde Ankara’da gözaltına alınmak düştü. Gözaltı da yetmedi. Gece yarısı serbest bırakıldıktan sonra bir de işçilere sokağa çıkma yasağını ihlâl etme cezası kesildi. Ankara’ya dönmelerine müsaade edilmedi. Yine aynı sebeple işten atılan Döhler işçilerine destek olmak için direksiyonu Karaman’a çevirdiler. Yolda defalarca durduruldular. Defalarca sokağa çıkma yasağını ihlâl cezası kesildi. Ankara’da sendika binasının önünde bir komiser işçilere “Biz devletin gücüyüz, size orada neler yapabileceğimizi gösteririz. Merak etmeyin” demişti. Daha önce bir alay komutanı da bir benzerini maden işçilerine söylemişti. Demek ki iktidarın işçiye karşı sloganıdır bu! Ne var ki bu sloganla akıllarınca devletin gücünü gösterenler aslında devletin aczini sergilemekten başka bir şey yapmıyorlar.
İşçiye karşı güç gösterisi, sermayeye ve emperyalizme hizmetçilik
Cargill işçilerini yüzlerce polisle durdurmak bir güç gösterisi değil. Devletin gücü olsa Amerikan şirketinin T.C. Anayasası’nı paçavraya çevirmesine ses çıkarırdı. Mahkemelerin işçiler lehine aldığı kararların uygulanmasını sağlardı. Ama işçiye güç gösterisi yapan istibdadın, konu emperyalist şirketlere gelince yasaları uygulamaya ne gücü ne de niyeti var. Cargill işçileri ilk defa gözaltına alınmadı. Daha önce de Tuzla’da İstanbul yürüyüşü sırasında, Erdoğan’ın Cargill’in de içinde bulunduğu Amerikan şirketlerinin CEO’larını Saray’da ağırladığı saatlerde gözaltına alınmışlardı. Cargill işçilerinin 1000 günlük direnişi istibdadın sermayenin ve emperyalizmin hizmetinde olduğunu bin kere gösterdi. Devlet işçilere karşı gücünü gösterdiğini zannededursun, direnişler, grevler her geçen gün daha fazla işçiye korkacak ve kaybedecek bir şeylerinin olmadığını, ekmek ve hürriyetin birleşerek, örgütlenerek ve mücadele ederek kazanılacağını gösteriyor.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Şubat 2021 tarihli 137. sayısında yayınlanmıştır.