Neden bir sol ve sosyalist odak gerekli?
Türkiye sol hareketinde CHP ve HDP’den ayrı bir sol ve sosyalist odak ihtiyacı ciddi şekilde tartışılmaya başladı. Bu tartışmalar, bir yönüyle yaklaşan seçimlerde sosyalistlerin alacağı tavrın ne olması gerektiği sorununa bağlanıyor. Ancak tartışılan konu sandıklara sığmayacak kadar önemli.
Çünkü Türkiye siyasetinde, sadece sosyalist solun doldurabileceği büyük bir boşluk var. Bunun anlamı halkın yana yakıla sosyalist kimlikte bir siyaseti beklediği değil elbette. Ama halk yana yakıla sorularına cevap, sorunlarına çözüm arıyor. Bu sorulara sadece sosyalistlerin verebileceği cevaplar var ve gerçek çözümün anahtarı da bu cevaplardan geçiyor.
Örneğin Şeker fabrikalarının özelleştirilmesine karşı çıkmanın ötesine geçip Tüpraş’ın, Petkim’in kamulaştırılmasını sadece sosyalistler savunabilir. Piyasaların ve yabancı sermayenin pamuk ipliğine bağlı borç batağındaki ekonomi ancak kapsamlı bir kamulaştırma programı ile düzlüğe çıkartılabilir.
Yarınını göremeyen, boğazına kadar kredi borcuna batmış vatandaşa, gelecek garantisini, sadece ve sadece bankaların kamulaştırılmasını savunan ve sermayenin değil halkın borçlarını silecek bir program verebilir.
Dolar ve Avro rekor kırarken, halk bunun bedelini hayat pahalılığı ve işsizlikle öderken, bütün ülke modern tefeci bankaların eline düşmüşken, sağcısıyla solcusuyla burjuva partileri faiz politikalarını tartışırken faizsiz bir düzeni ancak sosyalistler savunabilir.
Anti-emperyalist bir politikayı, NATO’dan çıkmayı, İncirlik’i kapatmayı Kürt düşmanlığı yapmadan sadece sosyalistler savunabilir.
Batıya benzemek için değil, emekçilerin çıkarına olduğu için laikliği savunmak, sosyalist bir anlayışı gerektirir.
Avrupa Birliği hayranlığı yapmadan, Amerikan konsolosluklarında dilenmeden, liberal hayaller yaymadan, temel hak ve özgürlükleri savunmak, istibdada karşı gerçek ve tutarlı bir hürriyet mücadelesi vermek de sosyalistlerin işidir.
Gerçek bir halk iradesini, zincirsiz bir kurucu meclisi ancak sosyalistler savunabilir. Çünkü sadece sosyalistler halka oy deposu olarak bakmaz. Sosyalist politikalar sandıklarda değil, emek mücadelesinde büyür ve gelişir.
Kardeş kavgası ancak emeğin çatısında birleşerek ve sınıf kavgası vererek engellenebilir. Halkın kimliklerine göre bölündüğü etnik ve mezhepsel nüfus sayımına dönüşen seçim grafiklerini alt üst edecek, siyasetin kimyasını da matematiğini de değiştirecek sınıfsal politikaları ancak sosyalistler üretebilir.
CHP ve HDP bu politikaları savunmuyor, savunamaz da. Yani halkın yakıcı sorunlarına CHP ya da HDP’yle çözüm bulunamaz. Çünkü patronlarla ve emperyalistlerle açıkça karşı karşıya gelmeden ve bunlar yenilgiye uğratılmadan halkın ciddi hiçbir sorunu çözülemez.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Nisan 2018 tarihli 103. sayısında yayınlanmıştır.