Ekonomide tehlike büyüyor

AKP hükümetinin pek övündüğü ekonomik büyüme buharlaşıyor. Yılın üçüncü çeyreğinde (yani Temmuz-Eylül arasında) büyüme oranı yüzde 1,6’ya düştü. Bunun sonucunda ilk dokuz ayın büyümesi de yüzde 2,6 oldu. Böylece 2010 ile 2011’in çok övülen yüzde 9’lardaki büyümesinden sonra, 2012’de ekonomi çakıldı. Bazı aklı evveller buna hâlâ “yumuşak iniş” diyorlar. Sözde ekonomi yönetimi birtakım riskleri önceden görmüş de ekonomiyi kontrollü biçimde “soğutmuş”. Yüzde 9’dan yüzde 1,6’ya düşüşe yumuşak iniş derseniz, çakılma nasıl oluyor?

9 aylık yüzde 2,6 büyüme rakamının bir de hilesi var. Gerçek sayfalarında daha önce de yazdığımız gibi, son dönemde ekonomik istatistiklere “altın ihracı” diye bir kalem girdi. Oysa Türkiye altın üreticisi falan değil. Bu aslında İran’a konulan ambargonun etrafından dolaşmak için bulunan bir yöntem. Burada altın ödeme aracı, yani para. Para ihracat sayılamayacağına göre bu, milli geliri şişirmek için yapılan bir ayak oyunu. Bunun etkisi çıkarılınca, 9 aylık büyüme oranı yüzde 1’e düşüyor!

Sanayi geriliyor, yatırımlar tepe taklak

İlk dokuz ayda imalat sanayiinde büyüme toplam yüzde 2,8 olmuş. Ama Ekim ayında bu sektörde önemli bir düşüş yaşandı. İmalat sanayisi yüzde 5,9 oranında geriledi! Böylece, büyümenin itici güçlerinden birinin daha soluksuz kalmış olduğu ortaya çıktı. AVM, rezidans, lüks site, ticari merkez türü yatırımlarla son yılların yıldızı haline gelmiş olan inşaat sektörü ise ilk dokuz ayda zaten durgunlaşmıştı. Bütün bu dönem boyunca inşaat yüzde 0,4 büyümüş durumda.

Ama en vahim gösterge özel sektör yatırımlarında. Gerçek gazetesinin hep vurguladığı gibi, sermaye birikiminin en yalın göstergesi, büyümenin ise en önemli motoru, özel sektör sabit sermaye yatırımlarıdır. 2012’de özel sektör yatırımlarında görülen vahim düşüş üçüncü üç aylık dönemde daha da belirginleşmiştir. Daha önce yüzde 8’e yakın olan küçülme oranı, bu çeyrekte yüzde 11’e çıkmıştır. Sanayi yatırımlarının en belirgin göstergesi olan makine teçhizat alımları alanında ise düşüş baş döndürücüdür: yüzde 15!

İşsizlik yine artmaya başladı

Bu gelişmelerin işçi sınıfını en çok ilgilendiren sonuçları işsizlik ve ücret düzeyi alanlarında görülür. Bu ikinci alanda sorunlar şimdiden belirmiştir. Eylül ayı verilerine göre işsizlik yüzde 9,1’e (yaklaşık 2,5 milyon işsiz) yükselmiştir. Ancak mevsim etkisinden arındırılmış olarak bakıldığında bu oran yüzde 9,4 olarak görünmektedir. İşsizlik adım adım tırmanmaktadır ve pek yakında yeniden iki haneli yüzdelerle ifadesini bulacaktır. Eylül 2011-Eylül 2012 arasında istihdam 723 bin kişi artmıştır, ama bunun sadece yüzde 3’ü imalattan gelmiştir. İnşaat ve madencilik ihmal edilebilir düzeyde istihdam yaratmıştır. Finans ve ticaret ise gerilemiştir. İstihdamın büyük çoğunluğu kamu sektöründen gelmiştir. Bu tipik bir ekonomik duraklama durumudur. Hangi dönemde devletin ekonomideki faaliyetinin payı gayri iradi biçimde artarsa, o dönem kriz dönemi demektir.

Ücret düzeyi söz konusu olduğunda, bir süre sonra, önce devlet kamu çalışanları için bütçede maaş artışı için yeterli kaynak bulunmadığını söylemeye, ardından da patronlar krizi düşük, hatta sıfır artış için bahane olarak göstermeye başlayacaktır. Türkiye işçi hareketi yaklaşmakta olan ağır sarsıntıyı göz önüne alarak hareket etmeli, geleceğin büyük mücadeleleri için yığınak yapmaya başlamalıdır.

 

Bu yazı Gerçek Gazetesi’nin Ocak 2013 tarihli 39. Sayısında yayınlamıştır.