Üniversiteler patron kabinesinin parçası olmayacak
Merhaba arkadaşlar. Ben, Eskişehir Anadolu Üniversite’sinde okuyan bir öğrenciyim. Bu yaz Erdoğan’ın yaptığı atamayla rektörümüz değişti. Yeni rektörümüz kim mi? Şafak Ertan Çomaklı. Kendisi 2007 yılında dolandırıcılık suçundan 2 yıl 1 ay hapis cezası aldı. Ancak ceza zamanaşımına uğradı. Koza İpek Holding’e kayyım atanması sürecinde bilirkişi raporunu da Çomaklı hazırladı. AKP’ye yakınlığı ile bilinen Şafak Ertan Çomaklı’nın; Erdoğan tarafından, aynı Türkiye gibi, üniversiteleri bir anonim şirket gibi yönetme ve kontrol altında tutma politikası çerçevesinde atandığı aşikâr. Kendisi de görevi devralır almaz yaptığı ilk konuşmada, “Bu göreve atanmamda iradelerini ve takdirlerini gösteren Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a şükranlarımı sunuyorum” dedi. Devamında ise şu cümleleri kurdu: “Bir de benim için en önemli olan prensibe de değinmek gerekirse devlete ve millete ihanet edenlerle çalışmayacağımı belirtmek istiyorum. Her şeyi akademik ortamda birlikte yapabiliriz ama bu tarz kişilerle aynı havayı solumaktan mutlu olmadığımı belirtmeliyim.”
Çomaklı’nın ilk hamlesi de daha okullar başlamadan yemekhane ücretlerine yaptığı %25’lik zam oldu. Son dönemlerde ekonomik krizle beraber gerçekleştirilen türlü zamlar (ulaşım, barınma, kağıt vb.) yetmezmiş gibi bir de yemekhane zamları bizleri daha da zor durumda bırakıyor. Anadolu Üniversitesi öğrencileri, bugüne kadar türlü eylemlerle haklarını savundular. Gerek yemekhane, yurt zamları gibi üniversitenin içindeki haksızlıklara; gerekse ülkedeki, şehirlerindeki haksızlıklara karşı seslerini çıkardılar. İşte tam da bu sebeplerle üniversiteyi kontrol altında tutma çabaları ve Şafak Ertan’ın rektör olarak atanması önemlidir.
Üniversitenin Yunus Emre Kampüsü’nün giriş kapısı önünde, her gün binlerce öğrencinin okula girmek için kullandığı yol ise tellerle çevrilip “Özel mülktür, girilmez” yazısı asılarak kapatıldı. Üniversitenin üst geçit yapmak için aldığı arsanın kullanım süresinin dolmasına rağmen üst geçit yapılmadı. Şu an arsa sahibi tarafından kapatılmış bulunuyor. Hâl böyle olunca, arabaların geçtiği yola inmek zorunda kalıyoruz. Zamların yanı sıra üniversite yolundaki fiziki tehlikelerle de boğuşuyoruz.
Ülkeyi anonim şirket gibi yöneten Erdoğan, üniversiteleri de yönettiği kabinenin bir parçası olarak görüyor. Öğrencinin eğitim gördüğü, emekçiye ekmek kapısı olan üniversiteler istibdad yönetiminin her istediklerinde rektör görünümlü patronlara peşkeş çekeceği kurumlar değildir. Biz öğrenciler emekçilerle birlikte üniversitelerimizi savunmaya devam edeceğiz.
Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nden bir öğrenci
Bu yazı Gerçek gazetesinin Ekim 2018 tarihli 109. sayısında yayınlanmıştır.