50 Yıl Önce denize döktük, şimdi kovalım!

Türkiye'nin 1952'de NATO'ya katılmasının ardından ABD Donanması'nın Akdeniz'deki gücü arttı. Donanmanın 6.Filo'suna bağlı gemiler ihtiyaçlarını karşılamak ve askerlerini eğlendirmek için İstanbul'a uğrar hâle geldi. Türkiye ise 1960'lı yıllarda toplumsal mücadeleler ile çalkanıyordu. Geçmiş yıllardaki ABD hayranlığına karşın gençliğin ABD’ye karşı öfkesi giderek büyüyordu. ABD'nin Siyonist İsrail yanlısı tavrı, Vietnam Savaşı'ndaki emperyalist saldırganlığı gibi etkenler gençliği giderek ABD karşıtı bir tavır almaya sevk etti ve 68 gençliği anti-emperyalist eylemlerin öncüsü oldu. 1967 yılından itibaren ABD'li askerlere yapılan çeşitli müdahaleler 1968 yılının Temmuz ayında doruk noktasına ulaştı.

Devrimci öğrenciler, İstanbul Teknik Üniversitesi’nin Gümüşsuyu yerleşkesinde bir taraftan Dolmabahçe’den Taksime gitmek için Gümüşsuyu yokuşunu kullanan Amerikan askerlerine müdahale ediyorlar, öbür taraftan da 6. Filo’ya karşı yapılacak eylemleri planlıyorlardı. 17 Temmuz’u 18 Temmuz’a bağlayan gece, polisler Gümüşsuyu öğrenci yurdunu bastı. Bu baskında birçok öğrenci yaralandı, bir kısmı tutuklandı ve bir öğrenci katledildi. Yurdu basan polisler, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi olan Vedat Demircioğlu’nu yurdun üst katındaki pencereden aşağı attılar ve Vedat bir hafta sonra yaşamını yitirdi. Vedat Demircioğlu, 68 kuşağının polis tarafından katledilen ilk şehidi oldu.

18 Temmuz günü öğrenciler İstanbul Üniversitesi'nde toplanıp Taksim'e yürüdüler. Bu yürüyüş Taksim’den Dolmabahçe’ye devam etti. Hedef tahtasına Dolmabahçe'deki 6.Filo gemisini ve ABD'li askerleri koyan binlerce öğrenci, Dolmabahçe'ye vardığında ABD'li askerleri denize döktü. Bu görkemli eylemin ardı sıra 6.Filo'ya karşı eylemler devam etti.

68 gençliğinin düşmanları sadece emperyalistler değildi. Emperyalizmin yerli işbirlikçileri de devrimcilerin düşmanıydı. Komünizmle Mücadele Derneği ve Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) 6.Filo'yu kıble bilmişti. ABD ile dostluklarının zedelenmesini istemeyen bu güruhlar, 6. Filo eylemlerinin ardından devrimci gençleri hedef gösterip çeşitli saldırılarda bulundular.

12 Mart askeri darbesinin ardından daha önce CHP milletvekilliği yapmış olan Nihat Erim başbakan oldu. Başbakanlığı döneminde nice devrimcinin katledilmesinin ardından dönemin Amerikan Ajansına "solcu unsurların başarı ile ezilmesi sonucu Amerikan 6.Filosunun Türk limanlarına gelmesinde bir sakınca kalmadı" diye demeç vermiştir. Bu demeç bir itiraftır. Darbenin emperyalizm yanlısı olduğunu, 6. Filo’ya geçit vermeyen gençliğe karşı da yapıldığını göstermektedir. Ayrıca gençlik için CHP’den medet ummanın ne kadar yanlış olduğunu gösteren tarihi de bir olaydır.

Günümüzden tam 50 yıl önce yapılan bu anti-emperyalist eylem devrimci gençliğin mücadelesine rehber oldu. Emperyalistleri bu topraklardan kovmak görevi, şimdi bizim görevimizdir. Gençliğe miras kalan bu görkemli mücadeleyi büyütmek, ilerletmek ve nihayetine vardırmak elimizdedir. Emperyalizm ve işbirlikçilerine müsamaha göstermeyelim, karşılarında duralım. 50 yıl önce denize döktük, şimdi memleketten kovalım! Bunun için başta İncirlik Üssü olmak üzere Türkiye’deki tüm üslerin kapatılmasını savunalım! Tek bir emperyalist üs kalmayınca kadar, Türkiye NATO'dan çıkıncaya mücadele edelim! Emperyalistlere ve işbirlikçilerine geçit vermeyelim!

Bu yazı Gerçek gazetesinin Temmuz 2018 tarihli 106. sayısında yayınlanmıştır.