İktidar asgari ücreti açlık sınırına endeksleyerek Anayasa’yı ve yasaları çiğniyor

İktidar asgari ücreti açlık sınırına endeksleyerek Anayasa’yı ve yasaları çiğniyor

Anayasanın “Ücrette Adalet Sağlanması” başlığı altındaki 55. maddesi şöyledir: “Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır. Asgarî ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumu da göz önünde bulundurulur.” İlgili kanuna dayanarak çıkartılan Asgari Ücret Yönetmeliği “Komisyon, ücretin belirlenmesinde; ülkenin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik durumu, ücretliler geçinme indekslerini, bu indeksler yoksa geçinme indekslerini, fiilen ödenmekte olan ücretlerin genel durumunu ve geçim şartlarını göz önünde bulundurur.” Anayasanın 55. maddesi; “patronların kârlarını garanti altına almak” için gerekli tedbirleri alır demiyor, “adaletli bir ücret” için gerekli tedbirleri alın diyor. Açlık sınırına endekslenmiş bir asgari ücrette adaletten bahsedilemez. Anayasa, yasa ve yönetmelikler geçim şartlarını göz önünde bulundurun diyor patronların kâr oranlarını değil! Yoksulluk sınırının yanına dahi yaklaşmayan açlık sınırının altında kalan asgari ücretin geçim şartlarını göz önünde bulundurmadığı, tam tersine göz ardı ettiği açıktır. Mevcut asgari ücret politikası ile iktidar sermayenin çıkarları doğrultusunda Anayasayı ve yasaları çiğnemektedir.

Geçinebilecek ücret için sınıf mücadelesi yasalarını geçerli kılmak zorundayız! Sermaye iktidarına son vermek için Devrimci İşçi Partisi’nde örgütlen!

Anayasada, yasalarda, yönetmeliklerde işçiler lehine hangi madde hangi hak varsa bilmeliyiz ki onlar bahşedilmemiş, mücadeleyle kazanılmıştır. Mücadele olmadan işçiden yana maddelerin uygulanması ve hakların korunması mümkün değildir. Asgari ücret bunun kanıtıdır. Anayasa ve yasalardaki hükümler sermayenin iktidar gücünü elinde bulundurmasıyla kolaylıkla çiğnenmektedir. Bu durum işçi sınıfına hem hak elde etmek için hem de haklarını korumak için örgütlü mücadele etmesi gerektiğini gösterir. En önemlisi de tüm sorunların kaynağında siyasi iktidarın sermayenin egemenliğinde olması vardır. Dolayısıyla işçi sınıfı sendikal ve ekonomik mücadeleyle yetinemez. İşçi sınıfının iktidar olması için işçi sınıfının siyasi olarak da örgütlenmesi gerekir. İşçi sınıfının iktidar olması basit bir hükümet değişikliği değildir. İşçi iktidarı tepeden tırnağa sermayenin egemenliğinde ve zenginler lehine kurulmuş düzenin alt üst olması demektir. Bu devrimdir! Dolayısıyla işçi sınıfı iktidar mücadelesi vermek için devrimci bir işçi partisinde örgütlenmelidir. Bugün o parti Devrimci İşçi Partisi’dir!

Bu yazı Gerçek gazetesinin Kasım 2024 tarihli 182. sayısında yayınlanmıştır.