Sri Lanka’da dev kriz

Sri Lanka

Hint altkıtası olarak bilinen bölgede, Hindistan’ın güneyinde bir ada ülkesi (nüfusu 22 milyon) olan Sri Lanka (eskiden Seylan olarak bilinirdi), 1948’de İngiliz sömürgeciliğinden kurtulup bağımsızlığını kazandığından bu yana yaşadığı en büyük ekonomik kriz içinde kıvranıyor. Ülkenin dış borcu 50 milyar doların üzerinde ve döviz rezervleri tükenmiş olduğu için ülke dışından ithalat çok yavaşlamış durumda. Bu nedenle arz kıtlığı yüzünden gıda ve ilaç fiyatları en az yüzde 30 artmış bulunuyor. Zaten yoksul olan halk bu hızlı fiyat artışları karşısında açlık tehlikesiyle karşı karşıya.

Ayrıca, döviz yokluğu ve dünya çapında enerji fiyatlarının hızla artması dolayısıyla birincil enerji kaynakları (petrol, doğal gaz vb.) ancak çok sınırlı miktarda ithal edilebildiğinden elektrik üretimi çok sınırlı. Bu yüzden elektrik günün çok büyük bölümünde kesiliyor. Kısacası, halk her bakımdan sefalet koşullarıyla karşı karşıya.

Sri Lanka hükümeti bir süre direndikten sonra temerrüt (iflas) ilan etti. Bunun sonucu muhtemelen IMF ile pazarlıklar içinde ağır bir kemer sıkma programının uygulanması dolayısıyla halk için koşulların daha da kötüleşmesi olacak.

Genel grev

Nisan ayının son günlerinde hem özel sektör işçileri hem kamu çalışanları düzenlenen genel greve yüksek oranda katıldı. Halk zaten bir aydır çok çeşitli eylemlerle hükümetin istifasını talep ediyordu. 1 Mayıs gösterileri de yüksek kitlesel katılımla yapıldı. Nihayet 6 Mayıs Cuma günü daha da başarılı bir genel grev düzenlendi. Ülkede hayat tamamen durdu.

Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Gotabaya Rajapaksa olağanüstü hâl ilan etti. Rajapaksa bir aydır devam eden eylemlerde ileri sürülen talepler karşısında bir süre önce kitleleri oyalamak amacıyla hükümette kapsamlı değişikliklere gitmiş, akrabalarının bir bölümünü görevden almış, ama kardeşi Mahinda Rajapaksa’yı başbakanlık görevinde tutmuştu. Oysa halkın hükümetin istifası talebi güçlenerek sürüyor.

OHAL ilanı, çok tehlikeli bir dönemin açılması demek. Zira Rajapaksa kardeşler düpedüz katil bir yönetimin başında. Sri Lanka 2000’li yıllarda azınlık ulus Tamillerin gerilla hareketini (Tamil Kaplanları) binlerce sivili soğukkanlı biçimde katlederek bastırmıştı. O zaman şimdikinin tersine Mahinda Rajapaksa Cumhurbaşkanı, Gotabaya ise esas katliamı örgütleme işiyle meşgul Savunma Bakanı konumundaydı. Bu katliam Türkiye’de de Kürt sorununa uygulanması söz konusu olup olmayacağı tartışılan “Sri Lanka çözümü” olarak bilinmekteydi.

Tamil halkını kesen Rajapaksa kardeşlerin şimdi OHAL koşullarında Sri Lanka’nın işçi ve emekçilerine ne ölçüde şiddet uygulayacağını dikkatle izlemek gerekiyor.

 

Bu yazı Gerçek gazetesinin Mayıs 2022 tarihli 152. sayısında yayınlanmıştır.