Kolombiya’da tarihî seçimler
Kolombiya, Soğuk Savaş’tan bu yana Amerikan emperyalizminin Latin Amerika’daki en sadık müttefiki olmuş, tarihi boyunca tek bir solcu başkan ya da hükümet görmemiş bir ülke. Bu durum, 19 Haziran’da ikinci turu yapılacak seçimlerde değişebilir. Zira Gustavo Petro isimli, Marksist gerilla ve hapis geçmişi olan, son otuz yılda ise yasal siyasetin içinde olan aday, 29 Mayıs’ta yapılan ilk turda yüzde 40 oy alarak ilk sırada yer aldı.
Kolombiya’da son iki yıldaki büyük halk isyanlarına, genel grevlere ve hükümet baskısına gazetemizde ve internet sitemizde yer vermiştik. Yıllardır sağcı ve yolsuzluğa batmış hükümetlerin, Amerikan emperyalizminin ve mafyanın elinde tutsak edilmiş emekçi halk ve gençlik, Koronavirüsün de etkisiyle iyice kötüleşen toplumsal ve ekonomik koşullara isyan etmiş, tüm ülkeyi haftalarca felç etmişti. 2018’de yarım yüzyıllık bir gerilla savaşından sonra FARC gerillalarıyla barışı bitirme vaadiyle iktidara gelen sağcı Cumhurbaşkanı Iván Duque ise halkın üstüne hem polisi hem sağcı milis güçlerini salarak onlarca insanı öldürtmüştü.
Şimdi halkın öfkesi, kendini seçimler yoluyla ifade etmeye başlamış görünüyor. Petro’nun programı zenginlerden yüksek vergi alarak sosyal hizmet programlarına ve eğitime yatırım yapmayı, gümrük vergilerini yükselterek yerli tarımı korumayı, fosil yakıt üretimini azaltarak çevreci bir politika izlemeyi içeriyor. Dahası, seçildikten sonra Kongre kendisini desteklemezse 30 günlük ekonomik olağanüstü hâl ilân ederek planlarını uygulamaya koyacağını da açık açık ifade etti. Petro’nun kendine başkan yardımcısı olarak gösterdiği isim ise Francia Márquez isimli, genç ve siyahî bir kadın. Tüm bunlar, Petro’nun tüm mitinglerinde alanları dolduran kalabalıkların, özellikle de gençliğin hasretlerine yanıt veren vaatler.
Petro’nun karşısına ikinci tura, düzenin esas adayı, mevcut iktidarın daha ılımlı bir versiyonu olmaktan başka bir şey vaat etmeyen bir avukat olan Federico Guitérrez’in kalması bekleniyordu. Ancak Guitérrez yüzde 24 oy ile üçüncü sırada yer alarak ikinci tura geçemedi. Onun yerine ikinci turda Petro’nun rakibi, ilk turda oyların yüzde 28’ini alan, Rodolfo Hernandez isimli, popülist diye anılan, Trumpvari bir sağcı politikacı olacak. Seçilme şansı Petro’dan daha düşük. Ancak Petro aynı zamanda patronların ve derin devletin hışmını üzerine çekmiş vaziyette. Márquez, mitinglerinden birinde üzerine keskin nişancı lazeri tutularak tehdit edildi. Petro’nun kendisi ise bir mitingde çelik yelekli korumalar ve halktan gönüllülerin ördüğü etten duvarın arkasından konuşmak zorunda kaldı. Ordudan ve burjuvaziden de Petro seçildiği takdirde iktidarının tanınmayacağı yönünde sinyaller var. Bu durum, seçimin ikinci tura kalmasıyla birlikte ülkede bir iç savaş atmosferinin doğmasına sebep olabilir.
Böyle bir senaryoda Petro’nun ve izleyicilerinin nasıl davranacağını kestirmek zor. Ekonomik olağanüstü hâl sözüyle Latin Amerika’nın mevcut sol aday ve iktidarlarından daha radikal bir konumda bulunsa da Petro, şu anda Kolombiya İçin Tarihsel Mutabakat isimli, Komünist Parti’den sol liberallere kadar çok büyük çeşitlilik arz eden bir cephenin adayı. Kendi partisi ise İnsancıl Kolombiya isimli, kendini genelde demokratik taleplerle sınırlayan bir örgüt. Emperyalist güdümlü burjuvazi ve ordu bir darbe teşebbüsünde bulunursa halk, aynen 2019’da Bolivya’da olduğu gibi, Petro ve örgütünü aşan devrimci bir yükselişle tepki verebilir. Bu noktada Petro’nun barikatın hangi yanında yer alacağını ise zaman gösterecek. Ama kendisinin böyle bir mücadelenin önüne düşmeyeceği kesin.