Kolombiya: ABD’nin demokrasisi!
45 gün! Dile kolay. Kolombiya halkı tam 45 gündür sokaklarda yaşıyor. 28-29-30 Nisan’da büyük bir genel grevle başlayan müthiş bir eylemler dizisi. Ülkenin bütün yüzeyine yayılan, başkent Bogota’dan, Cali ve Medellin gibi büyük kentlerden en küçük yerleşim birimlerine kadar uzanan büyük gösteriler. Başta CUT ve CGT olmak üzere büyük işçi sendikalarının, FECODE adlı eğitim sendikasının, tarım işçileri sendikasının, kamyoncular örgütünün, öğrenci birliğinin katıldığı bir Ulusal Grev Komitesi’nin koordinasyonu. Anneler (“las mamas”) hareketi, gençleri korumak için aynen Gezi’deki gibi faal. Gençlerin kurduğu “cephe hattı”, her eylemde baskı güçleri büyük kitleye zarar vermesin diye savunma kolu görevi yapıyor. Her yerde, en büyük otoyollardan köy yollarına gençler, varoşların işsizlerinden öğrencilere, köylü gençlerden Amerika yerlisi halkların gençlerine, yolları kesiyor, taşımacılık trafiğini, ticareti, üretimi durduruyor. Bütün ülke bir büyük grevde. 45 gün! Dile kolay.
Olayları tetikleyen bir vergi yasası. Devlet bütçesindeki dev açığı kapatmak üzere gündeme getirilen ve yükün dörtte üçünü emekçi halk üzerine yıkan, dolaylı vergiye dayalı bir yasa. Devlet başkanı Iván Duque bu yasayı geri çekmek zorunda kalıyor. Buna eşlik eden bir de sağlıkta özelleştirme yasası var. Tam da pandemi başını almış giderken. Duque onu da çekmek zorunda kalıyor. Ayrıca ekonomi bakanı ve dışişleri bakanı istifa etmek zorunda kalıyor. Cali kentinin zalim polis müdürü de. Hatta Ulusal Grev Komitesi’yle görüşmeleri yapan görevliyi bile çekmek zorunda kalıyor Duque. Siz halkın gücüne bakın!
Bildikleri tek şey şiddet
Gündüz yürüyüşler, yol kapatmalar, gece polisle çatışmalar. Önce polisin, zulmüyle ünlü, ESMAD denen “Toplumsal Olaylara Çevik Müdahale Birimi”nin saldırıları. Ardından ordunun kent merkezlerine sokulması. Kolombiya halkının dilindeki deyimle mücadelenin “militarizasyonu”. Bu da yetmiyor, daha sonra ne idüğü belirsiz, üniformasız, paramiliter güçlerin halka ateş açması, insanları rastgele öldürmesi. 59 ölü, 32’si “güvenlik güçleri”nce, 27’si paramiliter güçlerce. Yüzlerce yaralı. 2.000 üzerinde gözaltı. 346 zorla kaybetme vakası.
Bu ülkenin devleti şiddete bağımlılık geliştirmiş. Ülke 50 yıllık bir iç savaşın içinden geliyor. Sosyalist gerilla ordularından en güçlüsü olan FARC-EP ile 2016 yılında barış yapılmıştı. O iç savaşı devletin resmî ordusundan fazla paramiliter çeteler verdi. Bunlar astığı astık, kestiği kestik, haydut çeteleriydi. Kolombiya’nın ünlü kokain şebekeleriyle de işbirliği yapıyorlardı. 2016’da FARC-EP gerillalarını dağıttı. Paramiliter çeteler asmaya ve kesmeye devam etti. Kolombiya sendikacı cinayetlerinde herhalde dünyada birinciliği alır. Ama 2016’dan beri buna eski gerillaların, köylü önderlerinin, hatta doğa savunucularının durmak bilmez katliamı eşlik ediyor.
ABD’nin bölgesel polisi
Kolombiya yıllardır yerli işçi sınıfının ve yerli halkların hareketleriyle sarsılmakta olan Ekvador’un ve şimdi çok sert bir siyasi sınıf mücadelesi dönemine girmekte olan Peru’nun kuzey komşusu. Daha da önemlisi, ABD’nin Latin Amerika’nın anakarasında en çok düşman olduğu ülkeyle, Venezuela ile çok uzun bir sınıra sahip olan ülke. 1999’dan beri Chávez’i ve şimdi Maduro’yu devirmeyi başaramayan ABD, günümüzde Venezuela’yı iki yandan sıkıştırıyor: Güney komşusu, kıtanın devi Brezilya’da Bolsonaro yönetimi hazırda beklerken, Kolombiya her türlü provokasyonla, mevzii sınır çatışmalarıyla, gerilla komutanlarına suikast yaparak ABD’nin kirli işlerini yapıyor. ABD ve (bizim liberallerin demokrasi cenneti) AB emperyalizmleri tarafından 2019’da başkan ilan edilen darbeci sağcı politikacı Juan Guaidó, ilk iş Kolombiya sınırındaki illeri fethetmeye çalışmıştı da başarılı olamamıştı.
Şimdiki başkan Duque’nin partisinden olan ama ondan çok daha sağcı olan eski başkan Alvaro Uribe, ABD emperyalizminin kapı gibi güçlü adamı. ABD Kolombiya’yı solculara bırakmaz, iç savaş çıkartır, ama bırakmaz. Kolombiya maalesef pasifist solcular (gelecek sene yapılacak seçimlere hazırlanan başkan adayı Gustavo Petro) ve FARC-EP’nin yorgun eski önderlerinin kurdukları Comunes partisinin önderliğinde bu kadar yapabiliyor.
Bir halk ne kadar direnebilir? Sosyalistler neredesiniz? Yenilenme taraftarları, işçi sınıfına ve halka önderlik edebilecek partileri her yerde bitirdiniz. Şimdi isyan oluyor, devrim oluyor, halk çıkış yolu bulamıyor. Her ülkeye devrimci partiler ve bir Enternasyonal. Dünyada daha acil iş yok!
Bu yazı Gerçek gazetesinin Haziran 2021 tarihli 141. sayısında yayınlanmıştır.