Devrimci İşçi Partisi Bulgaristan’da sendika festivalinde

Avtonomen Rabotniceski Sindikat (Otonomcu İşçi Sendikası) sendikası ile Dokumentalni Filmi (Belgesel Film) isimli internet ağının birlikte düzenlediği, Bulgaristan’da ve başka ülkelerde işçi sınıfının durumu ve sendikal mücadele konularına odaklanan festival, Bulgaristan’ın Varna kentinde 23-24-25 Ağustos tarihlerinde gerçekleşti. Devrimci İşçi Partisi de sendikanın davetlisi olarak festivale katıldı. İlki 2013 yılındaki kitlesel mücadelelerde alınan inisiyatifin bir devamı olarak düzenlenen ve gelenekselleşen festival, her yıl işçi sınıfının sorunlarını duyurmaya, kürsüyü direnişçi işçilere, kadınlara, öğrencilere vermeye devam ediyor. Nâzım Hikmet’in sürgün günlerinde ziyaret ettiği, Türkiye’ye yakınlığı dolayısıyla yurt hasretini depreştiren, üzerine şiirler yazdığı bu Karadeniz kentine, Türkiye’nin bir işçi sınıfı partisi on yıllar sonra memleketimizin köklü enternasyonalizminin sesini yine taşımış oldu.

Bu yıl şehrin merkezindeki Deniz Bahçesi isimli parkta düzenlenen festivalde sunumlar, film gösterimleri, müzik dinletileri gerçekleştirildi. Festivalin özel olarak üzerinde durduğu konular, geçen sene maden ve tekstil sektöründe, dev gıda zinciri Picadilly ve Bulgaristan’ın en büyük mobil operatör şirketlerinden Max Telecom işyerlerinde gerçekleşen, çoğunda sendikanın da aktif olarak yer aldığı mücadeleler oldu. Dokumentalni internet ağının çeşitli dillerden Bulgarcaya çevirdiği, her biri işçi sınıfının ve toplumun ezilen kesimlerinin problemlerine ışık tutan politik filmlerin festival boyunca gösterimi yapıldı.

Aynı zamanda, festivalde Bulgaristan’daki adaletsiz vergi sistemine, özellikle ülkenin proleter kesiminden çok yüksek oranda vergi alınmasına karşı ulusal bir imza kampanyası başlatıldı. İmza kampanyası yüksek ilgi gördü ve daha ilk günden sayfalarca imza toplandı.

Devrimci İşçi Partisi’nden konuşmacı yoldaşımız festivalin ilk gününde Türkiye’de bir yılını dolduran OHAL’in baskısı altında işçi sınıfının nasıl mücadele ettiğini anlattı. İşçilerin sınıf mücadeleleri ile kazanılmış haklarının “OHAL’den istifade” yok edilmesiyle, grev yasaklarıyla karşı karşıya olduğunu söyleyen yoldaşımız, ayrıca KHK’larla ihraç edilen binlerce kamu emekçisinin sesini de festivale taşıdı. İşçi sınıfının buna rağmen gerek toplu sözleşme, gerek sendikalaşma dolayısıyla işten atılma, gerekse kazanılmış haklarına yönelik tüm saldırılar konularında mücadeleye devam ettiğini vurguladı. Politik düzeyde, Türkiye burjuvazisinin ve AKP’nin yıllardır Balkanlarda etkili bir politik, ekonomik ve askeri güç olmak için çabaladığını ve bölgedeki birçok ülke gibi Bulgaristan’ın da iç politikasına, özellikle ülkedeki Türk toplumundan istifade ederek karışmaya çalıştığını söyledi. Devrimci İşçi Partisi’nin Balkanlarda hiçbir ülkenin, diğerleri üzerinde egemenlik sağlama çabalarını kabul etmediğini ve Balkan halklarının proleter enternasyonalizmi temelinde eşitliğini ve kardeşliğini savunduğunu belirterek, Bulgaristan işçi sınıfını bölgede emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı birlikte mücadele etmeye çağırdı. Yoldaşımız konuşmasını geçen yıl 600. yıldönümünü kutladığımız 1416 Bedreddin ihtilalinin üçüncü ve son ayaklanmasının Batı Trakya’nın, şimdi Bulgaristan sınırları içinde olan ve Bulgaristan’ın Türk nüfusunun da yoğun olduğu Deliorman (Ağaçdenizi) bölgesinde yaşandığını, Türk-Rum-Bulgar bütün halkın bu ayaklanmaya din ve ırk ayrımı gütmeden hep birlikte katıldığını anlatarak ve Nâzım Hikmet’in şiirinden dizeler okuyarak bitirdi. Bu tarihi olay Bulgar katılımcılar arasında büyük ilgi uyandırdı.

Bulgaristan’ın en büyük gıda zincirlerinden Picadilly’de 700’ün üzerinde işçi, şirket battığı için iki ay boyunca maaşlarını alamayınca Sofya ve Varna’da fiili grevlere çıkmış, eylemler örgütlemiş ve Varna’da zincirin en büyük mağazasını işgal etmişlerdi. Mücadeleye devam eden Picadilly işçileri festivalin en çok ilgi çeken sunumlarından birini yaptı. Öncü iki kadın işçi ve sendika temsilcisi Evgeni Nikitin yaptıkları konuşmalarda örgütlü durmanın önemini vurguladı. Devrimci İşçi Partisi, grevci bir kadın işçi ve bir DİP militanıyla birlikte çekilen ve sendika aracılığıyla paylaşılan videoda Türkiyeli sınıf kardeşlerinin Picadilly işçilerine selamını iletti ve mücadelelerinde yalnız olmadıklarını belirtti.

5 Eylül’de, ülkenin dört bir yanında hakları için mücadele eden işçiler, maden işçileri, terziler, Max Telecom ve Picadilly işçileri, ilk çalışma gününde parlamentonun önünde buluşarak patronların keyfi uygulamalarına karşı ulusal bir protesto düzenleyecekler.

Festival kapsamında aynı zamanda kadın mücadelesi hakkında bir sunum, Diversia isimli sol teori-politik derginin son sayısının bir sunumu ve sendikanın yakın dönemde işçilerle birlikte yaptığı faaliyetler üzerine bir sunum gerçekleştirildi. Üç gün süren festival sınıf dayanışmasının coşkusu ve mücadeleci bir ruhla sona erdi. 

Devrimci İşçi Partisi, komşu ülke Bulgaristan’ın siyasi işçi hareketiyle, sosyalistleriyle ve sosyal teori üzerine faaliyet sürdürmekte olan aydınlarıyla bağlarını sürdürme kararlılığı içindedir. Bu yılın sonunda İstanbul’da düzenlenmesi planlanan bir uluslararası etkinliğe bu kez Bulgaristan’dan davetlilerin katılması bekleniyor.