Devrim Mısır’ın kapısını çaldı!
Şayet devrim Mısır’da kapıyı sonuna kadar açmayı başarır ve ardından bu ülkeyi fethederse, önümüzdeki aylarda Ortadoğu ve Kuzey Afrika’yı gerçek bir deprem bekliyor demektir.
25 Ocak 2011 Salı günü Mısır büyük kitle eylemleriyle sarsıldı. Kahire’de gün boyu kitleler baskı güçlerinin kurduğu barikatları yararak, polisi püskürterek sokakları özgürleştirdiler. Bir süredir internette ve sosyal paylaşım sitelerinde 25 Ocak “öfke günü” olarak ilân edilmişti. Gece 01’de Kahire’nin en büyük meydanı hâlâ insanlarla doluydu. Kahire’nin yanı sıra İskenderiye, Süveyş gibi büyük kentler, Yukarı Mısır’ın ve Nil deltasının çeşitli şehirleri gösterilere sahne oluyordu. Eylemlere polis müdahalesi sonucunda iki gösterici ve bir polis hayatını yitiriyordu.
Göstericilerin talepleri doğrudan doğruya sınıfsal: işsizliğe, yoksulluğa ve yolsuzluğa karşı sloganlar ön planda. Ama Mısır’daki gösterilerin çok ilginç bir özelliği var: Ülkeyi 30 yıla yakın süredir demir yumrukla yöneten Mübarek’in istifası, daha ilk günden ana siyasi talep olarak öne çıkıyor. Bir ülkede isyan başladığında genellikle başlangıçta kitle daha alçakgönüllü taleplerle sokağa çıkar. İsyan büyüdüğünde, kitle gücünü gördüğünde, kendine güveni arttığında siyasi talepler, hatta rejime ilişkin talepler ön plana çıkar. Mısır’da ise en sivri talep, ülkenin diktatörünün düşürülmesi amacı, daha ilk günden mücadelenin merkezine yerleşti. Bunun nedenini uzakta aramak gerekir mi? Mısır’daki mücadele Tunus devriminin dolaysız ve bilinçli devamı olduğu için ara merhalelerden geçmesine gerek yoktur. Mısır’ın emekçi kitlelerine özgüveni Tunuslu kardeşleri vermiştir!
Mısır’da başlayan büyük mücadele Tunus’taki gibi bir devrime dönüşürse, bunun sonuçları sarsıcı olur. Mısır, Tunus değildir. 1 milyon kilometre karelik toprağı (Tunus 160 bin kilometre kare), 80 milyonluk nüfusu (Tunus 10 milyon), 450 bin kişilik muvazzaf askeri gücü (Tunus 35 bin), sayısız uygarlığa sahne olmuş tarihsel birikimi ile Mısır, Arap dünyasının belki de en önemli ülkesidir. Ortadoğu’da ise İran, Türkiye, İsrail ve belki Suudi Arabistan ile birlikte kilit ülkelerden biri.
Bu yüzdendir ki, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, daha ilk günden Mübarek’i ve rejimi destekleyen ve istikrarlı durumda olduğunu iddia eden bir açıklama yapma ihtiyacı hissetmiştir. Mezarlıktan geçerken ıslık çalma misali!
Şayet devrim Mısır’da kapıyı sonuna kadar açmayı başarır ve ardından bu ülkeyi fethederse, önümüzdeki aylarda Ortadoğu ve Kuzey Afrika’yı gerçek bir deprem bekliyor demektir.