Dünya devriminin yiğit bir savaşçısını yitirdik
17 Eylül günü, neredeyse yarım asırdır sosyalist dünya devrimi mücadelesinin militanı olan, Pablo Rieznik yoldaşımızı kaybettik. Son üç yıldır kanserle mücadele etmekte olan Arjantin’deki kardeş partimiz Partido Obrero (İşçi Partisi) yöneticisi Pablo Rieznik, 66. yaş gününden yalnızca iki gün sonra hayata gözlerini yumdu. Geriye ise Arjantin işçi sınıfının son elli yıldaki mücadelesinin ete kemiğe bürünmüş hali denilebilecek bir hayat bıraktı.
17 Eylül günü kötü haberi alan yoldaşları ve dostları, Rieznik’e veda etmek için düzenlenen etkinliğe akın etti. Çeşitli siyasi parti ve kurum temsilcilerinin yanı sıra, öğretim üyesi olduğu Buenos Aires Üniversitesi’nden öğrencileri ve çalışma arkadaşları da Rieznik’i son yolculuğu sırasında yalnız bırakmadı. Yoldaşının ardından duygusal bir konuşma yapan Jorge Altamira, devrim davasının temel sorunlarını kendine dert edinmiş bir yoldaşlarını kaybettiklerini vurguladı. 18 Eylül sabah 8’de ise Partido Obrero militanları, Pablo Rieznik’in defnedileceği Chacarita mezarlığına kadar kitlesel bir kortej oluşturarak, yoldaşlarına sosyalist dünya devrimi sloganları ile veda ettiler.
Mücadeleyle geçen bir hayat
1969 yılında, üniversite öğrencisi Juan José Cabral’ın polis tarafından katledilmesi üzerine başlayan öğrenci hareketliliği ve bunu takiben patlak veren ve (Cordoba kentinde yaşandığı için) “Cordobazo” olarak anılan işçi sınıfı isyanı sırasında devrimci siyasete gözlerini açan Rieznik, yine 1969 yılında, ileride Partido Obrero’ya dönüşecek olan Politica Obrera (İşçi Siyaseti) saflarında mücadeleye atıldı. 1972’de, Politica Obrera’nın gençlik örgütü olan Union de Juventudes por el Socialismo’nun (UJS-Sosyalizm için Gençler Birliği) kuruluşunda yer alırken, Arjantin Üniversiteler Federasyonu’na da okuduğu İktisat bölümünün öğrenci temsilcisi olarak seçildi.
25 Mayıs 1977’de, yoldaşı Miguel Guagnini ile birlikte polis tarafından kaçırıldı. İkisi de PO yönetimindeydi ve ikisi de Videla diktatörlüğünün baskıcı rejimi altında yeraltı faaliyeti yürütüyordu. Yoldaşı Guagnini işkenceden geçirildikten sonra kısa bir süre içinde serbest bırakılırken, Rieznik Arjantin devletince kaybedilmek istendi. Hem Arjantin’de hem de uluslararası alanda Rieznik’in bulunması için yapılan kampanya öyle güçlü bir noktaya ulaştı ki, Arjantin devleti ağır işkencelerden geçirmesine rağmen tek bir itiraf alamadığı, hatta bir noktada iradesini kırabilmek için pentotal denilen bir ilaç enjekte ettiği Rieznik’i serbest bırakmak zorunda kaldı. Bu süreçte Fransa’da öğrenciler, Rieznik’in nerede olduğu ortaya çıkarılmazsa Arjantin büyükelçiliğini işgal etme tehdidinde bulunmuş, ABD vatandaşlığına sahip olan eşi ise kendini ABD büyükelçiliğine kapatarak Rieznik’in serbest bırakılması için uluslararası kamuoyunu harekete geçmeye çağırmıştı.
Serbest bırakıldıktan sonra, siyasi sürgün olarak Brezilya’ya geçti. Burada Brezilya devrimci Marksist hareketinin gelişimine katkıda bulunan Rieznik, akademik çalışmalarını da ilerletti. Sao Paulo Katolik Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olan Rieznik, bu dönemden itibaren bir devrimci teorisyen olarak da hızla ilerledi. PO saflarında örgütlenme kararını vermek üzere olduğu bir dönemde, görüştüğü bir PO yöneticisine “devrimin ne zaman patlak vermesini bekliyorsunuz?” diye sorup, “önümüzdeki yıl Temmuz ayında” cevabını alan, böylesi bir ruh halinin ve devrimci enerjinin hâkim olduğu bir dönemde örgütlü mücadeleye atılıp, bu mücadeleyi en ön safta sürdüren Rieznik, bu militan mücadeleyi derin bir teorik bilgiyle pekiştirdi. Sayısız makalesinin yanı sıra sekiz de kitap kaleme almış olan Rieznik, son yıllarda çalışmalarını tarihsel materyalizm ve başta fizik olmak üzere doğa bilimleri üzerine yoğunlaştırmıştı.
Hayatı Arjantin işçi sınıfının Peronizm’den kopuşu, bağımsız bir sınıf hattının inşası ve sosyalist dünya devrimi için mücadeleyle geçen bu devrimci militanın ardından ilk söylenmesi gerekeni sonda söylemiş olalım ve yoldaşı Jorge Altamira’nın cenaze töreni sırasında kullandığı bir ifadeyle bitirelim: “Bir devrimciyi, bir Trotskisti, bir Dördüncü Enternasyonal'ciyi kaybettik.”