AKP 20 yılda özel okulları ihya etti, eğitimi çökertti

akli yıllar eğitim

Yaklaşık 21 yıllık AKP iktidarının Türkiye’yi bir şirket gibi yönetmesinden kamusal eğitim de elbette fazlasıyla zarar gördü. 2002-2003 eğitim-öğretim yılında özel okul öğrenci sayısı toplam öğrenci sayısının %1’iyken, 8 katına çıkarak 2021-2022 de %8’i aştı. 2002’de %2 olan özel okul oranı, 10 katına çıkarak 2022’de %20’yi aştı. 2002-2003 eğitim-öğretim yılında vakıf üniversitesi öğrenci sayısı toplam öğrenci sayısının %3,5’i iken, 2021-2022’de bu oran %8’den fazla. Bugün, üniversitelerin toplam sayısı içinde vakıf üniversitelerinin oranı %37’nin üzerinde.

Sadece özelleştirme artmadı. Devlet okulları da ticarileştirildi. AKP iktidarı devlet okullarına yeterli bütçe ayırmayarak açığı velilerden aldıklarıyla kapatmaya çalıştı, devlet okullarında da eğitimi paralı hale getirdi. Meslek okullarının yönetiminde ticari işletmeler belirleyici oldu. Mali yük olarak görülen köy okulları kapatıldı. Bugün itibariyle 677 bin 139 öğrenci taşımalı eğitim kapsamında. Örgün eğitimden uzaklaşan öğrenci sayısındaki artış, açık liseye geçiş oranların artması ve bunlarla birlikte çocuk işçiliğinin artması hep bu yanlış ve piyasacı eğitim politikalarının bir sonucu.

Peki paralılaştıkça, ticarileştikçe, özel sektör hâkim oldukça eğitim ve öğretimin niteliği arttı mı? Tam tersine kötüye gitti. Türkiye’de ilk ve ortaöğretimde hanehalkının yaptığı özel eğitim harcamaları OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) ülkeleri ortalamasının iki katından fazla. Ancak öğrencilerin fen, matematik ve okuma kabiliyetlerini ölçen PİSA testlerindeki başarısı OECD ortalamasının altında kaldı. Türkiye 72 ülke içinde 40’lı sıralarda yer alıyor.

AKP eğitimde sınıfta kalmıştır. 4+4+4 sistemi gibi sözde reformlar sadece AKP’nin dindar ve kindar nesil yetiştirme hedefine odaklanmıştır. Bozuk olan eğitim sistemi iyiden iyiye bilimsellikten uzaklaştırılmış, dogmalara hapsedilmiş, niteliksizleştirilmiştir. Eğitimin bel kemiği öğretmenler ve eğitim emekçileri de bu dönemde giderek yoksullaşmıştır. Sözleşmeli çalıştırma, ücretli öğretmenlik adı altında eğitim emekçilerine reva görülen köle muamelesi eğitim sistemindeki çöküşü hızlandırmıştır. AKP’nin sermaye ile el ele çökerttiği eğitimi ancak işçi sınıfı ve emekçiler ayağa kaldırabilir. Parasız, bilimsel ve kamusal eğitim için özel okulların ve vakıf üniversitelerinin çalışanların denetiminde devletleştirilmesi, eşit işe eşit ücretle eğitim emekçileri arasındaki ayrımların kaldırılması, müfredatın bilimsellik esas alınarak gericilikten kurtarılması mücadelesi, işçi sınıfının iş, aş, hürriyet kavgasıyla ve nihayetinde iktidar mücadelesiyle bütünleşmek zorundadır.

Bu yazı Gerçek gazetesinin Nisan 2023 tarihli 163. sayısında yayınlanmıştır.